Üzülme Türkiye, bekle bizi 2026
Türkiye, Hollanda ile oynamadı. “Bizim Çocuklar”, kendisine adeta savaş açan UEFA’nın karşısına çıktı. Kırmızı beyazlıları, hazırlık maçlarıyla değerlendirip küçümseyen Nyon merkezli kurum, Türk taraftarının Almanya’daki büyüklüğünü, Türk futbolcularının yenilmez inadını kaldıramadı.
Türkiye’nin gruptan çıkmasından sonra önünü kesmeye çabaladı UEFA…
Avusturya maçına, Artur Soeras Dias’ı atadı. Amaç, Portekizli hakemin yönetimindeki tüm maçlarını kaybeden Türkiye’ye psikolojik baskı yaratmaktı.
O kadar emindi ki, Dias’a rağmen kazanan Türkiye’yi yok sayıp Hollanda’nın rakibi olarak Avusturya’yı yazdı duvarına…
Yetmedi yaptıkları…
Merih Demiral’a yalnızca Türk Ulusunun en önemli sembollerinden, hiçbir ırkçı çağrışımı olmayan “Bozkurt” işareti nedeniyle 2 maç ceza verdi. Üstelik, İngiltere’den Jude Bellingham’ın dünyanın her yerinde ‘ahlaksızlık’ olarak kabul edilen hareketine bir yıl ertelemeli, bir maç ceza verdiği gün…
UEFA’nın tavrı Türklerin nasıl bir ulus olduğunu ortaya çıkarttı. Herkes tek bayrak, tek millet, tek ‘BOZKURT’ oldu…
Hollanda’nın karşısına yalnız 11 futbolcu değil, dünyanın tüm Türkleri çıktı…
Almanya’nın elenmesiyle turnuvanın ‘ev sahibi’ olan Türkiye, terinin son damlasına kadar mücadele etti.
Elbette bir taktik, elbette bir oyun planı vardı. Ancak, maç öyle bir hale bürünmüştü ki, kazanmak için ‘tek yürek’ mücadele etti milliler. Tribünlerden, ekran karşısındaki milyonların yüklediği enerji ile…
Öne de geçti.
Kırılma anlarında şans Hollanda’ya güldü. Olmadı.
Belki maçı kaybetti ama, birliğini, dirliğini ve bütünlüğünü gösterdi, Türkiye…