23 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Heykeller, kabartmalar ve yazılar için yeni komisyon

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

VEFATININ 81, VATAN TOPRAĞINA VERİLİŞİNİN 66. YILINDA - 6

Anıtkabir inşaatı belli bir aşamaya gelince ikinci bir komisyon kuruldu. Bu komisyon, yapılacak heykel, kabartma ve yazılacak yazılarla ilgili ana esasları belirleyerek; biri “Anıtkabir’in çeşitli yerlerine yazılacak yazıları seçmek” için; diğeri de “heykel ve kabartma konuları ile kulelere verilecek isimleri belirlemek” için olmak üzere iki alt komisyon kurulmasına karar verdi.

1 MART 1950 gün ve 5581 sayılı Kanun ile, 10.000.000 TL olan ödenek; 14.000.000 TL daha verilerek toplam 24.000.000 TL’ye yükseltilmiş ve ikinci kısım inşaat hızlandırılmıştır. Dönemin Bayındırlık Bakanı Şevket Adalan, 3 Mart 1950’de Anıtkabir ikinci kısım inşaatının kaba işlerinin yıl içinde tamamlanacağını Başbakanlığa bildirdi. Ek ödenek tahsis edilmesi sonucunda, devam eden diğer inşaat işleri ile birlikte kabartma, heykel ve Şeref Holü’nde yapılacak işlerin de tespit edilmesi gerekiyordu. Bunun için, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu üyeleri ile Bayındırlık Bakanlığı temsilcisi ve proje mimarlarından oluşacak bir komisyonun görevlendirilmesi kararlaştırıldı. İkinci kısım inşaat 8 Ağustos 1950’de tamamlandı.

Üçüncü Kısım İnşaat, anıta çıkan yollar, Aslanlı Yol ve Tören Meydanı’nın taş kaplama işleri, mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konulması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu. Üçüncü kısım inşaat işleri 12 Eylül 1950’de Amaç Ticaret A. Ş.ye 2.800.000 TL ye ihale edildi.

Dördüncü Kısım İnşaat, Şeref Holü’nün döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve Şeref Holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Bütün bu işler, müteahhit Muzaffer Budak’a ihale edildi. Bu aşamada; Anıtkabir inşaatının daha ucuz maliyetle ve süratle bitirilebilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılıp sonuçlarını bir raporla hükümete arz etmek üzere, Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı Muammer Çavuşoğlu başkanlığında bir komisyon kuruldu. Komisyonda, Prof. Paul Bonatz, Prof. Dr. Sedat Eldem, Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Orhan Arda bulunuyordu. Komisyon 20 Kasım 1950 tarihinde toplandı. Çeşitli görüşmelerden sonra mevcut planda bazı tadilatların yapılması kararlaştırıldı. Komisyonun oy birliği ile aldığı kararlar 29. 11. 1950 günü Bakanlar Kurulunda incelenerek kabul edildi. Bayındırlık Bakanı, “Bu tadil şekli ile Anıtkabir’in Kasım 1952’de bitirilebileceğini ve böylece iki sene kazanılmış olacağını, ayrıca da inşaat ve kamulaştırma bedelinden de 7.000.000 TL’ye yakın bir para tasarruf edileceğini” 30 Aralık 1950 tarihinde yaptığı bir basın toplantısında açıkladı.

‘ANITKABİR YAPIMINDAKİ NOKSANLIK GİDERİLMELİDİR’

Bu komisyon raporuna dayanarak yapılan tadilat, sonraki yıllarda birtakım tartışmalara yol açmıştır. Özellikle raporun 3. maddesinde yer alan şu husus sonradan eleştirilmiştir: “3. Üçüncü düşünce, mozolenin kolonat üstünde yükselen kısmının kaldırılması meselesidir. Bu düşünce iki noktada incelenebilir,

a. Bu kısmın kaldırılmasından sonra, binanın dış görünüşü nasıl olacaktır?
b. İç etkisi ne durum alacaktır? 1/100 ölçekli maket üzerinde yapılan incelemeler, yapı mahallinin incelenmesi ve şehrin çeşitli noktalarından bu görünüşün kontrol edilmesiyle komisyonumuz, dış görünüş itibarıyla kolonat üstündeki kitlenin yükselişinin muhakkak lüzumlu olmadığı neticesine oy birliği ile varmıştır. Hatta bu şekilde anıt daha asil bir karakter kazanabilir. Bu itibarla kolonat üzerindeki kitlenin kaldırılması anıtın güzelliğini bozacak bir değişiklik değildir…”

“Oy birliği” ile bu kararları alan ve raporu yazan komisyon üyelerinden ikisi yukarıda da belirttiğimiz gibi Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Orhan Arda, yani uygulanan Anıtkabir Projesi’nin mimarları idi. Prof. Dr. Emin Onat 1953’te yayınlanan bir makalesinde komisyonun kararlaştırdığı ve hükümetin de uygun gördüğü bu “tadil” kararları hakkında şunları söylemiştir: “4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, Şeref Holü’nün ikinci projedeki 28 metrelik yüksekliğini azaltarak, yapı müddetinden bir tasarruf temin etmek imkanının mevcut olup olmadığını mimarlardan sordu. Yaptığımız çeşitli maketler ve etütler sonucunda bu yüksekliğin, kolonatı yükselterek azaltılabileceği sonucuna vardık ve Şeref Holü’nü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örterek bunu temin etmenin mümkün olduğunu gördük. Bu hal tarzı esasen deprem bakımından büyük zorluklarla karşılaştığımız taştan tonoz yapının teknik mahzurlarını da ortadan kaldırıyordu.” Hükümet, mimarların bu görüşüne katılarak mozole’nin üzerinde Milli Mücadele ve Türk inkılâbını canlandıran kabartmaların yer alacağı çepeçevre dört duvardan oluşan ikinci kattan vazgeçerek, projeyi bugünkü şekli ile uygulamıştır. İşte sonradan eleştirilen konu budur. Yani yarışmayı kazanan ilk projede mevcut olan mozolenin üzerindeki ikinci katın yapımından vazgeçilmesi… Konuyla ilgili tartışmaları özellikle, Anıtkabir’le ilgili en güzel kitaplardan birini hazırlayan Sayın Necdet Evliyagil gündeme getirmiştir. Evliyagil, “Atatürk ve Anıtkabir” isimli prestij yayınında “Anıtkabir’in Yapımındaki Noksanlık Giderilmelidir” başlığı altında şunları söylüyor:

“Anıtkabir’in Mimarı Prof. Onat ile Arda’nın projelerinde Anıtkabir’in üzerinde çepeçevre dört duvardan oluşan ve Türk sanatını yansıtan motiflere yer verilen ikinci bir kat daha vardır… Anıt’ın bu şekliyle yabancı mimari görünümünden uzaklaştırılması amaçlanmıştır… 23 milyon liraya çıkan Anıt’ın ek inşaatı için bütçeden 350 bin lira sağlanamadığından; o zaman projeden çıkarılmıştır… Ord. Prof. Emin Onat, bu kitabın hazırlayıcısı Necdet Evliyagil’le yıllar önce yaptığı konuşmalarından birinde bu üzüntüsünü gözleri yaşararak dile getirmiştir… Şimdi yarım kalan bu projenin gerçekleştirilmesini Türk milleti yüklenmeli ve mimarının vasiyeti niteliğindeki dileğini yerine getirmelidir.” Sayın Evliyagil, mozole üzerindeki ikinci katın yapımından vazgeçilmesi kararının mimarlara rağmen alındığını ve para bulunamadığı için bu bölümden vazgeçildiğini söylemektedir. Şüphesiz gelişmeler ve belgeler bu değerlendirmenin doğru olmadığını göstermektedir. Bir defa mimarların ikisi de “tadil kararı”nı veren komisyonun asli üyeleridir. İkinci olarak komisyon raporunda kararın oy birliği ile alındığı vurgulanmaktadır. Üçüncü olarak, masrafın azaltılması bir gerekçedir, fakat ikinci kattan vazgeçilmesinin tek gerekçesi bu değildir. Zeminin kitlenin ağırlığını taşıma sorunu vardır. Depreme karşı binanın korunması hususu vardır. İnşaatın hızlandırılması söz konusudur. Zaten Merhum Emin Onat, 1952’de yazdığı makalede de bu hususlara vurgu yapmıştır. Sayın Evliyagil’in “Anıt’ın bu şekliyle yabancı mimari görünümünden uzaklaştırılması amaçlanmıştır…” görüşü de tartışmaya açıktır. Mevcut Anıtkabir’in mimari özellikleri açısından yerli ve milli birçok özellikleri barındırdığı bilinmektedir. Anıtkabir inşasında, “İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi”ne uygun olarak genellikle anıtsal binaların duvarlarında kullanılan taş malzeme uygulanmıştır. Anıtkabir’de beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen, gözenekli (delikli), çeşitli renklerde traverten; mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır. Kullanılan travertenler ve mermerler yurdun çeşitli bölgelerinden getirilmiştir.

KULLANILAN MALZEMELER VE GETİRİLDİĞİ YERLER

Travertenler: Polatlı ve Malıköy’den getirilen beyaz travertenler kulelerin iç duvarlarında, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Kumarlı mevkiinden getirilen beyaz travertenler heykel grupları, aslan heykelleri ve kırmızı travertenler de toplantı alanı ve kulelerin zemin döşemelerinde kullanılmıştır. Çankırı’ya bağlı Eskipazar’dan (Budaklar köyü) getirilen sarı travertenler Şeref Holü’ne çıkan merdivenlerin sağında ve solundaki zafer kabartmaları, bütün Şeref Holü dış duvarları, Tören Meydanı’nı çevreleyen kolonatlar ve arkadlı bölüm kolonatlarında kullanılmıştır. Haymana’dan getirilen beyaz travertenlerle bütün merdivenler ve Aslanlı Yol ile Tören Meydanı döşemeleri inşa edilmiştir. Kayseri’den getirilen bej travertenler ise mozole kolonatları üzerinde lento (kiriş) taşı olarak kullanılmıştır.

Mermerler: Çanakkale’den getirilen krem, Hatay’dan getirilen kırmızı ve Adana’dan getirilen siyah renkte mermerler ile Şeref Holü’nün zemini inşa edilmiştir. Afyon’dan getirilen kaplan postu mermer, Bilecik’ten getirilen yeşil renkte mermer ile Mozole Şeref Holü’nün iç yan duvarları kaplanmıştır. Şeref Holü’ne konulacak lahit taşı için Adana’nın Osmaniye İlçesi’ndeki Gavur Dağları’ndan iki adet yekpare taş getirilmiştir. Bu taşlar, Kayserili Hacı Mustafa Kuranel’in taş ocağında 25.000 TL’ye yaptırılmıştır. Her bir taşın ağırlığı 40 tondur. Afyon’dan getirilen beyaz mermer ile lahit mekanının yan duvarları inşa edilmiştir. Şeref Holü iç duvarlarında kullanılan yeşil mermer Bilecik’in 23 km uzağındaki Hasandere köyü civarında bulunan, bir şahsa ait taş ocağından elde edilmiştir.

Diğer Malzemeler: Anıtkabir inşaatında kullanılan çubuk demirler Karabük Demir-Çelik Fabrikalarından; çimento Sivas Çimento Fabrikasından; kum ve çakıl Ankara Esenkent ve Sincan köyü civarında Çubuk Çayı yatağındaki dört ayrı ocaktan getirilmiştir. Dördüncü kısım inşaatta ithal malı “Germania” marka Alman Portland çimentosu kullanılmıştır. İkinci kısım inşaatın sorumluluğunu alan müteahhit, yardımcı binaların çatı kaplamalarında 2 mm kalınlığında 100 ton kurşun levhayı Almanya’dan ithal etmiştir.

Bronzdan 12 adet aplik meşale, Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu atölyelerinde; Şeref Holü’ndeki lahit arkasındaki büyük pencere, bütün bronz kapı ve parmaklıklar İtalya Milano’daki Veneroni İ. Preziati Şirketi’nde yapılmıştır. Anıtkabir inşaatı belli bir aşamaya gelince; Anıtkabir’de yapılması düşünülen heykel ve kabartmaların konuları ile anıtın çeşitli yerlerine yazılacak yazıları belirlemek için ikinci bir komisyon kuruldu. Bu komisyon; Yapı ve İmar İşleri Başkanı Selahattin Onat, Türk Tarih Kurumu’ndan Prof. Dr. Halil Demircioğlu, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ekrem Akurgal, proje mimarlarından Doç. Dr. Orhan Arda ve Anıtkabir İnşaatı Kontrol Şefi Yüksek Mimar Sabiha Güreyman’dan oluşuyordu. Komisyon üyeleri 3 Mayıs 1950’de toplandı. Üzerinde çalışılacak konuların hem çok yönlü, hem de çok önemli olduğunu, bundan dolayı kurulun uzman kişilerle genişletilmesine karar verdiler. Böylece komisyona yeni üyeler de katıldı.

YENİ BİR KOMİSYON KURULUYOR

Bayındırlık Bakanlığında yeni üyelerin de katılımıyla 31 Ağustos 1951’de bir toplantı daha yapıldı. Bu toplantıya katılan yeni üyeler şu isimlerden oluşuyordu: Prof. Dr. Ahmet Hamdi Tanpınar, Prof. Rudolf Belling, Prof. A. Afetinan, Prof. Dr. Enver Ziya Karal, Doç. Dr. Kemali Söylemezoğlu, Prof. Dr. Emin Barın, Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi Kamil Su, Faik Reşit Unat ve Enver Behnan Şapolyo, Bayındırlık Bakanlığı temsilcisi Müsteşar Muammer Çavuşoğlu ile proje mimarı Prof. Dr. Emin Onat. Bu genişletilmiş komisyon, toplantı sonucunda yapılacak heykel, kabartma ve yazılacak yazılarla ilgili ana esasları belirleyerek; biri “Anıtkabir’in çeşitli yerlerine yazılacak yazıları seçmek” için; diğeri de “heykel ve kabartma konuları ile kulelere verilecek isimleri belirlemek” için olmak üzere iki alt komisyon kurulmasına karar verdi. Yazıların seçimini yapacak komisyonda Prof. A. Afetinan, Prof. Dr. Enver Ziya Karal, Öğretmen Kamil Su, Öğretmen Faik Reşit Unat ve Öğretmen Enver Behnan Şapolyo bulunuyordu. Heykel ve kabartma konularını belirleyecek olan komisyonda da Anıtkabir mimarları ile Prof. Dr. Ahmet Hamdi Tanpınar, Prof. Rudolf Belling, Doç. Dr. Kemali Söylemezoğlu, Prof. Dr. Ekrem Akurgal yer alıyordu.

YARIN: Heykel, kabartma yarışması ve sonuçları

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *