Sonraki maçı düşünürsen!
Ziraat Türkiye Kupası rövanş maçında farklı sonuç, iyi oyunla finale çıkılmış, moral süper... Ligde lider Medipol Başakşehir kaybetmiş, alınacak üç puan liderlik koltuğunu getirecek, motivasyon süper... Hele ki, Teknik Direktör Fatih Terim’in bugünleri işaret ettiği kehanet gerçekleşmiş, o dönemlerdeki tüm ‘bıyıkaltı tebessümler’ yerini telaş ve korkuya bırakmış...
Terim, ‘tek sonuç var o da galibiyet’ parolası ile sakat Marcao’nun yerine Ryan Donk’u, ‘kart görmesin’ diye kadroya almadığı Martin Linnes’in yerine de Yuto Nagatomo’yu sahaya sürdü. Diğerleri, sakatlık ve cezalı olmadıkları zaman hep forma giyen isimlerdi. Hatta, son maçların nazlısı Younes Belhanda bile sahadaydı. Maç başladığında şekil hemen belli oldu. Ligin en az gol yiyen üçüncü takımı Atiker Konyaspor, dirençli savunması ile sahadaydı. Alanları iyi kapatan, rakibe fazla pozisyon şansı tanımayan, bulursa ani atakla bir şeyler yapmayı planlayan ‘ezberini’ oynadı.
Galatasaray, rakibinin sahaya yerleşmesine izin vermeden, bir iki çabuk şut attı... Orta yapar gibi yaptı. Ancak, o kadar. Sonrasında, temposu ev sahibine uydu. Topa sahip, şut atmayan, yan paslara zaman geçiren ve mutlak kazanması gereken bir takım vardı. Bu tür maçlarda kilit açmak için duran topları iyi kullanmak ya da çok çabuk pas yapıp savunma dengesini bozmak gerekirdi.
İlk yarının uzatma anlarında Sofiane Feghouli, Younes Belhanda, Mbaye Diagne arasındaki çabuk paslaşma ve kötü de olsa Cezayirli’nin ayağından çıkan şut, yapılması gerekeni işaret ediyordu. İkinci yarı da ilk yarının benzeriydi. Tempo düşük, yine yan pas, bol pas, geri pas, yine yan pas... Futbolcular maçın özelini değil de, kendi hazırlarını o da ‘yarım yamalak’ oynayınca maçın 3’de 2’si bittiğinde kaleye atılan az sayıdaki şutun bir tanesi bile isabetli değildi.
Son onbeş dakikaya girilirken Beşiktaş maçından önce bu maçın kazanılması gerektiğinin farkına varan Terim, oyuna müdahele etti. Biraz daha hız, biraz daha tempo o da kalan dakikalara yetmedi. Sonuçta, ‘futbol’ bir ders daha verdi. Her maç kendine özeldir. Bir maçı kazanmadan, sonra ki maçı düşünürsen, eldekini de kaybedersin...