24 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Şahane demokrasi!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Şahane demokrasi!

1 Kasım seçimleri sonrası MHP’de değişim hareketliliği var.

Delegasyon tek tek aranıyor, hali hatırı iyice soruluyor, varsa çözülmemiş şahsi (parasal) problemleri çözülüyor. Karşılığında değişim için vereceği bir oy kibarca talep ediliyor. Çok mu? Önce MHP’ye sonra ülkeye demokrasi gelmesinin, demir dağların yeniden eritilip kutlu yürüyüşün topuk sesleriyle şenlenmesinin karşılığı sadece bir oy.

Değişimci Abla kapalı bir mekanda konuşma yaparken arkasındaki sloganlardan birisini unutmuyorum: “Ülkücüye itibar”

Ülkücüler neden itibarsız? 11,9 aldılar diye mi? Milli ilkeleri koalisyon şartı olarak öne sürdüler diye mi?

Kurultay hazırlıkları doludizgin sürüyor. Hukuki meşruluk dışında her şey tamam. Zira 13 Mayıs 2016’daki mahkeme kararına göre kurultayın toplanması söz konusu değil.

Gel gör ki dalga dalga büyüyen demokrasi yürüyüşünün önünde hangi çılgın durabilir? Mahkeme kararlarını aşan değişim dalgaları 15 Mayıs günü Büyük Anadolu Oteli’nin önünde kıyıya vuruyor.

Valilik korsan kongrenin engellenmesi için otelin girişine polis barikatı kurmuş.

Oradaki bir fotoğraf yıllar geçse de hatırlanacak: Değişimin liderliğini fiilen yürüten Meral Akşener’in polisin güvenlik tellerine tutunan o parmakları, bir metal parçasını kavramaktan çok uçurumdan aşağı düşmek üzere olan demokrasiyi son bir umutla yakalamışçasına romantik ve dramatik çağrışımlarla yüklü.

Şimdi, 7 yıl sonrası.

Yeni parti kurulmuş, hile hurda meclise sokulmuş, mağduriyetler mağrurluklarla yer değiştirilmiş.

Dün “demokrasi” vaveylası koparan Abla’nın mührü eline alıp Süleyman olduğu günlere gelinmiş.

Genel Başkanı olduğu partisinin kurultay salonunda parti içindeki değişim taraftarlarına hitap ediyor: “Saygısızlar, saygısızlar! Ne istiyorsunuz?”

Biraz “değişim” biraz “itibar. Ama işittikleri sözler yenilir yutulur cinsten değil: “Kahrolun, kahrolun, kahrolun!”

MHP’deki değişim hareketliliğine partisinin tüm imkanlarını seferber eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da tarihin öcünden kaçamıyor.

Belediyeleriyle, TV kanallarıyla, maaşlı gazetecileriyle önünü açmaya çalıştığı değişim kervanları yıllar sonra kendi kapısını zorlarken ihraçlar, ses kesmeler, görevden el çektirmeler birbiriyle yarışıyor.

İki gün önce basına düşen bir haber: “Kılıçdaroğlu, "değişim" tartışmalarının kamuoyu önünde sürdürülmesine tepki gösterdi, "kamuoyu önünde partiyi yıpratanların CHP'den uzaklaştırılacağını" söyledi.

“Etme bulma dünyası, çalma kapını çalarlar kapını, Allah yaşattığını yaşatmadan öldürmez” gibi bir sürü şey söylenebilir.  Meselenin özü herkesin malumu olduğu evrensel bir ahlak kaidesinde saklı: “Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma.”

Uygulaması çok basitmiş gibi durabilir ama hırsın, kinin, gizli hesapların, ikiyüzlülüklerin dünyasında bu evrensel ahlak ilkesinin yüzüne bakılmıyor. Bakılsa, bu onur kırıcı vaziyetlere hiç düşülmezdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *