19 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem Aşık olduğu hastası öldükten sonra dahi peşini bırakmadı! Cesedini mezardan çıkardı! Çürümemesi için...

Aşık olduğu hastası öldükten sonra dahi peşini bırakmadı! Cesedini mezardan çıkardı! Çürümemesi için...

Aşk, en karmaşık insani duygulardan biridir. Aynı zamanda en temel duygulardan biri de sayılabilen aşk, genel kanıya göre bir insanın bir insana duyduğu aşırı sevgi ve bağlılık olarak tanımlanabilir. Peki, bu duygu bir kişiyi nasıl bir sona sürükleyebilir? Ya da tutku dolu hisler insanın hem kendisine hem de karşısındakine en fazla ne kadar zarar verebilir? Carl Tanzler'in Elena Hoyos'a olan aşkı bu duygunun inanması güç boyutlara sahip olduğunu ortaya koyuyor.

HER ŞEY ELENA'YLA TANIŞTIKTAN SONRA BAŞLADI İşte hikaye tam da burada başlıyor aslında. Tanzler, ABD Deniz Hastanesi'nde Elena ile tanıştı ve ilk görüşte ona aşık oldu. Doktorun iddiasına göre Elena, çocukken aşık olduğu Anna Constantia'ya birebir benziyordu ve bu yüzden ona aşık olmuştu. Tanzler, tıbbi bilgi birikimi elverdiği kadarıyla çeşitli ilaçlar, elektrikli cihazlar ve röntgen kullanarak Elena'yı iyileştirmeye çalıştı. Aşkından gözü kör olan adam, genç kadına kıyafet ve mücevher gibi hediyeler aldı ve aşkını ilan etti. Ancak Elena, Tanzler'in bu tutkulu aşkına hiçbir zaman karşılık vermedi.
Genç kadın, Tanzler'in tüm çabalarına rağmen 25 Ekim 1931 tarihinde henüz 22 yaşındayken tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetti. Oldukça farklı bir ruh hali ve psikolojiye sahip olan Tanzler; Elena'nın, mezarından ona seslendiğini söyledi ve içinde bulunduğu hapishaneden onu kurtarmasını istediğini ifade etti. Bununla da sınırlı kalmayan doktor, genç kadının mezarının başından bir an olsun ayrılmadı ve en sevdiği şarkıyla ona serenatlar yapıp Elena'nın ruhunun kendisine göründüğünü söyledi. Olayların çığırından çıktığı nokta ise Tanzler'in genç kadının mezarlığını kazıp cesedini oyuncak bir vagon ya da bir arabayla oradan çıkarmasıyla başladı.
CESEDİ KORUMAK İÇİN TÜRLÜ YÖNTEMLER DENEDİ Elena'nın cansız bedenini evine götüren adam, ceset çürüyeceği için üzerinde bazı değişiklikler yaptı. Elbise askıları ve tellerle kemiklerini birbirine bağladı, gözlerini çıkarıp yerine cam gözler yerleştirdi. Cildini ipek ve balmumu ile işledi. Alçıya batırılmış bir bezle vücut görünümünü korumaya çalıştı. Elena'nın ölümünü bir türlü kabullenemeyen saplantılı aşık, genç kadının cansız vücudundan yayılan kokuyu bastırmak ve vücudun ayrışmasını yavaşlatmak için ise bol miktarda dezenfektan, parfüm ve koruyucu maddeler kullandı.
Ona yeni giysiler giydirdi, hatta eldiven ve mücevherler taktı. Saçları döküldüğünde ise cenazeden kısa bir süre sonra Elena'nın annesinin kendisine verdiği saçlardan bir peruk yaptı. Neredeyse tüm kasaba, sık sık kadın kıyafetleri ve parfümleri satın alırken görülen bu adamdan bahsediyordu. Bunun yanında bir çocuk, doktorun dev bir oyuncak bebek gibi görünen bir şeyle dans ettiğine tanık olduğunu ifade etmişti.
KIZ KARDEŞİ TARAFINDAN BULUNDU Tanzler, Elena'nın cesedini 7 yıl boyunca sakladı. Ancak genç kadının kız kardeşi Florinda, Elena'nın cesedinin mezarından çıkarıldığına dair çeşitli söylentiler duydu. Söylentileri kulak ardı etmeyip bu olayın izini süren Florinda, bir zamanlar kardeşinin doktorluğunu yapan adamın evini buldu ve yatağında ise kardeşinin cansız bedeniyle karşılaştı. O zamanlar bir ceset çalmak yasa dışı sayılmıyordu ancak Carl Tanzler, Elena'nın mezarına saygısızlık etmekten tutuklanıp gözaltına alındı. Ayrıca Carl'ın, Elena'ya tecavüz ettiği ve nekrofili hastası olduğuna dair çeşitli şüpheler ortaya çıktı. İncelemeler bunun mümkün olduğunu gösterse de net bir sonuca ulaşılamadı.
DAVA ZAMAN AŞIMINA UĞRADI Tutkulu aşkının esiri olan bu adam, psikiyatrlar tarafından muayene edildi ve mahkemeye çıkmasına engel olacak herhangi bir rahatsızlığı olmadığı tespit edildi. Zaman aşımına uğrayan bu dava, Güney Florida gazetelerinin ilgisini çekti ve sınırları aşarak dünya çapında sansasyon yarattı.
Bu sırada Elena'nın cesedi, patologlar tarafından incelendi. Ardından Key West'teki Dean-Lopez Cenaze Evi'nde halka teşhir edildi.
En sonunda genç kadının cansız bedeni Key West Mezarlığı'na getirildi. Cesede verilebilecek olası zararları engellemek için hiç kimsenin bilmediği bir mezara tekrar gömüldü.
ÖLENE KADAR ELENA'NIN KUKLASIYLA YAŞADI Doktor ise bu saplantılı aşktan bir türlü kurtulamadı. Elena'nın boyutlarında bir kukla yaptı ve yaşamının son yıllarını o kuklayla geçirdi.
Tanzler bu yaptıklarından bir an bile pişman olmamış olmalı ki Elena ile olan anılarını anlattığı bir kitap kaleme aldı. 1952 yılında ölümünden 3 hafta sonra evinde bulunan Tanzler, 75 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Öyle bir çay ki bu vücutta ne eklem ağrısı bırakıyor ne de kas! İltihap kurutucu bu bitki tüm bedeni temizliyor

Öyle bir çay ki bu vücutta ne eklem ağrısı bırakıyor ne de kas! İltihap kurutucu bu bitki tüm bedeni temizliyor