21 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Trump ve PKK’nın kara propagandası

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

ABD Başkanı Trump, sosyal medya üzerinden tehditlerde bulunmaya devam ediyor. Türkiye bunun ne ilk ne de son muhatabı. Dün, yine Türkiye’yi hedef alan bir açıklamada bulundu. Bu seferki mesaj, “Kürtleri hedef alırsanız, ekonominizi mahvederiz” şeklindeydi. Tehdidin boş olduğu, ABD kamuoyundaki “Suriye’deki ortaklarımızı yüzüstü bırakmayalım” korosunu yatıştırmaya yönelik olduğu düşünülebilir. Ancak ortaya çıkan manzara, Trump’ın telefonu ile baş başa kaldığında nasıl zırvalayacağını da bir kez daha ortaya koydu. Trump’ın kontrol edilmeden yaptığı paylaşım ya da açıklamaların nasıl yalan yanlış bilgilerle dolu olabileceği bir kez daha görüldü.

Trump, son açıklamasında akl-ı selim davranamadığını gösterdi. Bunu bizzat kendisinin anlayabilmesi için, Trump’a şu soruların yöneltilmesi gerekirdi: ABD, Suriye’de DAEŞ militanlarını mı hedef aldı yoksa Arapları mı? Yine ABD, Afganistan’da El Kaide militanlarıyla mı savaştı yoksa Peştunlarla mı? İngiltere, IRA ile mücadelesinde terör örgütünü mü hedef almıştı yoksa İrlandalıları mı? İspanya, ETA ile mücadele ederken terör örgütü olan ETA’yı mı yoksa Katalan halkını mı hedefe koymuştu? Bu soruların cevabını düşündüğünde, ona bu defa şunu sormak gerekir: Peki, Türkiye PKK ile mücadele ettiğinde neden terör örgütüyle değil de Kürtlerle savaşmış oluyor?

Yanlış bilgilendirildiğinden ya da gerçekleri çarpıtmakta bir mahsur görmediğinden olsa gerek, Trump’ın PKK ile Kürtleri bir tuttuğu anlaşılıyor. Oysa bir terör örgütünün oluşturan teröristlerin hangi etnik veya dinî kimlikten geldiği önemsiz bir ayrıntıdır. DAEŞ, El Kaide, IRA, ETA, PKK, YPG/PYD, Boko Haram gibi terörist olarak tanınmış örgütler, şu ya da bu kökene mensup olduğu için değil terörist olduğu için hedef alınmakta. Aksi hâlde, ABD’nin Irak, Suriye ve Afganistan’daki “terörle savaş” sürecinin “Müslümanlarla savaş” veya “Araplarla savaş” olarak değerlendirilmemesi için bir sebep kalmıyor ortada. Ancak, ABD’nin söylemlerine bakılırsa ABD, örneğin DAEŞ’le, Suriye’nin güvenliği ve barışı için mücadele ediyor.

ABD’nin Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Vietnam’da hatta 1945’te atom bombası ile yakıp yıktığı Japonya’da bulunmasının o ülkelerde yaşayanların etnik ve dinî kimliğine bir karşıtlık barındırmadığı, aksine onları korumak için orada olduğu söylemi tekrar tekrar söyleniyor. Diğer taraftan, ABD’nin Türkiye’nin Suriye’deki teröristlerle mücadelesinin takdir edilmesi gerekirken, meselenin “Kürtlere saldırı” şeklinde çarpıtılması, dahası bu akıllara ziyan gerekçeye dayanarak ekonomik yaptırımla tehdit edilmesi, tam bir garabet değil de nedir? ABD Başkanı Trump’ın PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan YPG’nin bir terör örgütü olduğunu anlaması acaba ne kadar zaman alacaktır?

ABD’de faaliyet gösteren PKK lobisinin “Türkiye Kürtleri katlediyor” şeklindeki kara propagandasının maalesef bazı çevrelerde karşılık bulduğu anlaşılıyor. Türkiye’nin teröre karşı yürüttüğü haklı ve meşru mücadelede haksız eleştirilere ve haddini aşan tepkilere maruz kalmaması için yurt içinde ve dışında tüm karalama kampanyalarını bertaraf etmesi gerekiyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin diplomasi masasında ve sahada yürüttüğü mücadelenin, kamu diplomasisi ve parlamenter diplomasi ile desteklenmesi, Türkiye’nin haklılığının lobi faaliyetleri ile desteklenmesi icap ediyor.

Bu konuya hassasiyetle yaklaşılmaması durumunda, Ermeni kampanyalarından mülhem yeni bir “soykırım” ithamıyla karşılaşmak bile ihtimal dışı değil. Dolayısıyla, Trump’ın zırvalarının PKK’nın aleyhimize yürüttüğü algı operasyonlarıyla mücadelede Türkiye’deki yetkilileri daha etkin davranmaları gerektiğini gösteren bir uyarı olarak görülmesini temenni ediyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *