Kızılelma’nın başlangıcı Altay Tanrı Dağları
Orta Asya’dan Avrupa içlerine, Kuzeyde Sibirya, Güneyde Hindistan’ın da içinde bulunduğu Gönül Coğrafyamızda komünizmin dört bir yana dağıttığı Türk-İslam Devletlerinden geride kalanlara tanık olup dil olmayınca hiçbir değerin kalmadığını, TÜRKÇE’NİN birleştirici gücünü görüyoruz. Merhum Yahya KEMAL’İN deyimiyle; “Türkçe’nin çekilmediği yerler vatandır.” Sözleri aklımıza mıh gibi kazınıyor. Dilin önemine, kaybedildiğinde nelerin yaşanabileceğine üzülerek kendi gözlerimizle şahitlik ediyoruz. Bu bağlamda; “Adın gibin?(Adın nedir?)”, “Kaça yaştasın(Kaç yaştasın?)”, “askar(asker)”, “adabıyat(edebiyat)”, “ukuk(hukuk), kelimeleri bu dilin Türkçe’ye ne kadar benzediğini, eğer diğer kelimeler de korunabilseydi günümüzde aynı dili rahatlıkla konuşuyor olabileceğimizi bizlere göstermektedir.
Çoğu TÜRK SOYDAŞIMIZ bağımsızlık mücadelesi verirken dilinden, dininden, kültüründen taviz vermek zorunda bırakılmaktadır. Rusya’nın Azerbaycan Türkü, Kırgız, Özbek, Kazak, Uygur, Kırım, Kıpçak, Başkurt gibi aynı kökten gelen birçok Türk Soydaşımıza uyguladığı mezalim de bu aşamalardan geçmiştir.
TÜRK BOYLARI ALTAY TANRI DAĞLARI ARASINDA ERGENEKON’DAN BÖRTEÇİNE ADLI BOZKURTUN YOL GÖSTERMESİ SAYESİNDE çıkıp bir ağacın dalları gibi dünyanın dört bir köşesine dağılırken; kimi boylar bağımsız bir devlet kurmuş kimileri başka devletlerin egemenliği altında yaşamak zorunda kalmıştır. Her yazımızın eninde sonunda vardığı ana nokta olan ATAMIZ OĞUZ HAN’dan GELEN 24 OĞUZ BOYU’NUN BİRLEŞTİĞİ TURAN ile bu boyların hepsini bir arada görme temennisi de işte buradan gelmektedir.
Nuh (A.s.)’ın oğlu Yafes’in oğlu olan kişinin adı “TÜRK”TÜR! Yafes ve oğulları TÜRK YURDU olarak bilinen Tanrı Dağı’nın bulunduğu coğrafyaya yerleşmiştir. O gün bugündür Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Çin’in Sincan Uygur Bölgesi ve TÜRKİSTAN’A yayılan TANRI DAĞLARI TÜRK’ÜN KİMLİĞİNİ TEMSİL ETMİŞTİR!
16 Büyük Türk Devleti gibi yeryüzünde ALTAY’DAN TUNA’YA; Anadolu’dan Afrika’ya çok sayıda tam bitti denilen noktada devlet kuran başka bir milleti tarih kaydetmemiştir!
Yaklaşık yedi milyon nüfusa sahip Kırgızistan’daki Türklerin çoğu farklı dönemlerde özgürlüklerinden ve kimliklerinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Kırgızistan’da resmi dil Kırgızca ve Rusçadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin katkılarıyla kurulan Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi’nde Türkçe eğitim vermesi TÜRK DÜNYASI açısından çok önemlidir.
Dünyanın en uzun destanı olarak bilinen Manas Destanı; Türk tarihi, kültürü, edebiyatı, yaşam tarzı, dini hakkında bilgi veren Kırgız Türklerinin milli destanı olan bir başyapıttır. Manas Destanı, Manas’ın doğumuyla başlar. Beşikte iken konuşmaya başlayan Manas kafirleri yeneceğini bildirir. Manas çabucak büyüyüp yiğit bir delikanlı olur ve Kaşgar’da bulunan Çinlileri haraca bağlayıp doğuya sürer.
Kırgız Türk Aydınları 1917-1924 yılları arasında Manas Destanı’nın 400.000 mısrasını tespit etmişler, Rus Komünist Partisi Manas Destanı için; “Manas Destanı ilim bakımından çok değerli bir eser olmakla beraber biz bu destana karşı çok ihtiyatlı davranmalıyız.” Sözlerini kullanmıştır.
