Gazze’de insanlığın saati durdu
6 milyon Yahudi’nin sistemli bir şekilde soykırıma uğratılmasının mucidi olan Batılılar, bugün yelesinden tuttuğu 10 milyon Yahudi’ye “Öldür” komutunu veriyor.
Gaz odalarında imha edilen, fırınlara sokulup diri diri yakılan, bedenleri üzerinde türlü acımasızlıkların bilimsel deney kisvesiyle uygulandığı bir topluluğun varisleri zulüm sırası kendilerine gelince mazinin üzerine kanlı bir sünger çektiler.
Yazık, gerçekten çok yazık! Güçlü olanın haklı sayılmasından 6 milyon kere ders çıkarması gereken Yahudi toplumu Filistinli yavruların üzerine tüm gücüyle çullanırken, sahte fotoğraflarla, algı oyunlarıyla, katliam siyasetine haklılık iliştirme çabasında.
Artık masumiyet bu topluluğun üzerine bol gelen bir elbise, tarihin tozlu sayfalarına itilmiş bir hikâyeden ibaret.
Maalesef Hamas’ın El Kassam Tugayları İsrailli birçok sivili hedef alarak Siyonist rejiminin yıllardır işlediği suça ortak çıktı. Aynı zamanda fırsat kollayan katil sürüsünün ekmeğine de yağ sürdü.
Fakat Hamas’ın yaptığı fenalığı Gazze’nin elektriğini ve suyunu kesen, meskun mahalleri bombalayan, bütün hıncını masum sivillerden çıkaran ve bunu yarım asırdan fazla bir süredir yapan İsrail’le yarıştırmak mümkün değildir.
Gazze’de bugün insanlığın saati durmuş halde. Dünya’nın kafasını kuma soktuğu, herkesin bir şeyler homurdanırken masum bedenlerden kurulan can pazarını dağıtmaya kimsenin güç yetiştiremediği yerin adı Gazze.
Uluslararası örgütler, “Yetkililer etkisiz, etkililer yetkisiz” şeklinde özetlenecek bir pasiflik içerisinde.
Savaşı durdurmaya muktedir olan güçler yok mu? Elbette varlar. Ama onlar bebek, çocuk, hasta, yaşlı kimseyi ayırmadan nefret kusan barbarlığın sırtını sıvazlamakla meşgul.
Sözde vadedilmiş topraklarında insan avına çıkan Siyonistlerin Tanrısı ABD ve Batı mı? Çünkü onları bu topraklara 1917’den 1948’e getiren, bugün de her türlü desteği arkasından eksik etmeyenler bu güçlerdir.
Her şeyin etiğini icat eden “modern devletler” savaşın etiğini geliştirememiştir. İşkence çarkının başında Hiroşima ve Nagasaki’de sivillerin üzerine atom bombası bırakan, milyonlarca masum insanı türlü bahanelerle katleden ABD ve suç ortakları varken bu asla mümkün olmayacaktır.
Bir çağın ruhunu anlamak için bakılması gereken yer zamanın dizginlerini elinde tutanlardır. “Hazar Barış Çağı”nda Musevi’yi, Müslüman’ı, Hristiyan’ı kavgasız gürültüsüz bir arada tutan Türk’ün nizam anlayışıdır.
Engizisyondan kaçan Yahudi’yle, Yahudi’nin ebedi düşmanı Arap’ı bağrında besleyen, bir gece karanlığında halletmeye muktedir olduğu Afrin operasyonunu masumların burnu kanamasın diye 57 günde tamamlayan, dün Hocalı’da kendisini bıçakla oymuş Ermeni’ye bugün “Gitmek zorunda değilsin” diyen, gidene de suyunu, aşını ikram eden aynı kanın ve kültürün varisleridir.
Türk’ün vicdani titizliğiyle Batı’nın, ABD’nin, İsrail’in zihinsel vahşiliğini yarıştırmak soysuz bir kıyaslamadır. Demem o ki bazı şeyler sandığımızdan daha fazla “genetik”tir. Kötü komşu insanı ev sahibi yapar derler. Dünyaya kötülük saçanlar da Türkiye’yi süper güç yapana kadar bu zulüm fırtınası kesilmez.