En-Nesyri’nin “Altın kafası”
Fenerbahçe için çok önemli bir maçtı. Hem ligde, hem de Avrupa’da alınan kötü sonuçlar takımı demoralize etmiş, taraftarlar tepki göstermiş, yönetim ve teknik heyet hedef tahtasına konmuştu. İşte böylesi bir ortamda, bir de yağmur altında baskılı başladı maça Fenerbahçe. Başakşehir de sert bir direnç gösterdi, sarı lacivertlilere. Kostic-Oğuz, Osayi-İrfan Can ikilileri ile çok bindirdi, Mourinho’nun talebeleri.
İlk 20 dakikadan sonra birçok pozisyon buldular, rakiplerini bunalttılar, hatta sinirlendirdiler. Önce Dzeko adına yakışır bir gol attı, ilk yarının uzatma dakikalarında da Ba gereksiz kırmızı kart gördü.
İkinci yarıda eksik Başakşehir karşısında fark bekledi, taraftarlar. Dzeko’nun liderliğinde arka arkaya da pozisyonlar buldular.
Ama ne Oğuz, ne İrfan Can ne de Szymanski, maçın yıldızı Dzeko’nun yarattığı pozisyonları değerlendiremedi. Böyle olunca futboldaki “Atamayana atarlar” kuralı işledi, ilk atağında Piatek ile golü buldu, konuk takım. Şok golden sonra taraftarların homurtularını, futbolcuların telaşını, kısacası yaşanan krizi En-Nesyri’nin altın kafa vuruşları çözdü.
Günü kurtardı belki Fenerbahçe ama izleyenler, 10 kişi kalmış rakipleri karşısında hiç de rahat bir maç izleyemedi. İlk yarı bitiyor hala defansta sorunlar var. Sakatlıklar artıyor. Bir koordinasyon eksikliği, bir beceriksizlik kol geziyor sarı lacivertlilerde.
Ve Mourinho hala sorunları çözemiyor.