“Çakma Kara Murat’ın” figüranlığı ve hezeyanları
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Çakma Kara Murat” gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında dolaşan Azmi Karamahmutoğlu Halk TV’de CHP’ye kendini pazarlama cümleleri kurarken, psikolojik sıkıntıları ve kirli ilişkileri olan partisi Zafer’in içini de karıştırdı. Katıldığı televizyon kanalı “DEM elimizden kayıp gidecek, bölünecek, parçalanacak, bizim siyasi hesaplar sıkıntıya girecek” korkusu yaşayan Halk TV olunca Azmi Karamahmutoğlu da doğal olarak bu korku iklimine uygun konuşmalar yapmış…
Mesela Azmi Karamahmutoğlu gazeteci Akif Beki'nin "İlk kez bir siyasetçinin başına bu gelmedi. Darbe dönemleri dışında da geldi mesela yakın tarihte biliyoruz Selahattin Demirtaş. Siz veya partiniz Selahattin Demirtaş'ın başına bu geldiğinde ne dediniz? Bir şey dediniz mi?" sorusu üzerine "Partiden resmi bir açıklama bu doğrultuda yapılmış değil fakat…" demiş ve şöyle devam etmiş:
“Şu her zaman için tutumumuz olmuştur; işlenmemiş bir fiil, suç teşkil etmemiş bir fiil veya ithamdan dolayı siyasetçiyi kaçma şüphesi yokken veya delilleri karartma şüphesi yokken ki bu Osman Kavala için de geçerli... Tutuklu yargılamanın gayri hukuki olduğunu hep söyledik. Bunu bir şahsın özelinde değil ilkesel olarak hep söyledik. Şimdi burada da Ümit Özdağ için aynı şekilde. Selahattin Demirtaş için aynı şekilde."
Bunun üzerine Zafer Partisi Genel Başkan vekili Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu “Ben sayın Genel Başkanımın, Selahattin Demirtaş ile aynı kefeye konmasını kabul etmiyorum.” dedi. Genel Başkan Yardımcısı Bartu Soral ise "Talihsiz bir açıklama olmuş. Siyasi duruşumuz açısından da yanlış buldum." şeklinde açıklama yaparak Azmi Karamahmutoğlu’nu eleştirdi…
Oysa Azmi Karamahmutoğlu, Ümit Özdağ’ın çizgisine uygun PKK’lı terörist Selahattin Demirtaş’a sahip çıkmıştır. O Ümit Özdağ değil miydi, CHP-HDP-İP ittifakı içinde yer alarak 2019 yerel seçimlerini “Galiplerden birisi de hiç şüphesiz Selahattin Demirtaş’tır. Selahattin Demirtaş, Öcalan’ı yendi.” şeklinde yine bu Halk TV’de değerlendirmeler yapan… Bu Halk TV’ye çıkanların çayına, suyuna nasıl bir şey karıştırıyorlarsa her çıkan bülbül gibi “Selahattin Demirtaş” diye şakıyor.
Ümit Özdağ, CHP’li Belediye Başkanlarının HDP desteğiyle kazanmasını böyle yorumlamıştı. Oysa teröristbaşı Öcalan, İstanbul seçimleri için “tarafsızlık” çağrısı yaptığında, PKK’lı Selahattin Demirtaş “Öcalan’ın sözünü dinlemeyin” dememişti ki, aksine “Öcalan’ın demokratikleşme ve barış için alacağı her türlü inisiyatifin yanında olacağımdan, başarısı için samimi çaba sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın.” açıklamasını yapmıştı. O halde “Galiplerden birisi de nasıl hiç şüphesiz Selahattin Demirtaş” oluyordu?
HDP Eş başkanları da teröristbaşı Öcalan’ın açıklamasını “Sayın Öcalan’ın açıklaması ile HDP’nin şimdiye kadar yürüttüğü siyaset birbiri ile örtüşmektedir.” şeklinde değerlendirmişlerdi. O yüzden 2019 yılında HDP’li ittifakın başarısı için çalışmış Ümit Özdağ’ın cezaevindeki PKK’lı Demirtaş’ı da “seçimin galibi” görmesini unutan Ali Şehirlioğlu ve Bartu Soral hem yakın siyasi tarihi bilmeden ahkâm kesmemeli hem de kimlerle olduklarının farkına varmalıdırlar.
