16 Ekim 2024
weather
20°
Twitter
Facebook
Instagram

Siber Savaş

YAYINLAMA:
Siber Savaş

İsrail’in Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları ve telsizler aracılığı ile yaptığı saldırı tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Aradan geçen birkaç haftanın ardından bu başlıkta büyük bir sessizlik olsa da eminim ki siber savaşın muhatapları yeni saldırı senaryoları hazırlıyor ve hücrelerde bunları bekletiyor.

Çağrı cihazı saldırıları özünde bir terörist eylem olsa de, siber güvenlik alanında olduğu kadar güvenlik konseptlerinde de bir soru oluşturdu. Daha önce, “herşeyi üretmeye gerek yok” bakışıyla hareket eden ülkeler dahi mikro bağımlılıklara dahi tahammül etmeyeceklerini icraatları ile bir bir gösteriyorlar. 

Peki, mikro bağımlılık nedir? Bir sistemin içinde, spesifik bir alt sistemde ya da bir alt sistemin bir bileşeninde ya da bir bileşenin gerektirdiği hammaddedeki bir bağımlılık mikro bağımlılıklar olarak tanımlanır. Bazen bir nadir toprak elementi, bazen bir çip, bazen bir yazılım kütüphanesi mikro bağımlılık oluşturabilir. %90 yerli bir ürün mikro bağımlılıklar nedeniyle bir gün üretilemez ya da güvenilemez hale gelebilir.

Bu bağımlılıkları sadece savaş araç gereçleri açısından ele almaya alışmış olsak da, sıradan bir haberleşme cihazının dahi nasıl bir problem oluşturabileceğini tüm dünya görmüş oldu. Buradaki saldırı kampanyası spesifik hedefleri ateş gücü ile yok etmeyi amaçlasa da, başka saldırı kampanyalarında bir ülke bir diğerinin ekonomik, finansal, üretim gibi altyapılarını hedef alabilir. Fikir vermek olmasın ama bankaların bilişim altyapılarında siber saldırı nedeniyle oluşacak yaygın bir sorunun ülkedeki etkisini hayal ediniz.

İşte bu nedenle, siber savaş konusuna “bilgisayarlarla ilgili birşey” olarak bakmak çok sığ kalacaktır. Daha net belirtmek gerekirse, bu konu artık ülkenin tamamını etkileyeceğinden, meclisimizin, siyasi partilerimizin ve milli güvenliğimizin ana konularından biri olarak kabullenilmeli ve gereği çalışılmalıdır. 

Eskiden konvansiyonel askeri güçler üzerinden yürütülen savaş stratejileri, artık siber saldırıları da asli birer unsur olarak alıyor. Savunma sanayiinden enerji altyapılarına, haberleşme sistemlerinden finansal ağlara kadar her alan, siber tehditler karşısında kırılgan bir hale gelebilir. Bu nedenle, hem devletler hem de özel sektör, bu yeni savaş biçimine karşı hazırlıklı olmalı ve stratejik mikro bağımlılıkları minimize edecek çözümler üretmelidir.

Aksiyon anlamında ise devletlerin siber savunma stratejilerini güçlendirmesi, siber güvenlik alanında yerli ve milli teknolojilere yatırım yapması ve mikro bağımlılıkları azaltacak politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Eğitim kurumları, özel sektör ve kamu işbirliği ile oluşturulacak güçlü bir siber savunma ekosistemi, bu saldırılara karşı koymada en etkili yöntem olacaktır. Ayrıca, uluslararası işbirlikleri ve ittifaklar da siber tehditlerin küresel ölçekte ele alınmasında kritik rol oynayacaktır.

Doktrinler değişiyor, kuvvetler değişiyor. Siber, artık ayrı bir konu olmaktan tüm alanların asli unsurlarından biri haline geliyor. 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *