16 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
AÇIK
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Anne baba okuryazarlığı

Anne baba okuryazarlığı

YAYINLAMA:

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “bağımlılık türlerinin arttığını, özellikle son dönemde artan dijital ve oyun bağımlılığının çocukların sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek bununla mücadelede kararlı olduklarını”, söyledi.

Daha önce Kasım 2018 yılında Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ve Türkiye’de konuyla ilgili önemli çalışmaları olan altmış iki akademisyenin katılımıyla “Dijital Oyun Bağımlılığı Çalıştayı” gerçekleştirilmişti. Çalıştayda moderatör olarak katkı sağlamıştım. Sonrasında çalıştay raporu Sağlık Bakanlığı tarafından kitaplaştırıldı. Halen bakanlığın web sayfasında dijitali görülebilir. Bu çalıştayda iki önemli konunun altını çizmiştim. Birincisi, dijital oyun oynama bozukluğunun “pandemi” olarak görülmesi gerektiği ve ikincisi ise, kurumlar arası koordinasyonun ivedilikle sağlanması.

Aradan geçen yıllar içerisinde takip edebildiğim kadarıyla birçok bakanlık, kurum ve kuruluş çeşitli çalışmalar yaptı. TBMM’de araştırma komisyonu kuruldu. Birçoğuna davet edildiğim kadarıyla katkı sağlamaya çalıştım. Gelinen noktada gözlemim, her kurum birbirinden habersiz çeşitli çalışmalar yapıyor olması. Katkı sağlayan bilim insanları kurumlara göre değişiklik gösteriyor. Bu da konuyla ilgili ulusal bir hafızanın oluşmasını sağlayamıyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca konunun yeniden gündeme alınmasını çok değerli buluyorum. Çünkü bağımlılıklar freni boşalmış araba gibi kontrolsüz bir şekilde ilerliyor, kişi ve toplumda büyük hasarlara neden oluyor.

Bağımlılıklar; uyuşturucu, alkol ve tütün gibi “madde bağımlılığı” ile kumar, teknoloji, internet, dijital oyun oynama, sosyal medya, alışveriş, yeme ve cinsel içerikli resim ve görüntülere bağımlılık gibi “davranış bağımlılığı” olarak sınıflandırılır. 

Tüm dünyada yaygın bir şekilde psikiyatrik hastalıkların tanısında kullanmakta olan iki temel kaynak vardır. Birincisi, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı ve ikincisi Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan Uluslararası İstatistiksel Hastalık Sınıflandırması ve İlgili Sağlık Sorunları kitabıdır. Her iki kaynakta “madde bağımlığı” uzun zamandır bağımlılık olarak tanımlanmıştır. “Davranış bağımlılığı” içerinde yer alan bağımlılıklardan sadece “kumar bağımlılığı” ve “dijital oyun oynama bağımlılığı” bağımlılık olarak sınıflandırılmış ve kriterleri ortaya konulmuştur. 

Özellikle çocukların psikolojik, sosyal, zihinsel ve ahlaki davranışlarını etkileyen, fiziksel sorunlara yol açan, akademik ve kariyer gelişimine zarar veren, kişiler arası ilişkileri zayıflatan ve toplumsal normları oluşturan örf, adet, gelenek, görenek ve değerlerinde yabancılaşmasına yol açarak toplumsal hayatı etkileyen “dijital oyun bağımlılığı” ile mücadele konusunda Türkiye’nin çok acil önleyici, koruyucu ve tedavi edici önlemler alması gerekiyor.

Bunun için çok şey söylenebilir, yazılabilir ve önerilebilir. Benim önerilerimden biri “anne baba okuryazarlığı”dır. Çalışmalar bu kapsamda yoğunlaştırılabilir. Bu kavram bugüne kadar hiç konuşulmadı. Peki, anne baba okuryazarlığı nedir?

Anne baba okuryazarlığı; ortak bir duygu, ideal, umut ve fikir birlikteliğinde aile kurmayla başlayan, çocuk sahibi olmadan çocuk yetiştirmeye yönelik bilimsel ön hazırlığın yapıldığı, sonrasında çocuk yetiştirme konusunda eşler arasında uyumun olduğu, ortak kararların alındığı, çocuğun dinlendiği, anlamaya çalışıldığı, doğru rol model olunduğu, saygı ve sevginin gösterildiği, bilime ve kabul gören kültüre uygun kuralların konulduğu, psikolojik, sosyal ve ekonomik ihtiyaçların karşılandığı, cezadan ziyade ödülün (bazen bir aferin yeterli olabilir) tercih edildiği, vakit geçirildiği, ilgi alanları oluşturmasına yardımcı olunduğu, doğuştan gerilen potansiyelin, yeteneğin geliştirildiği, dolayısı ile çocuğun kendisi olmasının sağlandığı anne baba davranışlarıdır. 

Önemli olan, çocuğu çağın gelişmelerinden uzak tutmak değil, çocukla çağa uygun bir şekilde sağlıklı yaşayabilmektir. Sizin çocuğunuz olarak doğmak onların elinde değildi ancak seçme hakları olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezlerdi, düşüncesiyle çocuklarınızı anne baba okuryazarı olarak yetiştirebilmek sizlerin sorumluluğudur.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *