Rumlara ABD desteği
ABD ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK) arasında geride bıraktığımız hafta içerisinde “ortak savunma işbirliği” anlaşması imzalandı. Hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hem de Türkiye’den bu karara tepki gösterildi.
ABD, 1987 yılında bütün Kıbrıs’ı kapsayacak şekilde silah ambargosu uygulama kararı almıştır. 2015 yılına gelindiğinde ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Moskova’da bir araya gelmesinin ardından taraflar arasında yatırım, eğitim, askeri gibi alanlarda işbirliği anlaşması imzalanmış ve mezhepsel ortaklığın da etkisiyle iki ülke arasındaki ilişkiler derinleşmeye başlamıştır. GKRK ve Rusya arasındaki yakınlaşmadan rahatsızlık duyan ABD, ilk olarak 2020 yılında (Trump dönemi) iki şarta (birincisi, GKRK’nin kara para aklama ile mücadelede düzenlemeler yapması ve ABD ile işbirliği yapması; diğeri ise Rus savaş gemilerinin yakıt ikmali ve hizmet için limanlarına girişini engellemek için gerekli adımları atması) bağlı olmak üzere Kıbrıs’a savunma amaçlı silahların satışına yönelik kısıtlamanın kaldırılması için karar almıştır. Rusya-Ukrayna savaşının başlaması ile beraber AB yaptırımları kapsamında GKRK limanlarını Ruslara kapatmıştır.
022 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price “2023 mali yılında Kıbrıs Cumhuriyeti için savunma ticareti kısıtlamaları kaldırıldı” açıklamasında bulunmuştur. 2020’de alınan kararla GKRK sadece savunma silahlarını temin edebilirken 2022’deki kararla ise saldırı silahlarını satın almasının da önü açılmıştır.
Geçtiğimiz hafta ABD ve GKRK arasında imzalanan anlaşma ile iki ülke arasındaki silah ticaretinin önümüzdeki süreçte daha da artacağı ilan edilmiştir.
Bilindiği üzere Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması için GKRK’de bir merkez oluşturulmuş ancak merkezin işleyişi ve kontrol mekanizmasının İsrail ve ABD’de olması akıllara farklı konuları getirmiştir.
İsrail’in her anlamda en büyük destekçisinin ABD olduğu ve bununla beraber Siyonist lobinin ABD siyasetini yönlendirdiği bilinirken ayrıca GKRK ile İsrail ortaklığı da giderek artarken ABD ve GKRK arasındaki alınan karar ile adaya silah girişinin kolaylaşması Doğu Akdeniz’deki şartları kızıştırabilecekken diğer yandan da İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımın şiddetinin artmasına kaynak oluşturabilecektir.
Diğer yandan GKRK bir NATO ülkesi olamamakla beraber bölgede en büyük tehdit olarak NATO üyesi olan Türkiye’yi görmektedir. Bu şartlar altında Doğu Akdeniz'de yer alan enerji kaynaklarına ulaşmakla ilgili bazı çevreler ve GKRK ile ihtilaflar sürerken Rumların silahlanmasının önünün sözde müttefikimiz tarafından açılması ise farklı bir gündemi de beraberinde getirmektedir.
Türkiye’nin Mısır ve Suriye ile ilişkilerinin olumlu yönde ivme kazandığı bir süreç içerisinde siyonist lobinin yönlendirmesiyle Ortadoğu ve Doğu Akdeniz özelinde şekillenen ABD politikaları dikkatlerden kaçmamaktadır.