İki büyük savaş
851 yıl arayla birbirlerini tamamlayan iki büyük savaşın yıl dönümündeyiz: Malazgirt ve Dumlupınar Meydan Muharebesi.
Malazgirt Meydan Muharebesi’nde Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde Anadolu’nun kapıları işgalcilere kapatıldı.
İki büyük muharebe de dışarıdan tahkim edilen Yunan (Bizans) kuvvetlerine karşı kazanılmış zaferlerdi. Malazgirt’te sayısal, Dumlupınar’da teçhizat üstünlüğü düşmandaydı.
Malazgirt’te Sultan Alparslan, Dumlupınar’da Mustafa Kemal Paşa askeriyle birlikte savaş meydanındaydı. Sultan Alparslan hücuma başlayacak olan ordusuna şöyle seslendi: “Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker var; ben de içinizden biri olarak sizinle birlikte savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler serbestçe geri dönebilirler” (İslam Ansiklopedisi, Malazgirt Muharebesi).
Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde esir alınan Yunanlı Tümen Komutanlarından birisini Atatürk’ün karşısına çıkardılar. Karşısındakinin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu bilmeden sorulan soruları cevaplayan adam Paşa'nın yanından çıktıktan sonra oradakilere kiminle görüştüğünü sordu. Mustafa Kemal Paşa olduğunu söylediler. Şu cevabı verdi: "Zafer kazanmak sizin hakkınızdır. Çünkü bizim başkumandan Hadjianestis İzmir'den idare etmek istedi ve oradan ayrılmadı" (Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor, s. 86).
İki büyük komutan, Alparslan ve Atatürk ikisi de zaferden emindi, kendisine ve kuvvetlerine olan güvenleri tamdı. Bir diğer özellikleri ikisinin de esir düşen düşmanlarına hoşgörülü yaklaşımıydı. Malazgirt’te esir alınan Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i Sultan Alparslan’ın yanına getirdiler. Sultan Alparslan mağlup Diyojen’e bir savaş esiri gibi değil misafir gibi muamele etti. Onu yanına oturttu
Mustafa Kemal Paşa da Dumlupınar’da esir alınan Yunanlı General Trikupis’e iyi davrandı, ona teskin edici sözler söyledi, savaşta en büyük komutanların bile esir düşebileceğini tarihten misal vererek anlattı. Trikupis yaverlerinin bile kendisini bırakıp kaçtığını söyleyip “Ben intihar etmeliydim” deyince Atatürk İsmet Paşa'ya hitaben, "Kumandanlar yorgundur. Kendilerinin istirahatlerini temin buyurursunuz" deyip ayağa kalktı. İsmet Paşa ile beraber diğer esir Yunan kumandanları da ayağa kalkarak Mustafa Kemal Paşa’yı başlarıyla selamladı. Atatürk tek tek ellerini sıkarken Trikupis'e, "Bizim misafirlerimizsiniz, her suretle emin ve müsterih olabilirsiniz. Bir arzunuz olursa bize bildiriniz" dedi (Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor, s. 86).
Üzerinden 952 yıl geçen Malazgirt, Anadolu’ya Türk mührünün vurulduğu savaştı. 101 sene önceki Dumlupınar, Malazgirt’te vurulan mührü parçalamak isteyenlere karşı verilen son büyük mücadeleydi. Her iki savaşta da binlerce şehit ve gazi verildi. Allah yattıkları yeri rahmetiyle nurlandırsın.