Ramazan Okulu ve Bayramı
Bayramlar aynı dinin, aynı inancın inanmışlığı ile insanları birleştiren, yürekleri bütünleştiren, kardeşliği pekiştiren, kırgınlıkları tamir eden, hoşgörüyü hâkim kılan, umudu tazeleyen, sevgi ve saygıyı önceleyen, ruhları temizleyen kutsal günlerdir. Türk-İslam ahlakının yaşanıp yaşatıldığı bu günler, bayram sabahı bayram namazı ile camide başlar, evlere taşınır, sokaklara taşar, gönül coğrafyamızda tüm manevi ruh haliyle hissedilir.
Bilindiği gibi bayram, sevinç ve neşe günü demektir. Bayram günlerinde toplum bilinci bütünleşir. Bayramlar, sosyal medya aracılığı ile bayram mesajı gönderilip, her yıl gelip geçen sıradan bir tatil günü değildir. Toplumun bütün kesimlerinin birlik, beraberlik, sevgi ve saygıyla birbiriyle kaynaştığı, en güzel davranış örneklerinin sergilendiği dayanışma günleridir. İslam Dininde iki büyük bayram vardır. Ramazan ve Kurban Bayramı.
Ramazan Bayramı, Allah için yaşamanın ve var olmanın tekrar hatırlandığı, iradelerimizin eğitildiği, Müslüman kalma bilincinin diri tutulduğu ve orucun yumuşattığı kalp ile ‘Ramazan Okulu’ndan mezun olan, bir başka ifadeyle Ramazan ayını Allah’ın rızasını gözeterek geçiren Müslümanların şevval ayının ilk üç gününde kutladığı dinî bir bayramdır.
Ramazan Okulu’nda tüm Müslümanlar ihtiyaç duyduğu maddi ve manevi eğitimi ve davranışları kazanır. Hoşgörü, affetme, şefkat, kardeşlik, dostluk, alçak gönüllük, yardımseverlik, cömertlik ve empati (duygudaşlık) kurabilme kişilik özelliklerini içselleştirir. Hakkın, hakikatin, adaletin, iyinin, güzelin, mazlumun, fakirin, açın, kimsesizlerin ve muhtaçların yanında olma noktasında farkındalık kazanır. Böylece Ramazan Bayramı tüm Müslümanlar için muştunun hakkının verildiği kutlu günler haline gelir.
Ramazan Okulu’ndan Allah’ın rızasını gözeterek mezun olan ve Bayrama ulaşan Müslümanlar, kendisini dünyaya getiren anne-babaları ve dünyaya getirdikleri çocukları başta olmak üzere aile büyükleri, akrabaları, komşuları, arkadaş ve dostları ile ziyaretleşirler ve toplumsal hayatlarında huzur iklimi oluştururlar. Onlar için Bayramlar mutluluğun, huzurun ve sevincin hakkının verildiği, şeytanın vesveseyle insanın ruhunu ve aklını esir alan küskünlüklerine son verildiği günlerdir.
Ramazan ayı süresince Türk-İslam coğrafyasında yaşayan kardeşlerimizin iftar ve sahur sofralarına insanlıktan nasibini almamış zalimlerce bombaların atıldığına şahit olduk. On binlerce küçücük masum çocukların, tüm insanlığın ortak aklı olan insani değerlerce koruma altında olan kadın ve yaşlıların, çaresiz sivil babaların katledildiğini gördük.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin defaten vurguladığı gibi “Kandil’de Türk bayrağı dalgalanmadıkça, Suriye ve Irak’taki terör kampları imha edilmedikçe Türk milletine ve bölge halklarına huzur, dirlik ve güvenlik gelmeyecektir. Filistin topraklarındaki İsrail terörü sona ermedikçe, İslam toplumları üzerindeki işgal vesayeti son bulmadıkça hiç kimse, hiçbir ülke güvende olamayacak, geleceğe umutla bakamayacaktır.”
Bu vesile ile Ramazan Bayramı’nın, Türk-İslam âlemi için tekrar dirilişin muştusu ve habercisi olmasını diliyorum. Müslümanların yaşadığı topraklarda masum ve güçsüz insanlara yönelik dünyanın zalimlerince yapılan zulmün durdurulması için Türk-İslam Dünyası’nın harekete geçmesi için Allah’a dua ediyoruz.
Şunu asla unutmayalım! İnsanlığın ümidi BİZiz.
Büyük Türk milleti ile Türk-İslam âleminin Bayramı kutlu olsun!