“Orta Asya” değil “Türkistan”
Milli Eğitim Bakanlığı, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak hazırladığı programlarla yeni müfredatta önemli değişiklikler yaptı.
Günümüz eğitim sistemlerinde öğrencilerin sadece akademik başarılarına odaklanıldığı ve bunun doğru olmadığı düşüncesinden hareketle oluşturulan yeni modelde; insanı “ruh ve beden”den oluşan bir varlık olarak ele alan bütüncül bir eğitim anlayışı benimsendi. Yetkin ve erdemli bireylerin yetiştirilebilmesi noktasında özgün bir yaklaşım ortaya konulmaya çalışıldı.
Bu bağlamda, insana bakışta beden, zihin, kalp ve ruh bütünlüğü yani “ontolojik bütünlük”, bilgiye bakışta bilgi ve bilgelik yani “epistemolojik bütünlük”, eğitim sürecine bakışta geçmişten geleceğe eğitim yani “zamansal bütünlük”, değerlere bakışta ise değerler, ahlaki bilinç ve estetik bakış açısı yani “aksiyolojik olgunluk” kavramları Türkiye Yüzyılı Model’inde öğrenci profiline temel teşkil etti.
Yeni model ile millî ve manevi değerlerimizi yücelten, koruyan, insani değerleri kucaklayan nesiller yetiştirilmesi hedefleniyor.
Bu kapsamda "tarih" eğitiminde de köklü değişikliğe gidildi. 20 ders saatinden oluşan 10. sınıfın 1. ünitesinin konusu “Türkistan’dan Türkiye’ye (1040-1299)” olarak belirlendi.
Bu ünitede; Türklerin Türkistan’dan Türkiye’ye geçişleri sürecinde yaşanan gelişmeler ve önemli askerî mücadeleler, Türk devlet ve ordu teşkilatında meydana gelen değişim ve süreklilik, Türklerin sosyal yaşamları ve ekonomik faaliyetleri, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, Türk-İslam medeniyetinin bilim, kültür, eğitim ve sanat alanlarında ortaya çıkardığı etkiler gibi konular ele alındı.
Ünite sonunda öğrencilerin Türk tarihi, Türkistan’dan Türkiye’ye uzanan süreçte Türklerde devlet ve ordu teşkilatı, Türklerin sosyo-ekonomik faaliyetleri ile yerleşme ve şehirleşme anlayışları ilgili ilgili gerekli bilgi, beceri ve değerleri kazanmaları amaçlandı.
Bu bağlamda MEB, yeni müfredatta tarihi terim ve kavramların aslına uygun bir şekilde kullanımına önem verdi. Örneğin; "Orta Asya" yerine "Türkistan", "Tehcir Kanunu" yerine "Sevk ve İskan Kanunu" gibi kavramlar programlarda kullanıldı.
Bu değişim gelecek nesillerin Türklük bilincinde, milli bilinçte ve vatanseverlik duygusuyla yetişmesi için önemli gelişmeler olarak görülmeli ve desteklenmelidir.
Tarihi kaynaklara bakıldığında en erken devirlerinden 19. yüzyılın ortalarına kadar “Türklerin yurdu” anlamına gelen “Türkistan” sözü ile İran’ın Horasan bölgesinden başlayarak Kuzey Afganistan dahil Pamir ve Hindukuş-Kunlun (Karanlık) dağlarının kuzey eteklerinden Çin’in Tun-huang bölgesine kadar uzanan, oradan Mançurya’nın batısına ulaşan, Moğolistan’la birlikte Güney Sibirya’yı içine alan, batıda Ural dağları ile Volga ırmağının Hazar denizine ulaştığı noktaya kadar devam eden geniş bir alanı kaplayan coğrafya kastedilmektedir. Bazı Batı kaynaklarında 580’lere doğru “Orta Asya” için Turkhia (Türkiye) adı yer almaktadır.
Ancak tarihi süreçte Ruslar Türkler arasında bölücü faaliyetler yürüterek Türkmenleri, Kırgızları, Kazakları ve Özbekleri ayırmayı, ayrı ayrı Cumhuriyetler haline getirip bölmeyi ve Türkistan birliğini dağıtmayı başardı. Böylece 19. yüzyılın ikinci yarısında Rus istilası sonucu “Türkistan” adı yerine “Orta Asya” kavramı kullanılmaya başlandı. 16 Eylül 1924’te Türkistan adı tamamen ortadan kaldırıldı.
Batılı kaynaklarda bölgeler genellikle işgalci ülkelere göre isimlendirdiğinden, 20. yüzyılın başlarından itibaren ideolojik nedenlerle Batı Türkistan’a Sovyet Türkistan’ı, Doğu Türkistan’a Çin Türkistan’ı ve Güney Türkistan’a da Afgan Türkistan’ı denilmekteydi. Daha sonra ise “Türkistan” coğrafyası için “Orta Asya” kavramının tercih edildiği görülüyor.
MEB’in tarih kitaplarında “Orta Asya” yerine “Türkistan” kavramını kullanmasını tarihimize, kültürümüze ve geçmişimize sahip çıkması anlamında çok önemli tarihi bir karar olarak görüyorum.
Nasıl ki, Türkiye’nin talebi üzerine tüm dünya artık ‘Turkey’ yerine Türk milletinin kültür, medeniyet ve değerlerini en iyi şekilde temsil ve ifade eden ‘Türkiye’ ifadesini kullanıyor. Şimdi de MEB’in yaptığı çok önemli öncü değişiklikten sonra tüm dünya “Orta Asya” yerine aslına uygun olarak “Türklerin yurdu” anlamına gelen “Türkistan” kavramını kullanacaktır.
Türk Devletler Teşkilatı’nı kuran, Türk dünyasını ortak bayrak, tarih, coğrafya, edebiyat ve alfabe konusunda bir araya getiren “Türk Devlet” aklıdır, hafızasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın “Türkistan” kavramını ders kitaplarında göstermesi de Türk Devlet hafızasının yenilenmesi bakımından çok önemli bir dönüşümdür.
Türk Yüzyılı özgörevi (misyon) ve özülküsü (vizyonu) ile Türk Dünyası tek yürek olarak Türk Birliği kutlu yolculuğunu emin adımlarla sürdürmektedir. Boşuna demiyoruz 21. Yüzyıl Türk Yüzyılı olacak!