Tempo olmazsa olmaz...

Fenerbahçe maçında “hakem” yaralısı olarak iki puan kaybettiğini iddia eden Galatasaray, kalan 6 maçı 18 puanla bitirip “şampiyon” olma planının ilk maçına çıktı. Rakip İstikbal Mobilya Kayserispor, en kötü döneminde bile en rahat yendiği takımların başında geliyordu. Yani, böyle kritik bir döneme başlamak için en güzel rakip. Cristian Luyindama zaten cezalıydı, üzerine geçen haftadan Henry Onyekuru eklenmişti. İyi haber Yuto Nagatomo ve Marco’nun geri dönmesi, sakat Sofiane Feghouli’nin maça çıkacak duruma getirilmesiydi. Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in, “Şampiyonluğa inanmayan gitsin” gazıyla sahaya çıkan Sarı Kırmızılılar, gereksiz özgüvenin zararını gördü. Badou Ndiaye doğru şekilde kademeye girdiği pozisyonda, rahatlıkla uzaklaştıracağı topla “bir şeyler” yapmaya kalkınca Kravets cezayı kesti. Hemen 1 dakika içinde Mbaye Diagne, Fernando’nun kaleciden dönen şutunda topu ağlara gönderip cezanın ağırlaşmasını önledi. Kayserispor’un, maç eksiği olan Japon futbolcunun kanadından etkisi devam ederken, gelişen pozisyonda, Marcao’nun şutu, Diego Lopez’in kalecilik hevesi olmasa Galatasaray, o oyunla öne geçemezdi. Rakibin on kişi kalması, Mbaye Diagne’nin penaltı golü ev sahibini rahatlattı. Yuto Nagatomo’nun ters kademeye girip attığı gol, hem zeka hem de takipçilik eseriydi. Baştaki öngörü ve alışkanlıklar sürdü, Galatasaray kazandı. Kazandı da kalan maçlar için ne öğrendi? Birincisi Younes Belhanda kafasına göre oynamayı sürdürüyor. Usta işi bir ara pasından sonra, duran topu rakibe ortalıyor. Badou Ndiaye her yerde, her topa basıyor da, sanki biraz şımarıyor mu ne? Mbaye Diagne’nin güven sorununu aştığı, tek sorunun gelmeyen toplar olduğu sanki ortaya çıktı… Sofiane Feghouli, Mariano ile birlikte bu takımın, topu ceza alanına taşıyan silahı. İkilinin pasları ve ortaları tehlikenin adresi… Ve son olarak… Şampiyonluk için önce kalan maçları kazanması gereken Galatasaray’ın çok daha hızlı oynaması, maçın fişini çekmesi gerekiyor. Bu kadar temposuz, yanlamasına oyun her zaman en kötü durumdaki rakibi bile diri tutar. Bu maçın dersi, 10 kişilik konuk takımın ikinci yarıda girdiği pozisyonları olmalı…