Kongre zamanı
Ulusal ve uluslararası akademik etkinlikler genelde sonbahar ve ilkbahar mevsimi içerisinde planlanır. Çünkü hem üniversitelerin açık olması hem de mevsim şartları bu ayların etkinliklerin yapılmasında belirleyici olmaktadır.
Akademik etkinlikler genelde konferans, panel, çalıştay, sempozyum ve kongre şeklinde ulusal ya da uluslararası düzeyde yapılmaktadır.
Yapılan bu akademik etkinlikleri kısaca açıklayalım.
Konferans, herhangi bir konuda, alanında uzman biri tarafından dinleyicilere bilgi vermek için yapılan uzun, bilgilendirici konuşma türüdür.
Panel, alanında uzman ikiden fazla konuşmacı grubunun bir başkan yönetiminde, topluluk karşısında bir konuyu değerlendirmesidir.
Çalıştay, belli bir konuda derinlemesine bilgi alış verişi ve tartışma ortamı sağlayıp kısa süre içerisinde soruna ilişkin çözüm önerilerinin ortaya konulduğu akademik toplantıdır.
Sempozyum ya da bilgi şöleni, belirli bir konu çerçevesinde o konu hakkında uzmanlar tarafından bilgilerin verildiği çok katılımcı akademik toplantıdır.
Kongre ise, aynı ya da farklı meslek gruplarına sahip bilim insanları tarafından bilgilenmek, bilgilendirmek, müzakere etmek ve tartışmak gibi amaçlarla yapılan akademik toplantıdır.
Tüm bu akademik etkinlikler yurt içi ve/veya yurt dışında ulusal ve/veya uluslararası güzeyde gerçekleştirilmektedir.
Akademik etkinliklerin kongre şeklinde ve uluslararası olması ise, farklı bilim alanlarını içermesi, katılımcılarda bilimsel farkındalık, mesleki sosyalleşme ve kültürel etkinliklerin gelişmesine katkı sağlayabilmektedir.
Uluslararası etkinliklerin ülkenin her anlamda tanıtımına da büyük katkıları olmaktadır. Ülkemizde son yıllarda nitelikli akademisyen sayısının artmasıyla uluslararası etkinlikler konusunda çok deneyimler kazandığını ve bu etkinliklere ev sahipliği yaptığını söyleyebilirim.
Akademik kongreler, üretilen bilimsel bilginin akademik topluluğa ve bilginin uygulama alanına giren paydaşlara sunulmasında önemli bir uygulama alanıdır. Katılımcıların mesleki gelişimi, sosyalleşmesi ve mesleki ilişkiler geliştirmesi bakımından önemlidir. Dinleyicilerin bir kısmının öğrenciler olması da onların akademik, kişisel-sosyal ve mesleki gelişimine çok önemli katkılar sağladığı da söylenebilir. Katılımcıların kongreye en çok “alanlarında uzman kişileri dinlemek” ve “yeni gelişmeleri takip etmek” amacıyla katıldıkları da görülmektedir.
Bu bağlamda geçtiğimiz hafta sonu Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ev sahipliğinde altı farklı ülkeden üniversitelerin desteklediği ve Academy of Scientific and Educational Studiesases’in koordinasyonunda ve düzenleme kurulu başkanlığını üstlendiğim “9. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi” ve “9. Uluslararası Sağlık, Mühendislik ve Fen Bilimleri Kongresi’ni gerçekleştirdik.
Kongremize Türk Cumhuriyetlerinden, gönül coğrafyamızdan, Turan ellerinden ve diğer faklı 22 ülkeden 482 akademisyen ve araştırmacı 314 bildiriyle katıldı. Bildirilerin dörtte biri yüz yüze üniversitemizde, dörtte üçü ise çevrimiçi olarak dijital ortamda sunuldu.
Yüz yüze yapılan sunumlara üniversite öğrencileri yoğun ilgi gösterdiler. Özellikle Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’nde öğrenim gören Ülkü Ocağı Eğitim ve Kültür Vakfına üye öğrencilerin aktif dinleyici olarak katılmaları takdire şayandı.
Kongremiz Batıya öykünmeden, İngilizceyi kutsamadan tam bir öz Türk kültürümüz temelinde ve bilimsel etik çerçevesinde gerçekleştirildi.
Ünlü Azerbaycan Türkü tarihçisi Abbaskulu Ağa Bakıhanov “Kendi tarihini bilmeyen bir insan yolu belli olmayan bir çöle düşmüş insan gibidir. O yolun önünü ve sonunu bilmediği için hiç bir yere varamaz” demiştir. Gerçekten de böyle.
Bu anlayışla, Türk akademisyenlerin tarihimizi, kültürümüzü ve dilimizi merkeze alarak ulusal ve uluslararası düzeyde akademik toplantılar yaparak “Türk Yüzyılı” hedefimize ulaşmada önemli katkılar sağlayacağına inancımız tamdır.