18 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Milli Takım’daki üç temel sıkıntı

Milli Takım’daki üç temel sıkıntı

YAYINLAMA:

Eylül ayını yine “Milli krize” çevirdik. Galler beraberliği küçük çaplı “kızılca kıyamete” dönüştü ama İzlanda’yı net skorla geçmek Montella’yı şimdilik rahatlattı. Her maça “Gitsin-kalsın” kırmızı çizgisinde bakarak onu da Milli polemikçi yaptık! Yaptık da, EURO 2024’ün 8 çeyrek finalistinden Portekiz ve İngiltere 2’de 2 yaparken, şampiyon İspanya ile birlikte 6 ülke puan yitirdi. 4 puan kötü gözükmese de, bir kez daha futbolda Milli bütünlük sorunu yaşadığımızı tecrübe ettik. Beğenmediğimiz A Milli Takım Kaptanı Hakan Çalhanoğlu, Ballon d’Or’a aday. Kulüpçülük anlayışının önüne geçemiyoruz. Santrfor meselesi Ekim sürecinde yine tartışılacak. Takım oyunumuz sallandı ama bireysel performanslar, Kerem Aktürkoğlu ve Arda Güler’in formu, 2026 Dünya Kupası için ümit verdi. Ancak üç temel sıkıntımız göze batıyor. Birincisi oyun kurma sorunu yaşıyoruz, ikincisi defansımıza yapılan baskıya karşı çözümümüz yok, üçüncüsü ise organize gol planımız varsa bile sahada göremiyoruz. Ve Milli Takım, Milli Takım olalı istikrarımız hiç olmadı. Tüm bunlardan hareketle temel sorun, iyi oynadığımızda bile “her maçı 10-0 kazanalım” kültürü. Futbolda böyle bir gerçek yok. Maalesef aynı kültür kulüp taraftarlığında da egemen. Özellikle köklü kulüplerimizde.! 

HAKKINI VERİN ARTIK 

Çılgın bir transfer döneminin daha sonuna geldik. Yıldız getirmekten, Türkiye’de adeta özel jet kalmadı. Avrupa’da, hatta milyarlar harcayan Suudi Arabistan’da Serie-A’nın 4 büyük golcüsüne sahip lig yok. Sadece 4 büyüklerin 40’a yakın transferi var. Ama mesele havalimanında meşalelerle karşılanan o yıldızların, giderken yalnız gazeteciler tarafından uğurlanması. Kadro mühendisliğinden ziyade yap-boza döndük. Yabancıda 5 atıştan biri anca tutuyor. Belki bu sezon en verimli dönem olacak. Ve transferin sona ermesiyle asıl lig şimdi başlıyor. Gerçek futbolseverler için beklenti net. Birbirine laf atmaktan çok, herkesin oyun, kalite, heyecan ve görsel şölen olarak isminin hakkını vermesi, Süper Lig’e değer katması. Zaten bunca transfere rağmen Mayıs ayına şampiyonluk potasında girmeyen 4 büyükten her biri için “40 katır mı 40 satır mı” durumu kaçınılmaz olacak. 

ŞAŞIRDIK MI? 

Yeni sezonla birlikte TFF tarafından 17 kez talimatlarda değişiklik yapılmış. Antrenörler 4, MHK, FFP ve Disiplin talimatları 3’er kez değişmiş. Statülerde 5 değişiklik olmuş. Ve 4 ligin de yabancı uygunluğu revize edilmiş. Eylül ayını görmeden karşımıza çıkan bu abartılı durum temelde TFF yönetimindeki değişiklikle ilgili gözükse de, ezelden beri “oyun oynanırken kural değiştirmek” huyumuz. İşin garip tarafı sezon başladıktan sonra TFF bir dokunuş yaptığında eskiden çoğu kulüp ayağa kalkardı. Şimdilerde tüm talepler kulüplerden geliyor. Yani oyun oynanırken kuralı değiştiren kulüplerin ta kendisi. Futbolun anayasası değişmez olmalı ama bu iş biraz günü ve durumu kurtarmaya döndü. Son olarak yabancı meselesi. Yine değişim! Şaşırdık mı? Tabi ki hayır…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *