31 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Atatürk o değil ki

YAYINLAMA:
Atatürk o değil ki

Sonunda bunu da yaptılar. 

Boyunu uzatıp bir anglo-sakson tipolojisiyle artiste çevirdiler.

Çünkü Atatürk bir rivayete göre 1.68 m. bir rivayete göre de 1.74 m. boyundaydı. Bu olmazdı, kısaydı, daha uzun olmalıydı. 

Tarık Akan da çok uzundu ama arasını bulmalıydılar.  

Buldular da…

Yok yok kendileri değil tabii ki, “Yapay Zeka” marifetiyle hallettiler bu işi.

Doğal sarışınlığına Avrupai bir ton verdiler, batılı yüz hatları ve kırklı yıllara uygun kıyafetler eklediler.

Böylece tam da istedikleri Atatürk’ü bulmuş oldular.

Filmlerdeki ve dizilerdeki yakışıklı jönlere benziyordu sanal Atatürk.

Onlara göre Atamız da buydu zaten. 

Fotoğrafları bu hale getiren akıllı ise eski Genel Kurmay Başkanımız ve Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar’ın fotoğrafından dönüştürmüştü resimleri.  

Hulusi Akar ve Atatürk karışımı olan bu resimleri ise Stable Diffusion adlı bir yapay zekâ programı ile gerçekleştirmişti.

Sanal âlemde birden yayıldı bu fotoğraflar. Çok tıklama aldı. 

Sonra çeşitli uygulamaları daha çıktı. “Yanımdaymış gibi çek pampa” kabilinden montaj programları… Sosyal Madde yıkıldı tabii.

“Atatürk nerede doğdu, nerede öldü, Türk Milleti için önemi nedir, hangi savaşları kazandı, ilke ve inkılâpları nelerdir?” diye sorsanız şaşırıp kalacak olan tipler birden bire Atatürk’le yan yana fotoğraflarını eklediler profillerine… 

Fotoğraftaki Mustafa Kemal değildi ama olsundu, onlar öyle sanıyordu.  

ŞEKLEN ATATÜRKÇÜ

Gerçi Atatürk zaten yakışıklıydı. Karizmatik; etkileyiciydi… Güzel giyinen, güzel konuşan bir beyefendi; Türk kişiliğinin mümtaz ve mücteba temsilcisiydi… Yüksek vasıflı bir Türk’tü.

Onlar için gerçek Mustafa Kemal önemli değildi ki.

İşleri güçleri şekil şüküldü çünkü…

Feyste ve istikramda fotoğraf paylaşmak kolaydı… Altına iki alengirli cümle yazarak on numara Atatürkçü oluyordun çünkü…

ZÜCCACİYE TARZI 

Bir de bunların “rakıcıları” var.  Ohoo, onlar daha büyük bomba! Şeklin şüklün, içi boşaltılmış Atatürkçülüğün âlâsı onlarda.

Önceleri sadece rakı kadehlerine Atatürk’ün imzasını ve resmini koyuyorlardı. Şimdi komple yemek takımına… Gidin bakın zücaciyeciler böyle hazırlanmış yemek takımlarıyla dolu.

O’nun resmini koyunca da “ideolojik mesajın” kralını vermiş oluyorlar. Bunlar içtikçe de her şey halloluyor. Doğu cephesinden girip batı cephesinden çıkıyorlar… 

İçerdi rahmetli, evet içerdi… Lakin keşke içmeseydi. Keşke sağlığına çok daha fazla dikkat etseydi de biraz daha başımızda kalsaydı. Ah biraz daha kalsaydı… Ne yapalım mukadderat! Mekânı cennet olsun.

Neyse bizim şekilciler anlamaz. Onlar rakı şişesinde balık… Sonra sızıyorlar tabii…

Fakat Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet bir an olsun sızamıyor ve uyumuyor. Her dem kendini yenilemek, güçlendirmek ve uyanık olmak durumunda!

Öyle “izinde” olmak falan da yok Türkiye Cumhuriyet’inde! Hep çalışmak var, üretmek var. Değişen dünyada stratejilerini değiştirmek, geliştirmek ve zaman uydurmak var…

Atatürk’ün gösterdiği hedeflere ulaşmak için çalışmak var! O’nun gördüğü Büyük Türkiye rüyalarını görmek için O’nun gibi zemine sağlam basmak var!

*** 

Şimdi de gelmiş Suriye ile ilişkilerimizin yeniden inşa edilmesi meselesine takmışlar. “E önceden neden öyle yapılmış da, şimdi neden böyle yapılıyor muş muş da muş muş…” 

Anlamak, kavramak ve yorumlamak başka zanaat!

Şartlar değişirken ve dünya yeniden şekillenirken Türkiye’nin yerinde sayması ve geçmişin politikaları ile hareket etmesi doğru bir şey mi? 

Çağımız hız çağı, ülkeler arası ilişkiler de hızla değişiyor. 

Fakat nasıl anlayacaklar…

ZAMANIN RUHU

Atatürk ölüm kalım savaşı verdiğimiz Yunanlıların Başbakanı Venizelos’u istiklal savaşımızdan yıllar sonra Anakara’da ağırlamıştı. Bu ziyaret günlerce sürmüş, üstelik Venizelos Cumhuriyet Bayramı kutlamalarımıza da katılmıştı.

Çünkü şartlar değişmiş, Zamanın Ruhu farklı bir hal almıştı. 

Gazi Hazretlerimücadelemiz boyunca da birçok devlet başkanı ve yabancı devlet temsilcisi ile hem kendi görüşmüş hem de görüşülmesine izin vermişti…

Bunu neden yapmıştı Atatürk, anlayabilirler mi acaba?

Öyle sanal ve uydurma fotoğraflarla olmuyor işte Atatürkçülük…

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *