Sergen Yalçın reçeteyi yazar!
Beşiktaş, son 3 ayda olduğu gibi Rize deplasmanına da felaket bir oyunla başladı. Kötü alışkanlıklar virüs gibidir, kolay kolay terk edilmez ama düşünün, başkan değişmiş, camia kan ağlıyor, yeni başlangıç gerek fakat Mert Günok hariç takım ayaklarını ve tüm aklını İstanbul’da bırakmış gibiydi. Ne savunma savunma, ne hücum hücum, ne bekler bek gibiydi… Ve karşılarında topla tüfekle saldıran bir Rizespor vardı.
Bu şaşkınlıkta ilk yarım saatte 6 net pozisyon verdiler. 3‘ünde Mert olağandışı panterleşti, 3’ünde de kaleyi bulamadı, Sow ve Rizeliler. Ama yıkılmaz adam Mert, klasikleşen duran top zaafiyetinden gelen Gedson’un kaza golüne engel olamadı.
Yüksek tempoyla Beşiktaş’ı hırpalayan, ailece baskıya gidip, ailece dönen ama 3-0 yerine 1-0’la yetinen Rize’nin bir korkusu vardı. Beşiktaş’ın hızlı silahlarına karşı telafisi olmayan hata yapmak! O pas hatasını devrenin uzatmasında Hadziahmetovic yaptı, Muçi de 2 saniye içinde driplingle uyuyan takımını uyandırma adına bir dokunuş golü attı.
Fakat Beşiktaş’ın “emekliler heyeti”ni andıran kadrosunun uyanmaya niyeti yoktu. Rize’nin tempoyu ayarladığı oyunda rakip kaleye sağlam gidemediler.
Kalecilerin karşılıklı 1’er kurtarışıyla hatırlanacak 2. yarıda Rize’nin uzatmada santimlerle VAR’dan golü dönünce denge bozulmadı ve Siyah-Beyazlılar mucize 1 puanı aldı… Ancak Serdar Adalı’ya “Hoş geldin” galibiyetini hediye edemeyen, daha önemlisi futbolu hatırlaması gereken, mental olarak toparlanamayan bir takım var ortada.
Bir eli sopalı sihirbaz lazım. Yorumcuyken “Reçete yazarım” diyen Sergen Yalçın eğer vazgeçmezse yarın hoca olduğunda aynı takımla çare olur mu? Neden olmasın! Bundan daha kötü olmayacağı kesin!