Cankurtaran Mert Günok

Beşiktaş seyircisinin desteği ve kupa moraliyle sahaya çıksa da ilk yarım saatte hiç organize değildi. Dağınık, temposuz, topu heba eden, atak yapamayan, kaygan zeminde şutu aklına bile getirmeyen, savunmada dökülen, 2 net pozisyon veren ve Gedson’un sakatlığı ile travmaya giren taraftı. 

Ancak organize olduklarında 8 dakikada şip-şak 2-0’ı buldular. Sağ koridoru iyi kullandıkları gibi savunma arasına ve arkasına bitirici koşularla 9 maç sonra bir devreye 2 gol sığdırdılar… Rafa ve Onur’un asistleri kadar, Ndour’un geriden gelip 5 savunmacı arasından vurduğu kafa ve Immobile’nin gol atması değerliydi. 

Daha da değerli olan ise Mert’in klasikleşen cankurtaran performansıydı. Maçın her anında kalbiyle kaledeydi ve 1 gole engel olamasa da, yaptığı 5 muhteşem kurtarışla takımını ayakta tuttu. Arkadaşları son 3 maçtaki tüm primleri kaptana verirlerse daha adil olur. Beşiktaş, sırtını Mert’e yasladı, gidiyor.

İkinci yarıda Rize ve Sivas maçlarının kopyasını izledik. Beşiktaş iyice geriye yaslandı ve mahkum oynadı. Bu kadro 90 dakikayı kaldıramıyor ama bardağın dolu tarafına bakarsak skor koruma becerisi gelişiyor. 20 maç sonra gelen üst üste 2 galibiyet yeni bir başlangıç için hiç susmayan taraftara ne kadar umut verdi bilemem ama 10 dakikalık oyun Serdar Adalı’nın hayal ettiği özlenen güzel günler için yetmez.