10 kişi çok daha iyiydi!

Sözün yetersiz kaldığı durumlar için “Anlatılmaz yaşanır” derler. Dünkü Kasımpaşa-Beşiktaş maçı da öyleydi. Beşiktaş için olamaz denecek ne varsa, sahada o oldu…
Solksjaer, kupa hüsranı sonrası tehlikenin ciddiyetini görmüş, Immobile’li ilk 11’le fabrika ayarlarına dönmüştü. Ama ilk dakikada evdeki hesap çarşıya uymadı. Sezonun en formda Beşiktaşlısı Rafa Silva derin topta gole giderken hızını kaybetti, Yasin geriden koşup net golü kesti.
Kasımpaşa dersini çalışmıştı. Fall’a atılan her derin top pozisyon olurken, Immobile’ye 45+3’e dek 18 içinde 1 tek top gitmedi. O Fall 4. atağında golü attı. Zaten takım durgun, isteksiz, silikti. 1-0 sonrası dönüş beklenen Beşiktaş’ta yeni “cam adam”lardan Emirhan 17. dakikada çıktı, Tayyip girdi. Tayyip de 4 günde 2. kez kırmızı kart görmenin şerefine nail oldu!. Şanssızlık mı, akıl tutulması mı? Ve 6 stoperle sezonu açan bir takımın, Necip Uysal dahil 6 oyuncusu da sakatlık yaşar mı? Bu nasıl tatsız tesadüf?
Beşiktaş, 2. yarıda Solksjaer’in 10 kişiyle pes etmeyip bulduğu riskli “üçlü savunma” çözümüyle pozisyonlar aradı. Takım da ilk yarının aksine hücumda ve savunmada ortaya bir karakter koydu. Rafa’nın topları direğe, kaleciye nişanladığı maçın sonunda kazanılan penaltı golü ir emeğin ödülüydü.
Kasımpaşa’nın kaçırdığı pozisyonlar da onlara ders olmuştur!
Özetle; kupa hüsranı sonrası Beşiktaş tek teselli olan lig üçüncülüğü için gereken ruhu en azından 2. yarıda gösterdi.