21 Kasım 2024
weather
13°
Twitter
Facebook
Instagram

19 MAYIS RUHU

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
19 MAYIS RUHU

19 Mayıs 1919… Tarihle sınırlı kalmayan, tarihe de sığmayan; TÜRK MİLLETİ var olduğu müddetçe akıllardan çıkmayacak aziz gün. Bir milletin fikren “makus talihini” yendiği, cephelerde kazanılacak zaferlerin habercisi, Türk Milleti’nin egemenliği için yakılan ateş, aydınlık geleceğinin esintisi, sınırlarımıza düşman zırhlısının girmesine izin verenlere hesabın sorulacağı günlerin, emperyalist emellere, kendi içimizdeki yuvalanmış bölücü fikirlere; “medeniyet” denilen barbarlara TÜRK MİLLETİ’NİN GÜCÜNÜ GÖSTERECEĞİ GÜNLERİN HABERCİSİDİR 19 MAYIS…

Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK kendi milletinde; diğer milletlerden farklı bir özellik görmüştür. Bunu da “İSTİKLAL SEVDASI” olarak nitelendirmiştir. Milletini en ince ayrıntılarına kadar sahada bizzat tahlil eden Atatürk, bu milletin her şeyden vazgeçse de BAĞIMSIZLIĞINDAN VE VATANINDAN VAZGEÇMEYECEĞİNİ GÖRMÜŞTÜR. Gazi Paşa’ya göre bu özellik Türk Milleti’nin genetik kodudur. Onlara göre “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!”DÜR! Bu sebeple; Samsun’a çıkarken tek başına olmayacaktır; zira yanında CANINDAN ÇOK SEVDİĞİ MİLLETİ VE O MİLLETİN DE UĞRUNA ÖLEBİLECEĞİ VATANI VARDIR.

BİR DESTANDIR 19 MAYIS, ASIRLARCA ANLATILACAK…

KORKTUKLARI TÜRKLERİN ŞAHA KALKIŞIDIR 19 MAYIS 1919.

BİR TÜRK’ÜN DÜNYALARA BEDEL OLDUĞUNUN KANITI,

MAVİ GÖZLÜ BOZKURTUN TOPRAĞINA GÖZ DİKMENİN CEZASIDIR.

"O ZAMAN GELDİĞİNDE, ŞARTLAR OLUŞTUĞUNDA, TARİH COĞRAFYAYA DAR GELDİĞİNDE UYANAN MİSAK-I MİLLİDİR!”

ALLAH BU MİLLETE BİR DEHA “İSTİKLAL MARŞI” YAZDIRMASIN NİDALARININ ARASINDA, SESSİZ ÇIĞLIKLARIN HAKK TARAFINDAN DUYULDUĞU, HÜRRİYETİYLE TEHDİT EDİLEN BİR MİLLETİN HAYKIRIŞIDIR 19 MAYIS!

DÜNYAYA “TÜRKÜM” NİDALARINI DİNLETEBİLMEKTİR 19 MAYIS.

OĞUZ BOYU’NUN, KAYI BOYU’NUN, ESİR MİLLETLERİN RUHUNUN O GÜN TEK BİR KİŞİDE TOPLANMASIDIR.

İskitler’den Desti Kıpçağa kadar uzanan DESTANIN BİTMEDİĞİNİN, DÜNYA DÖNDÜKÇE DE BİTMEYECEĞİNİN GÖSTERGESİDİR 19 MAYIS.

30 Ekim 1918 yılında Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından; düşman gemileri Çanakkale Boğazı’ndan geçerek İstanbul’a demirledi. Anadolu, düşman kuvvetleri tarafından adım adım işgal edilmeye başlandı. Osmanlı Devleti’ndeki haksız işgaller toplum içinde, bürokraside ve askeriyede yeni bir yapılanmanın zamanının geldiğinin bil fiil habercisiydi. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ile mücadeleye başlayan Türk Milleti kendi savunma mekanizmasını oluşturmuştu. “MÜDAFAA-İ HUKUK”; Türk Milleti’nin bağımsız bir devlet kurma isteği sonucu, bu fikrin karşısında olan ülke içindeki muhaliflere ve İtilaf Devletleri’ne karşı milletin bizatihi kendisinin yarattığı mücadelenin adıdır. 

Milli Mücadele fikrinin ortaya çıkışı hakkında çeşitli tezler bulunmaktadır. Bu tezler arasında en önemlisi İttihatçıların ortaya attığı “mukavemet” fikridir. Nitekim, Osmanlı Devleti’nin savaşta mağlup olacağına inanan İttihatçılar; önceden Kuvay-ı Milliye cephesini genişletme çabasına girişmişlerdi fakat her ne kadar “mukavemet” fikrinin İttihat ve Terakki tarafından ortaya atıldığı öne sürülse de Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından hayata geçirilmiş ve başarıya ulaşmıştır.

Sanılanın aksine Samsun’a çıkma fikri ATATÜRK’ÜN 18 Mayıs günü aklına gelmemiştir. Bunun evveliyatı vardır. Mustafa Kemal ATATÜRK bu tarihin öncesinde; denenmesi gereken tüm yolları denemiş, başka bir seçenek kalmadığında 16 Mayıs Günü İstanbul’dan Samsun’a hareket etmiştir. Nitekim, 16 Mayıs’a hazırlık niteliğinde İstanbul’da altı ay kalmıştır. Bu zaman zarfında Tevfik Paşa kabinesine güvenoyu verilmemesi için uğraş göstermiş; sadece kendisine yakın çevresiyle değil; Sultan Vahdettin’le, İstanbul’daki milli cemiyetlerle, işgal kuvvetlerinin İstanbul’da bulunan komiserleriyle görüşmüştür. Bir diğer ifadeyle, iktidara gelmenin, bazı çevrelerin fikrini değiştirmenin imkanı olmadığını anlayınca, başka bir seçenek kalmadığında BAĞIMSIZLIĞIN ANCAK ANADOLU’YA GEÇİŞLE OLACAĞINA KARAR VERMİŞTİR. Bu süreçte, Ali Fuat CEBESOY ve “Ben ve Kolordum emrinizdeyim Paşam!” sözleriyle Gazi Paşa’nın yanında olan Kazım KARABEKİR hafızalara kazınmıştır. 

Bandırma Vapurunda; Kurmay Albay Refet Bey, Kurmay Albay Manastırlı Kazım Bey, Dr. Albay İbrahim Tali Bey, Kurmay Yarbay Mehmet Akif Bey, Kurmay Bnb. Hüsrev Bey gibi önemli isimler bulunmaktaydı. 

Başka bir bilinmeyen nokta ise, Mustafa Kemal’in Samsun’a resmi görevli olarak gitmesidir. Nitekim, Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişliğine tayininde başta Sultan Vahdettin olmak üzere zamanın Sadrazamı Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nazırı Mehmed Ali Bey, Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Erkan-ı Harbiye’yi Umumiye Reisi Cevad(Çobanlı) Paşa, Erkan-ı Harbiye’yi Umumiye İkinci Reisi Diyarbekirli Kazım Paşa rol oynamıştır. Büyük Önderin Samsun’a çıkışı, Yunan askerlerinin denize döküldüğü 9 Eylül 1922’ye kadar sürecek büyük mücadelenin ilk adımıdır.

Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK; Amasya Genelgesi’nde; “MİLLETİN İSTİKLALİNİ YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR!” Erzurum Kongresi’nde; “MANDA HİMAYE KABUL EDİLEMEZ!” Sivas Kongresi’nde ise; MİLLİ BİR DEVLETİN KURULMASI KESİN BİÇİMDE KABUL EDİLİR! 27 Aralık 1919 Temsil Heyetiyle birlikte Milli Mücadele’nin merkezi ANKARA’YA gelişi büyük önem taşımakta olup; 28 Ocak 1920 Meclis-i Mebusan’ın aldığı en önemli karar MİSAK-I MİLLİDİR! Gazi Paşa’ya göre; tam bağımsızlık mali, ekonomik, adli, askeri ve bunlar gibi alanlarda ÖZGÜRLÜKTÜ!

Mustafa Kemal ATATÜRK, SİVAS’TA, HEYET-İ TEMSİLİYE KARARGAHINDA SAMSUN’A GİDİŞİNİ KILIÇ ALİ’YE ŞÖYLE ANLATMIŞTIR; “Cevherini çok ala bildiğim ve çok sevdiğim milletimin içinde ve onunla birlikte hareket etmeyi daha faydalı, hatta çok lüzumlu gördüm. Seneler beri ıstırap içinde bulunan Anadolu’nun derhal varlığına karışmak elbette ki daha salim bir düşünce idi. Bazı dostlarım bana İngilizlerin yolda gemiyi batırması ihtimali olduğunu söyledikleri halde kulak asmadım, kıymet vermedim.”

ATATÜRK NUTUK’TA o günleri şöyle özetlemiştir; “Efendiler, bu vaziyet karşısında tek bir karar vardı. O da hakimiyeti milliyeye müstenit, bilakaydüşart müstakil yeni bir Türk Devleti tesis etmek!”

Atatürk’ün Samsun’u seçmesindeki sebep; en karmaşık çete faaliyetlerinin, Pontus Rumlarının burada Türk halkını kendi topraklarından atma gafletinde olmasıydı. Nitekim, 22 Mayıs 1919 tarihinde hazırlamış olduğu raporda; Rumların siyasi emellerinden vazgeçerlerse asayişin kendiliğinden düzeleceğini, Türklüğün yabancı mandasına ve kontrolüne tahammülü olmadığını, Yunanlıların İzmir’de haklarının olmadığını, işgalin geçici olduğunu, MİLLETİN MİLLİ HAKİMİYET ESASINI VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ KABUL ETTİĞİNİ VE BUNU GERÇEKLEŞTİRMEYE ÇALIŞACAĞINI BELİRTMİŞTİR!

Gazi Paşa’nın ve Silah Arkadaşlarının, Aziz Şehit ve Gazilerimizin bize bıraktığı bu topraklarda; Okçuluk alanında Dünya, Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonu olan Mete GAZOZ’DAN; atletizmde Zeynep ALKAN, boksta Elif GÜNERİ, yüzmede Selin ŞAHİN ve Milletler Ligi Şampiyonu olan Filenin Sultanlarına kadar ülkemize büyük başarılar getiren her bir Türk gencinin kalbinde Atatürk’e verdiği sözün bulunduğunu biliyor, Gazi Mustafa Kemal'in Milli Mücadele’nin ateşini yaktığı ve Türk gençliğine armağan ettiği “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olan 19 Mayıs'ta; gençliğin onun daima izinde olacağına dair söz veriyoruz! 

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *