Beşiktaş'ın kara günü!

Beşiktaş’ta kadro mühendisliğinin sorunlu olduğunu gösteren bir maç oynandı. Eldeki tek stoper “yarım sağlam” Paulista’nın partneri Svensson idi. Paulista sakatlık yaşadığında oyuna “sabır taşı” Onur Bulut girecekti. Sağ bek ise Chamberlein. Düşünün; 5 stoper yokken alt yapıdan bir stoper takıma giremiyorsa veya alınmıyorsa o alt yapıyı kapatın gitsin.     

Immobile yedekti ve Ole’nin Haaland potansiyeli gördüğü Mustafa ilk 11’de şans buldu. Bronckhorst zamanında yaşadığı, kötü geçen Ajax maçı tecrübesine göre bu kez olgunlaşmıştı. Etkili olamasa da, en azından takımın ihtiyacı olan santrfor modelini gösterdi. Ama bir kez daha gördük ki, santrfora top taşımak asıl sorun.

Sakatlıklara Çağdaş Atan’ın tempoyu düşürme taktiği eklenince Beşiktaş’ın 2. yarıya dek oyunda hızını göremedik. Onur Bulut’u oyuna alıp Chamberlain’e orta saha organizasyonu veren Ole, “saldır Beşiktaş” ruhuyla vitesi 5’e taktı. Ancak daha ilk 15 dakika, kaçan pozisyonlar ve Paulista’nın kafa vuruşunun direkten dönmesiyle “atamayana atarlar” durumu yaşandı. Başakşehir’e alan bırakmak intihardı ve misafir cezayı kesti. İştah ve enerjisini maç boyu hiç kaybetmedi belki Beşiktaş ama Yusuf Sarı’yı durdurmadı.     

Sabahki divandan sonra sahada kaybetmek doğal sonuçtu. Lig üçüncülüğü için bu kaybın telafisi mümkün. Saha dışında yaşananların ise yok… 12 Nisan 2025; Beşiktaş tarihine kara bir gün olarak geçti. Divanda yaşanan olay; skandal, rezalet, ayıp. O, şu, bu suçlu hiç fark etmez. Yeter artık, uyan ve kenetlen Beşiktaş!.