Mübariz
Seni hor görenler olacak, seni anlamayanlar bugün olduğu gibi yarın da olacak. Sen aldırma onlara, zaten aldırmadığını da biliyorum. Anlamayanları da yadırgamıyoruz, çünkü onlar bizden değil, fakat bizler senden yanayız, seninleyiz ey yarım kalmış işi bitiren yiğit. Ama her şey bitti sanma, masumların hakkı teslim edileceği güne kadar, adalet yerini bulana kadar gerekirse mahşere kadar bu kavga sürecek. Uzaklarda olan yakın köylerimiz bir gün doğduğun Aliabad köyü gibi bütün evlerde ve bütün kapılarda senin resmin olacak.
Bir gün Şuşa da, Laçın da Bilesuvar gibi seni anlatacak. Ama şimdi bizi beklemekte, kirlenmiş topraklarının kahrını çekmekte. Karabağ bize kızgın, Mübariz. Sen yatmış bir ruhu uyandırdın, sen bizi geçmişe götürdün. Atalarımızı hatırlattın ve onlardan ders alan 1. Karabağ savaşında savaşan, şehit ve gazi olan insanlarımızı tekrar hatırlattın. Ruhumuzu tazeledin Mübariz. Bize şehitliğinle öyle bir tokat attın ki senin sayende özümüzü hatırlamış olduk. Eline sağlık Mübariz. Bize neyi hatırlattın biliyor musun? Aslında işgal edilen topraklarımız değil, ruhumuzun olduğunu ve yıllardır ihtiyacımız olan birlik duygusunu bize hatırlattın. Ruhumuzu sen kurtardın, topraklarımızı da Milli Ordumuz kurtaracak. Zoru olanı sen yaptın Mübariz.
Kederini içine gömmüş, gözyaşları kuruyan şehit annelerimizin ve babalarımızın tekrar umudu oldun. Bütün şehit anneleri annen Şamama anne gibi o gün tekrar evlatlarına ağladı, sen şehit oldun onlar tekrar şehit oldu. Anneler sana ağladı Mübariz. Üç oğlum var biri Vatana feda olsun diyen Ağakerim baba acısını içine atan bütün şehit babaların diliydi. ‘Ağlamayın benim şehidime, mübarek olsun deyin’ demekle Ağakerim baba ateşkes zamanı şehit babası yüceliğini tekrar hatırlattı bize. Mübarek olsun Mübariz.
Toy düğünde seni oynarken görmemişlerdi, ilk ve son defa çocukluğunda bir düğünde oynamışsın, oynadığın hava ‘Azerbaycan Askeri’ marşıymış: ‘Dönmez geri, hey, dönmez geri, Azerbaycan Askeri’. Ölümden 14 gün önce ailesini ziyaret etti. Belki de gizli bir helalleşmek istedi kim bilir. Gelişine kurban kesildi, ihtiyacı olanlara dağıtıldı. Sonra kendisi kurban oldu sevdiğine – Vatana. Kurbanın kabul olsun Mübariz. Şehit düşmeden birkaç gün önce sık sık ailesini aramış, hatta ölüm haberine alıştırmak için babasına ses değiştirerek kendi ölüm haberini bile vermişti.
Ben Mübariz’in arkadaşıyım, oğlunuz düşman üzerine gitti, savaşa gitti demişliği bile var. Babasının iniltisine dayanamayıp, sonra açıklamıştı: ’baba benim Mübariz, özür dilerim, şaka yaptım’. Son telefon görüşmesinde ‘ anne ibadetlerinizi aksatmayın, bol bol dua edin ve sadakalar dağıtın, çocukları da evlendirin’ diyen Mübariz’in son cümlelerini ailesi nerden bilebilirdi oğullarının vasiyet ettiğini. Ve kendisinden sonra kalan bir mektup, ve acı hatıra: Canım babam ve anam. Benim için üzülmeyin. İnşallah cennette buluşacağız. Benim için bol bol dua edin.Vatanımızın zor günlerine artık kalbim dayanmıyor.
Allah rızası için bunu yapmalıyım. Şehit olana kadar şerefsizlerin üzerine gideceğim. Şehit olursam ağlamayın. Aksine sevinin o makama yüceldiğim için. Allah’a ibadetlerinizi tam olarak gerçekleştirin. Çok çok sadaka verin. Seyid torunu olarak bunu yapmalıyım. Allah büyüktür. Vatan sağ olsun. Oğlunuz Mübariz. Hakkınızı helal edin. 7 Şubat 1988’de doğan Mübariz 19 Haziran 2010’da şehit düştü. Böyle bir evlatların olduğu için ne mutlu sana. Gözün aydın, Azerbaycan!