Bu yörede, Uranyum kaynaklarının çoğunu Çin işletmektedir. Ayrıca hayvancılık en fazla gelir getiren geçim kaynağıdır. Vatandaşlar Nogay Çayı tüketmektedirler. Nogay Çayı Orta Asya’da en fazla tüketilen çaydır. Tanrı Dağı eteklerindeki Türk köylerinde küçük çocukların dahi ata bindiğini gördüğümüzde “Atın Türk’ün kanadı” olduğuna bir kez daha şahit olduk. Bunun yanında nice mezarlar kümbet şeklindedir ve üstünde ay yıldız ve hilal mevcuttur. İnsanların giyimlerine özenli olduğu; Prof. Dr. İbrahim KAFESOĞLU’NUN belirttiği gibi; Türklerdeki elbise kültürü burada kendini göstermektedir.
Tanrı Dağları eteklerinde yaşlı bir amcanın yaptığımız BOZKURT hareketine “TÜRK HAREKETİ” demesi, TURAN YOLUNDA TARUMAR EDİLEN TÜRK DEVLETLERİ’NE HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA ULAŞMAYA ÇABALAMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİZLERE HATIRLATMIŞTIR.
Röportaj yaptığım görevlilerden bir tanesi bugün yeryüzünde en fazla kara askerine sahip millet Büyük Türk Milleti olup; Avrupa’nın EURO 20204’TE Merih Demiral’ın yaptığı TÜRK’ÜN SEMBOLÜ OLAN BOZKURT İŞARETİNDE; “TÜRK’E DURMAK YARAŞMAZ”I GÖRDÜKLERİNDEN TURAN’A GİDİLEN YOLDA DİRİLİŞİMİZDEN KORKMUŞLARDIR!
Kırgızistan’da Kırgız Soydaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre; 1906 yılında Stalin’in Kırgızistan’da yaptığı toplu katliamın ardından vatandaşlar Sibirya’ya sürgüne gönderilmiş geri kalanı da Çin’e kaçmıştır. Bu sebeple vatandaşların tabiriyle bir zamanlar Kırgızistan için Rusya’nın Hindistan’ı denmiştir. Bununla da kalmayıp Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Arşivlerine göre 1918’den 1953’e kadar zaman içerisinde Kırgızistan’da siyasi repressiyaya maruz kalanların toplam sayısı yaklaşık 21 bin kişi olduğu tespit edilmiştir.
Sovyet baskısı 1930’lu yılların başında güçlenmiştir. 1937-1938 “Büyük Terör” olarak adlandırılan dönemde repressiya doruk noktasına ulaşmıştır. Bu dönemde, SSCB’de 1.7 milyona yakın kişi hapsedilmiştir. Repressiyaya maruz kalanlar iki kategoriye bölünmüştür. Birinci kategoridekilere kurşunlama, ikinci kategoridekilere uzun müddet çalışma kamplarına hapsetme kararı alınmıştır. Her iki kategoriye devlet adamlarından dini liderlere, işçilere kadar her kesimden birçok insan maruz bırakılmıştır. Bu dönemde birçok uydurma mahkeme açılmış ve “Pantürkist”, “Panislamist” gibi sıra dışı suçlamalarda bulunulmuştur.
Ata-Beyit Mezarlığında görevli Müze Yetkilisinden aldığımız bilgilere göre; 1991’de Çon-Taş Köyü civarında Kasım 938’de öldürülen 137 kişinin naaşının topluca gizli gömüldüğü yer bulunmuştur. Kurşunlanan insanlar tuğla kerpiçci çıkartılan fabrikanın fırınına gömülmüştür. Burada bulunan mezarlar toplu bir şekilde çıkartılmış ve aralarında Cengiz AYTMATOV’UN babasının da bulunduğu 137 kişi için hazırlanan, adının bizzat Cengiz AYTMATOV tarafından konduğu ATA BEYİT ULUSAL TARİH VE ANIT KOMPLEKSİ’NE defnedilmiştir.
Bu bağlamda TÜRK DÜNYASI Kırgız Yazarı Cengiz AYTMATOV’A selam durarak; “SÖYLE BANA TOPRAK ANA, GERÇEĞİ SÖYLE; İNSANLAR SAVAŞMADAN YAŞAYAMAZLAR MI?” sözleriyle TÜRK’ÜN YAŞADIĞI ACIYI PAYLAŞTIĞIMIZI İLİKLERİMİZE KADAR DUYDUĞUMUZU HATIRLATTI.
Bu mezalimlerin arasında AY ÇÖREK ANNE; savaşta çocuklarını kaybeden, Rusların yaptığı zulmü anlatan kadındır. Şehrin merkezinde onu tasvir eden bir yapı bulunmaktadır fakat aynı merkezde Stalin’in de heykeli mevcuttur. BU ŞEKİLDE BİR KEZ DAHA GÖRÜYORUZ Kİ; TÜRKLERİN VE TÜRKÇENİN ELİNİ ÇEKTİĞİ YERLERDE NE KÜLTÜR NE DİN NE DE GELENEK DEVAM EDEBİLİYOR… DÜZEN KAYBOLUYOR… “TURAN” KELAMINI GÖNÜLLERDE DAHA DERİNE YERLEŞİYOR…
Sovyet Rejimi sırasında bir yanda kurşunlamalar ve sürgünler devam ederken bir yandan da Türk kültürünü dejenere etmek için gençlere Rusya Tarihi öğretilmiştir. Tüm bunlara rağmen günümüzde Kırgızistan’da Rusya yerli halka hiçbir zarar vermediğini iddia etmektedir.
Mutlu olduğumuz nokta ise; TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI SAYESİNDE eskiden Kırgızistan Rusya’yı yakın görüp Türkiye’yi kendine uzak görürken; şimdi Türkiye’yi kendisine yakın görmekte ve tarihinde kimler tarafından zulme uğradıklarını hatırlayarak bu bilinçle devam etmektedirler. Hatta BİLGE LİDERİMİZ SAYIN DEVLET BAHÇELİ’NİN DE iki topluluğun birbiriyle kaynaşmasında çok büyük yeri olduğunu savunduğu; “Birbirinden kız alıp kız verme” geleneğini de yaşattıklarını görmekteyiz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’IN Kırgızistan’da; “Fetö okulları kapatılsın!”, “Fetö konusunu gündemimizden çıkararak olumlu gündeme yoğunlaşmamız iki tarafın da yararına olacaktır.” Açıklamasını hatırlatmak isteriz.
Hala yeryüzünde bağımsız Türk Devletleri olarak varlığımızı devam ettirme nedenimiz ERGENEKON’DA DEMİR DAĞI ERİTEN MÜCADELECİ RUHA SAHİP OLMAMIZDANDIR.
Kırgızistan’da tek gördüğüm “bir” olduğumuz “bir”den geldiğimiz ve bir gün “bir”e varacağımız…
Manas Destanı’ndan bu dizelerle TÜM TÜRK YURTLARINA SELAM GÖNDERİYORUZ VE ÖZE DÖNÜŞÜN GEREKLİLİĞİN ALTINI BİR KEZ DAHA BU SATIRLARDA GİZLİ OLAN ANLAMLA YİNELİYORUZ;
“Andan arı sen barsan. “Oradan da ileri gidin,
Samarkanda Kan Koyon. Semerkand'da Kan-koco var,
Aga cetip haber ver! gidin ona haber verin.
Andan arı sen barsan, Oradan da ileri gidin,
Ergeş eli, İteli Erkeç kavmi, it kavmi var,
Aga cetip haber ber! onlara da gidip haber verin!
Andan arı sen bersan. Oradan da ileri gidin,
Toodaktay moynu soskon kul, toykuşu gibi boynunu süzen,
Baylığı curttan oskon kul, halkın en zengin kulu
Aydar-kandın Kan kökçü Aydar Han'ın oğlu Han Kökçö var,
Ağa cetip kabar ber! gidin ona haber verin!
Andan arı sen barsan, Oradan da ileri gidin,
Kapırdın curtu bar eken bir kafirin yurdu vardır,
Bulçun eti bukaday, eti boğa eti gibi,
Eğine sakal koyboğon, çenede sakal bırakmaz,
Erdinen murut albağan, fakat bıyığını kesmez,
Orustan kanı Çon coloy- Rusların ham Çon Coloy var,
Ağa cetip-kabar ber!” gidin ona da haber verin.”