Ruhsuz beden ceset olur
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin iç cepheyi tahkim etmek için attığı tarihi adımı anlamakta zorlananlar kendilerince siyasi manevralar yaptılar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “el yükselterek” rol çalmaya çalışması MHP Lideri Bahçeli’nin “anayasanın ilk 4 maddesi tartışmaya kapalıdır” sözleri sonrası “öyle demek istemedim” ifadeleriyle geri adım atmasına neden oldu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun ise “ip atarak” oynadığı oyun MHP Lideri Bahçeli’nin ellerindeki ipi alıp makam odasındaki dilsiz uşağa asmasıyla son buldu. Oyuncağı elinden alınan İP’liler bu sefer de “ceset” edebiyatı yapmaya başladılar. “İYİ Partinin dirisinin ne hayrını gördük ki cesetlerinin hayrı dokunsun?” diye içinizden geçiriyor olabilir, ruhsuz bir bedene sahip olduklarını düşünebilirsiniz. Böyle bir düşünceye sahip olmanız için elbette haklı nedenleriniz var.
7 yıllık siyasi hayatları mevsimlere göre yılda dört defa değişen, her hafta söylem değiştirip yılda 52 kez farklı kulvara giren İP’liler nerede duracaklarına kendileri de karar verebilmiş değiller. Bu yüzden parti olma hüviyetine sahip olsalar da ellerinde kalanın “particik” olduğunu göremeyecek kadar siyasi gerçeklikten uzaklar.
“Bizim cesedimiz çiğnenmeden teröristbaşı Öcalan DEM Grubuna gelemez” diyen İP’liler, HDP milletvekili Fatma Kurtulan’ın kendilerine dönerek “İçinde PKK’ya gönül vermişlerinde oyları sayesinde bu sıralarda oturuyorsunuz” dediğinde cesetleri çiğnendiği için mi sus pus olmuşlardı?
Terör örgütüne yardım ve yataklıktan dolayı TBMM’de fezlekesi bulunan HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına “önüne arkasına bakıp ondan sonra karar vereceğiz” diyerek karşı çıktıklarında İP’lilerin cesedi mi çiğnenmişti?
Meral Akşener, “daha biz başkan aponun heykelini dikeceğiz” diyen Selahattin Demirtaş’ın kahvaltıda buluşma talebi sonrası hemen ocağın altını yakıp çay demleme telaşına düştüğünde cesetleri neredeydi?
Her Salı saatler 12:00’ı gösterdiğinde TBMM DEM Grubunda konuşan parti eş başkanları sözlerine terörist başının tecridinin kaldırılmasıyla başlayıp özgürlük talebiyle bitirirlerken İP’in ceset düşkünleri mezar yeri mi arıyordu?
Terörün odağı haline gelmiş, binlerce parti yöneticisi “terör örgütü propagandası yapmak” ve “terör örgütü üyesi olmaktan” tutuklanmış HDP’ye açılan kapatma davası için “kapatılmalıdır” diyemeyen İP’lilerin cesedi hangi hayal âleminde geziyordu?
13 Ocak 2018 tarihinde CHP, İP, HDP ve Saadet Partisi ortak anayasa taslağı hazırlarken İP’lilerin cesedi morgda mı bekliyordu?
Dönemin İP TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu HDP’nin meşru bir parti olduğunu söylerken İP’lilerin cesedi mi mumyalanıyordu?
24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İP Genel Başkanı Meral Akşener, “Selahattin Demirtaş cezaevinden çıksın eşit şartlarda yarışsın” dediğinde, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP ile birlikte CHP’nin belediye başkan adayları desteklendiğinde, 14-28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP ile Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için kol kola mücadele verildiğinde İP’lilerin cesedini kim çiğnemişti?
İP kurulduğu günden 28 Mayıs 2023 seçimlerine kadar DEM ve önceki türevlerine bir kere olsun “Türkiye Partisi olun. Terörle aranıza mesafe koyun. Sonra bizimle aynı masaya oturun” demeden seçim ittifakı yaptı. Oy hesabı yaparken bir gün olsun şehitlerimiz akıllarına gelmedi. Teröristbaşı Öcalan’ın fikirlerini her gün meclis kürsüsünden dile getirenlere itirazları yükselmedi. Ne zaman ki testi kırıldı, Kılıçdaroğlu seçimleri kaybetti, işte o zaman akıllarına “milliyetçiymiş gibi” rol yapmak geldi.
“Terösitbaşının meclise gelmesi için önce bizim cesedimizi çiğnemeniz lazım” diyenler, bugüne kadar terörsitbaşı Öcalan’ın gölgesinde siyaset yapanlar tarafından sakız gibi çiğnendi.
Mertçe siyaset yapamayanlar, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “uzattığım eli tutun, Türkiye’ye sarılın. Terörü reddedin, milli safta yer alın” sözleriyle sergilediği cesareti gösteremediler. Bugün cesetlerini ortaya koyanlar, dün ruhunu HDP-YSP-DEM’e teslim edenlerden başkası değildi. İYİ Parti’nin yürüyen ceset olduğunu görmeyen, duymayan, bilmeyen mi kaldı.