16 Ekim 2024
weather
20°
Twitter
Facebook
Instagram

İradesini Kandil ve İmralı’ya bağlamış hukukçu!

YAYINLAMA:
İradesini Kandil ve İmralı’ya bağlamış hukukçu!

8 yaşındaki Narin, Diyarbakır’da kayıp olmuş ve günlerce aranmıştı. 19. günün sonunda cansız bedenine ulaşılmıştı. Bu sürecin başlangıcında ve sonunda kameraların önünde hep ön plana çıkmaya çalışan Diyarbakır’da bir isim vardı.  Uzatılan her mikrofona konuşuyor, her canlı yayına bağlanıyor, tüm yerel ve ulusal medyayı toplayıp geniş basın toplantıları düzenliyordu. Bu durum gerçekten çok dikkat çekiyordu. Türkiye’nin her ilinde adice cinayetler işleniyor ama o illerde Diyarbakır Barosu Başkanı gibi hiç kimse böyle ön planda olmak için çaba harcamıyordu. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Narin cinayetini kendine fırsat bildi. O güne kadar Nahit Eren’i; ne Diyarbakır’ın ne de Türkiye’nin bir meselesinde bu kadar kamera meraklısı olduğunu görememiştik.

Göremediğimiz için kim olduğunu, kime yakın olduğunu, hangi düşünceleri taşıdığını da bilmiyorduk.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’i, Narin ile ilgili basın toplantısı düzenlediği gün izlemiştim. Önünde terör örgütü PKK’ya ait haber ajanslarının mikrofonu görünce elbette o gün kendisi hakkında bir not vermiştim. Sonra araştırdım ki zaten Nahit Eren o haber ajanslarına 7 ay önce “Abdullah Öcalan ile kurulacak bir temas çözümü doğurur” açıklamalarını yaparak teröristbaşı Öcalan’ı kutsamıştı.

2022 yılında da “Öcalan’a yönelik avukat yasağına cevap alamadık. İmralı ile görüşme ülke için fırsat” diyerek yine çözüm haltı karıştırmıştı.

Yani anlayacağınız kendisi terör örgütü PKK’ya biat etmiş bir hukukçu imiş… Narin cinayetiyle ilgili içinde hak, hukuk, vicdan geçen bir basın toplantısı düzenleyince bir halt sanmıştım ilk başlarda…

Narin toprağa verilip olay gündemden soğuduktan sonra Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren de ortadan kaybolmuştu.

Geçtiğimiz günlerde yine piyasaya çıktı. Bu sefer biti katlanan bölücülere, Türklük düşmanlarına ayak uydurmak için kameralar karşısına geçmiş…

Emperyalizm laboratuvarında Türkiye’de etnik fitne üretmek için peydah edilen “Kürt Sorunu, Kürt Meselesi” kavramlarına cila sürerek “Türkiye’de Kürt meselesi bağlamında, toplumsal barış için hukuki gereklilikler ve öneriler” başlığı altında basın toplantısı düzenleyerek “Anayasa’nın başlangıç bölümü dahil olmak üzere bütününde Türk etnik kimliğine vurgu hâkimdir. Bu vurgu anayasa metni boyunca sıkça tekrarlanan ‘Türk vatanı ve milleti, yüce Türk devleti, Türk milleti Türk dili, Türk kültürü’ gibi ifadelerle kendisini göstermektedir. Bu dil farklı etnik kökene mensup insanlardan oluşan Türkiye toplumunun çoğulcu yapısı ile bağdaşmamaktadır.” sözleriyle açıkça “Anayasa’nın ilk dört maddesi ve Anayasanın 66. maddesindeki Türklük kavramı değiştirilsin demiş…

Salonu da balkona katalım mı bölücülüğün müteahhitlerine hizmet eden Nahit Eren?

Nahit Eren, Diyarbakır’da Baro Başkanlığı yapıyorsun, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ailelerin 2019 yılında başlattığı oturma eylemine niçin bir gün destek vermek için yanlarına gitmedin?

Gidersen PKK senin o sakallarını teker teker yolar değil mi?

Anayasa üzerinden Türk milletinin birlik ve beraberliğini “Kürtlere resmi dil, vatan, haklar, özgürlükler” lakırdısıyla bozma hedefini ortaya koyuyorsun, sözde “Kürtleri düşünüyormuş” gibi davranıyorsun da niçin Kürt çocuklarını dağa kaçırıp onların eline ABD silahları tutuşturup terörist yapan, onları uyuşturucuya alıştıran, onlara dağlarda, mağaralarda tecavüz edenlere bir-iki cümlede olsa eleştiri getirmiyorsun?

Diyarbakır’da yaşıyorsun, Anayasa’nın değişmez maddelerini kurcalamak yerine niçin bir gün gidip Kürt çocuklarını terör batağına saplayan terör örgütü PKK’ya ve siyasi uzantılarına tepki göstermiyorsun?

Ailesi ve akrabaları içindeki canavarlar tarafından öldürüldüğünden şüphemizin kalmadığı Diyarbakır’daki 8 yaşındaki Narin için etnik kökenine bakmadan Türkiye’deki vicdan sahibi herkes üzüldü. Narin için, hukuk adı altında o televizyondan bu televizyona, o basın toplantısından bu basın toplantısına koşturup reklam ve ilgi algısını oluşturduktan sonra, ilk planlama işin Anayasa’daki Türklük vurgularına saldırmak mıydı Nahit Eren?

Kandil baronlarının korkusundan yapamayacağını biliyoruz da yine de kamuoyu gerçek yüzünü anlasın ve düşen maskeni görsün diye bir davette bulunuyoruz. 

Madem Kürtleri çok seviyorsun! 

Hadi, hukukçu ruhsatını İmralı ve Kandil’e teslim etmiş Nahit Eren hadi…

Yarın, çocukları terör örgütü PKK’nın siyasi tasmalıları tarafından kaçırıldığı için 2019 yılından beri çocuklarını kurtarmak için eylem yapan ve tamamı Kürt ana ve baba olan aileleri ziyaret ederek onlara bir hukukçu olarak destek versene!

Terör örgütü PKK’ya çağrı yap da dağa kaçırdıkları Kürt kökenli çocukları serbest bıraksınlar… 

Yapabilir misin Nahit?

Yoksa sen de PKK elinde esir ve köle misin? 

Yapamazsın değil mi?

Seni boncuk boncuk terletirler değil mi?

Senden şırınga ile hukuk çekerler değil mi?

Geçtiğimiz hafta MHP Lideri Devlet Bahçeli sizin gibi etnik fitne figüranlarına “Anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük çekenlere tekrarlıyorum: Burasının adı Türkiye Cumhuriyeti, milletinin adı ise Türk milletidir.” hatırlatması yapmış ve “Türk’süz Anadolu, Türk’süz millet, Türk’süz devlet cehennemin diğer adıdır.” Uyarısında bulunmuştu.

Terör örgütü PKK kurulduğu andan itibaren, "HEP'e destek vermeyen Kürdün tavuğuna kadar öldürün" ve "Otoritemizi kabul etmeyenlerin evdeki faresine kadar başını ezin, göçertin. O topraklarda tarafsız kimse olmaz, ya bizdendir ya da düşman" gibi sözlerinin sahibi teröristbaşı Öcalan’dan aldığı talimatlarla en büyük katliamlarını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çoğunluğu Kürt kökenli olan sivil halka yönelik gerçekleştirmiştir. 

O yüzden terör örgütü PKK’ya hizmet eden herkes Türk milletinin düşmanı olduğu gibi, bu milletin evladı olan Kürtlerin de can düşmanıdır. İmralı ve Kandil’den medet uman Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren de durduğu nokta ve ilişki ağına bakınca bu düşmanlardan birisi olduğu açıktır. Anayasa’daki Türklük vurgularına düşmanlık yaparak da bu aciz halini taçlandırmak ve bölücülüğün baranlarından “aferin” almak istemektedir.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, senin gibi Türklük düşmanlarına cevabı Diyarbakır’ın has Türk evladı Ziya Gökalp versin…

“Türk olsam olmasam ben Türk dostuyum,

Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!

Çünkü benim gayem Türkü yaşatmak,

Seninki öldürmek her yaşatanı!”

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 1 gün önce
Rabbim bölücülerin alayını meslegi meşrebi ne olduğu hiç önemli degil KAHHAR ADI İLE CÜMLESİNİ KAHREYLESİN AMİN
BEĞENME
0
CEVAPLA