Azmi Karamahmutoğlu’nun, PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde yatmasını “içeride kaldıkları süreyi göğüslerinde hep bir şeref madalyası olarak taşıyacaklardır" şeklinde değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı seçimlerinin ilk turundan itibaren destekleyen olması ve ikinci turda da Ümit Özdağ, Ali Şehirlioğlu ve Bartu Soral gibilerinin de o safa katılması düşünüldüğünde, bu partinin zihinsel karmaşıklığı gerçekten trajikomik bir haldir. Kaldı ki bunların hepsi 2019 yerel seçimlerinde hem CHP’nin hem HDP’nin yanında siyasi aksesuar ve işbirlikçi olmuş adamlardı.
Siyasi menfaat için oradan oraya sürüklenen bu tipler, bir de sanki bu konularda hassas ve çok duyarlı gibi triplere girmiyorlar mı gerçekten bunların psikolojisini anlamak mümkün değil…
Haftalardır DEM üzerinden, teröristbaşı Öcalan üzerinden hikâyeler senaryolar yazan, hikâyeler anlatan, yalanı ve iftirayı seri üreten Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Çakma Kara Murat’ı” olan Azmi Karamahmutoğlu’na ne dersiniz peki?
Azmi Karamahmutoğlu aynı zamanda “DEM Parti CHP'yi sattı. AKP ile ittifak yapıyor." demiş…
Aslında bu bir nevi itiraftır. Hani derler ya; Şecaat (kahramanlık) arz ederken merd-i Kıpti (kahraman olanı) sirkatin (hırsızlığını) söyler.
Yani DEM’in ve önceki uzantılarının bugüne kadar CHP ile birlikte olduğunu kabul ediyor. Peki CHP, DEM ile ittifak ve iş birliği yaparken Azmi Karamahmutoğlu neredeydi? Peki, Cumhur ittifakı nasıl bir ittifak yapıyor?
2019 yılından itibaren yapılan tüm seçimlerde PKK’nın siyasi uzantılarıyla ittifak yapan CHP’nin yanındaydı tabi ki.
Zaten bundan sonrada CHP’nin yanında olacağını yine Halk TV’de
"Diyalog başladı. Artık bundan sonra CHP'nin herhangi bir konuda söylediğine yüzde yüz katılmıyorsam da ona destek olacağım." diyerek ifade etmiş… Ola ki, yine bir DEM’li Cumhurbaşkanlığı, yerel seçim ittifakı olursa ve CHP milletvekili kontenjanı dağıtma geleneği sürerse bizim “çakma Kara Murat” şimdiden yolunu yapma derdinde…
2015 yılından bu yana “Önderimiz Apo” diyen partilerle ittifak yapan CHP’nin adayları peşinde koşma misyonuna sahip Azmi Karamahmutoğlu’nun, DEM ve teröristbaşı Öcalan üzerinden kurduğu her cümle olsa olsa tiyatronun bir parçasıdır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’deki ve bölgedeki terör düzeneğini bozmak için DEM’e “Teröre cephe alın. Türkiye partisi olun”, teröristbaşı Öcalan’a da “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykıracak olması” şeklinde yaptığı çağrı sizi neden rahatsız etti?
Kaldı ki, siz “Önderimiz Apo” diyen DEM’e ruhen, bedenen uzak değilsiniz. Uzak olmadığınız bu partinin terörle iç içe geçtiğini tüm dünya bildiği gibi tabi ki sizler de biliyorsunuz. Onlarla ittifak yapmak, her konuda iş birliği yapmak size göre demokrasi de onlara “Teröre cephe alın.” demek mi suç? Anlatsana Azmi Efendi tüm bu olanlar nedir?
Mesela Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Çakma Kara Murat” gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun peşinde dolaşırken, “Kemal bey, HDP (Yeşil Sol) teröre cephe almadan onlarla ittifak ve işbirliği yapmak, Atatürk’ün kurduğu CHP’ye ihanet olur” gibi bir uyarı da bulunmuş muydun? HDP (Yeşil Sol) teröre cephe almadığı ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ittifak yaptığı halde Azmi Karamahmutoğlu ve Ümit Özdağ bu desteklerini niçin sürdürmüşlerdi? Sizin için mesele DEM’e “Teröre cephe alın. Türkiye partisi olun” çağrısı ise, asıl vatana ihanet edenler DEM’e böyle bir çağrı yapmadan ittifak yapanlar değil mi?
Eğer bizim asıl derdimiz teröristbaşı Öcalan’a yapılan “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır” çağrısı diyorsanız, onun kurduğu DEM ile niçin ittifak yapıyorsunuz?
Azmi Karamahmutoğlu’nun Ümit Özdağ ile eşitlediği PKK’lı Selahattin Demirtaş “Bizim başarımız, HDP’nin başarısı ki kendisinin, s*yın Öcalan’ın çok önemsediği bir projedir. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir.” dediğine göre, siz de bu projenin parçası olmuyor musunuz?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, bu çağrıyla teröre yardım ve yataklık yapan bir sistemi ortadan kaldırmak isterken, siz bu sistemi Cumhurbaşkanlığı kazanmak, belediyeler kazanmak için mi sürdürülmesini istiyorsunuz? Azmi efendinin bilinçaltındaki korku cümlesi zaten “DEM Parti CHP'yi sattı.” şeklinde zuhur etmektedir. Ona göre DEM’in asla CHP’yi satmaması ve yine terör yolundan gitmesi lazım. Çünkü Azmi Efendi ve modelleri, DEM’i %10 oy hazır oy potansiyeli olarak gördüğü için, Cumhurbaşkanlığı adaylığındaki pazarlıklara dair hayaller adına o %10 oy bunlara gereklidir. O yüzden “DEM teröre yardım ve yataklık etmiş”, “DEM teröristbaşı Öcalan’ın projesiymiş” bunların umurunda olur mu?
Siyasi ömrü boyunca terörle mücadele önünde hep bariyerler kurmaya çalışmakla geçmiş Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözüm süreci döneminde; 2011 yılında "Çözüm Öcalan'la Görüşmekten Geçiyorsa, Akil Adamlar Görüşsün", 2012 yılında “4 parti uzlaşırsa Öcalan'a ev hapsi bizim için mesele olmaz”, 2014 yılında “Çözüm için Öcalan ile görüşülebilir” dediğini dert edinmeyip, ona “Çakma Kara Murat” olanlara; şimdi terörle mücadeleden zerre taviz vermeden ve yaptığı çağrıları, “PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır. Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki, terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir.” ve “Manasız kuşkulara, maksatlı kurcalamalara ve mesnetsiz kuruntulara yer yoktur. Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç hiç yoktur. Olan ve olması gereken milli beka ve gelecek adına muhataplarının aktif, önşartsız, hesapsız, hilesiz, güven veren ve hasbi şekilde devreye girmesidir.” şeklinde çok net ifade etmiş MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sözleri size niye batmaktadır?
Sizdeki akıl ve mantık seviyesi, sürekli siyasi menfaat kovalayan defolu karakteriniz MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin vatan sevgisini, terörü boğmaya yönelik stratejisini anlamaya yetmez. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli İmralı’daki terör örgütünün kurucusuna, onun izinde gittiğini söyleyen DEM’e bu çağrıları yaparken, kendi makamında da Suriye’de terör örgütü PKK’nın kökünü kazıma mücadelesi veren komutanların elini havaya kaldırıyorsa bunu sadece ahmak olan anlamaz. Şerefsiz, haysiyetsiz olan da tezviratını yapar.
Siz açıkça “Önderimiz Apo” diyen DEM ile “her türlü işbirliğimiz ve ittifakımız sürsün” derdindesiniz, Cumhur ittifakı da “Terörsüz Türkiye” peşindedir. Siz önümüzdeki seçimleri, Cumhur ittifakı da Türkiye’nin huzurunu, güvenliğini düşünmektedir. Fark budur.
CHP, Zafer ve İyi Parti’ye buradan şunu sormak istiyorum. Bu soru zaten kimin nerde durduğunu göstermeye yetecektir.
Siz, terör örgütü PKK’nın en hareketli ve canlı olduğu Suriye’de Türk Ordusu’nun ve Suriye Milli Ordusu’nun terörle mücadelesine niçin bir cümlede olsa destek vermiyorsunuz?
Sorum bu kadar… Cevabını vermedikleri için de mesele gayet net anlaşılmıyor mu? Bunların Türkiye’deki Apo, DEM ciyaklamaları sadece siyasi bir hikâyedir. Ve DEM elimizden gidecek korkusudur. Baksanıza “Çakma Kara Murat” Azmi Karamahmutoğlu “DEM Parti CHP'yi sattı.” Diyerek tüm oyunu açık etti.