İlaç gibi galibiyet
Bir tarafta yönetimi, hocası daha belli olmayan, lig hedefinden uzaklaşmış Beşiktaş. Diğer tarafta her geçen gün formunu yükselten, kadro derinliği olan, başında dünyaca ünlü hocanın olduğu Fenerbahçe.
Birisi can derdinde, diğeri zirve mücadelesinde. Ama gelin görün ki, iki takım da temkinli, iki takım da korkak. “Aman gol yemeyelim” zihniyetinde bir ilk yarı izledik. Sivrilen bir oyuncu yoktu ilk bölümde. Beşiktaş’ta Rafa Silva, Gedson, Rashica, Immobile ve Serdar Topraktepe’nin çok güvendiği Salih durumu idare etti. Hücum gücü yüksek Fenerbahçe’de ise Dzeko, Tadic, Fred, dağınık oynayan, topu ayağında fazla tutan Maxi ve son haftaların formda ismi Oğuz varlık gösteremedi.
Koskoca 45 dakikada pozisyon olarak Emirhan’ın çizgiden çıkardığı bir top, Rafa Silva’nın vuruşunun Livakovic’ten dönmesi ve Tadic’in direkte patlayan topu. Gerisi hikaye.
Hani “Derbilerde favori olmaz” derler ya. İşte o kural işledi, ikinci yarıda. Yoğun sorunlarla uğraşan ve favori gösterilmeyen Beşiktaş Immobile ile attı golünü. Karışıklığa kulağını tıkadı siyah beyazlı futbolcular, “canla-başla” mücadele ettiler, ne olursa olsun “biz bu yarıştan kopmayacağız” mesajı verdiler.
Kriz ortamında ilaç gibi geldi bu galibiyet. Fenerbahçe’ye gelince, ne Mourinho’nun hamleleri işe yaradı, ne de futbolcuların çabası. Sanki şampiyonluk yarışından kopmuş, tatile çıkmış bir takım vardı sahada. Bu kadar yıldızı, kadro derinliği olan bir takım neden bu hallere düşer ? Onun cevabı da Mourinho’da !