16 Ekim 2024
weather
20°
Twitter
Facebook
Instagram

İsrail tehdit mi?

YAYINLAMA:
İsrail tehdit mi?

İsrail’in bölgemize yaymaya çalıştığı savaştan ne hazindir ki CHP ve İP’in Genel Başkanlarının haberi yok. Belki de bu durum kendilerini zerre kadar ilgilendirmediğinden dolayı konuya oldukça uzak kalmış durumdalar.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Salı günü partisinin TBMM grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ekonomik sıkıntılar ve işsizliğin üzerini örtmek için İsrail’in Türkiye’ye saldıracağı lafını ortaya attıklarını ileri sürdü. Aynı minvaldeki bir konuşmayı da İP’in Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Çarşamba günü partisinin grup toplantısında dile getirdi. Bu iki parti ve onların ekseninde hareket eden diğer siyasi partilere göre İsrail Türkiye için tehdit oluşturmuyor. Bu cümleler CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “YPG bize mi saldıracak” sözüyle aynı kapıya çıkıyor.

Türkiye’ye yönelik dışarıdan yönelen tüm tehditlere başka bir ülkede yaşıyormuş gibi tavır takınan muhalefet partilerinin içine düştükleri bu durum ülkemizin bekası için oldukça mahsurlu ve sakıncalı bir hale geldi. Bunlara göre ne terör örgütleri ne de “Büyük İsrail” hayaliyle bölgesel savaş arzulayan İsrail yönetimi Türkiye için bir tehdit oluşturmuyor. 

Son 3 yılda İsrail istihbarat örgütü MOSSAD’ın ülkemizde doğrudan yada taşeron olarak kullandığı 70’den fazla ajanı yakalandı. Üstelik bu ajanların görevi dini ve milli değerlerimiz üzerinden toplumsal tahrik ortamı hazırlamaktı. Camilerimize yönelik düzenlemek istedikleri provakatif eylemler de ajanların planları arasındaydı. MOSSAD, HAMAS’ın şehit lideri İsmail Haniye’ye İstanbul’da suikast yapmak istedi. Muhalefetimiz de sanki bu ajanlar Türkiye’ye cami yaptırmak için gelmiş gibi bir tutum içerisine girdi. 

İsrail, önce Gazze’yi yaşanmaz bir yer haline getirdi. Filistinliler için güvenli hiçbir alan bırakmadı. Hedef aldığı HAMAS’ı ve tünellerini çökertemedi. İsrail’in Gazze’deki tek başarısı kısa bir zaman da Hitlerden daha fazla insanı katletmek oldu. Katil Netanyahu’nun Filistin üzerindeki acımasız planları devam ederken diğer taraftan gözünü Lübnan’a çevirdi. Gazze’deki katliamlarını devam ettirmek için Beyrut’u bombalamaya başladı. İçinde çocuklarında bulunduğu binlerce insanı katletti ve katletmeye de devam ediyor. Gazze halkını Mısır çöllerine, Lübnan’dakileri Suriye bataklığına zorunlu sürgün etmeye çalıştı. Hedefi bölgesel göçü tetiklemek ve istikrarsız bölge ülkelerini daha çok iç karışıklığa mahkum etmekti. 

İran ile kontrollü gerilimi sürdüren İsrail kendine yönelik tehditlerin sayısını azaltmak için ABD’nin silahlı kuvvetlerinden de destek aldı. İran’a yönelik saldırı planı ABD ile ortak yapıldı. Yani İran’a “karşında sadece İsrail değil aynı zamanda ABD var” mesajı verilerek İsrail’den uzak tutulması amaçlandı. İsrail de bir sonraki hedefi olan Suriye üzerinden Türkiye sınırına ulaşmayı kolaylaştırmak istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsrail’in hedefinin Anadolu toprakları olduğunu ifade etmesi ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “İsrail’in hedefi Beyrut değil Ankara’dır” yönündeki sözleri tarihi gerçekler ve bölgesel gelişmeler ışığında hak kazandı. İsrail, hedeflerinin bir tanesinin de Türkiye olduğunu “Arz-ı Mevud” yani vaat edilmiş topraklar hayaliyle doğruladı. Ancak ne hazindir ki İsrail’in inkâr etmediği bir gerçeği bizim muhalefetimiz yalanlama yoluna gitti. İsrail, “gözüm Türkiye topraklarında” derken, muhalefet ise “bizim topraklarımızda ne işi var!” sözleriyle bu tehdidi basitleştirmek istedi. Dün “Türkiye’nin Suriye’de, Libya’da ne işi var?” diyerek terörle mücadeleye karşı çıkanlar, bugün “İsrail’in Türkiye’de ne işi var!” diyerek güvenlik tehdidi bulunmadığını söyler vaziyete geldi.

İsrail Ortadoğu’da tek başına hareket etmediğini 7 Ekim’den sonra her gün ispatlı ve delili bir şekilde gösterdi. İsrail’in tüm saldırılarının arkasında başta ABD ve Avrupa vardı. Bütün askeri ve lojistik yardımlar hız kesmeden devam etti. 

Bir düşünelim, bugün NATO üyesi olan Türkiye ile İsrail karşı karşıya geldiğinde ABD NATO üyesi ve müttefiki Türkiye’nin mi yanında yer alacak yoksa NATO üyesi olmayan İsrail’in yanında mı? Tabii ki İsrail! 

ABD bugün Türkiye topraklarını korumak için mi bölgemize askeri yığınak yapıyor yoksa İsrail’i korumak için mi?

ABD, Kıbrıs’ın Güneyine, Gürcistan’a, Irak’a, Suriye’ye ve Dedeağaç’a Türkiye’yi korumak için mi askeri üsler kuruyor yoksa Türkiye’yi çevreleyip etrafını sarmak için mi?

CHP’nin başını çektiği muhalefet hala Türkiye’ye yönelik bir tehdit göremiyorsa, tehdit olanlarla iş birliği halinde olup olmadığını açıklamalıdır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *