22 Aralık 2024
weather
6°
Twitter
Facebook
Instagram

Asıl savaş şimdi

YAYINLAMA:
Asıl savaş şimdi

Suriye’nin yeni yönetiminin dahili ve harici siyasette takip edeceği yolu şimdiden kestirmek güç. Esad’ın devrilmesi büyük bir devrim, fakat Suriye için gerçek değişim hikâyesi asıl şimdi yazılacak.

Etnik, dini ve kültürel çatışma alanlarına sahip olan Suriye sosyolojisini sükunete ulaştırmak derin siyasi maharet gerektiren bir iştir. Bu maharetin yokluğu nedeniyledir ki Ortadoğu coğrafyası kan ile abad olmaktan bir türlü kurtulamamıştır.

Gücü eline geçiren grupların rakiplerini ezip geçmesi, Ortadoğu’nun iktidar kültürünün bir parçasıdır. Irak’ta Saddam, Suriye’de Esad ailesi, İran’daki Molla rejimi, ülkelerini bu sert umdeye göre yönetirken, her seferinde değişim, eski zulümlerin gölgesinde yeşeren yeni zalimler yarattı.

İktidar mesaisini kapanmamış hesapların rövanşını almaya ayırdığınızda, ülkenin topyekûn menfaatlerini etnik ve mezhebi husumetin çıkmaz sokaklarında kurban etmiş oluyorsunuz. 

Üstelik bunu yapmakla, kalıcı bir zafer elde edemediğiniz gibi, muhaliflerinizin dış güçlerle rabıtasını kuvvetlendirecek bir zulüm motivasyonunu otomatik olarak yaratıyorsunuz. Haliyle ülkeniz, dışarıdan müdahale edilebilir bir esnekliğe evrilerek, emperyalizmin radarına takıldığı oranda güçsüzleşiyor.

İşte bu noktada, Suriye devriminin öncü güçlerinin mutedil ve kapsayıcı tavrının umut verici olduğu söylenebilir. Esad’ın firarından bu yana, tüm etnik ve dini grupların kaygılarını gidermeye yönelik söylemler, kalıcı barış koşullarının toplumsal tabana yayılması ve yeni rejimin temellerinin güçlendirmesinin en kilit kozlarından birisidir.

Türkiye’nin toplumsal hayatına katılan milyonlarca Suriyelinin, bu kalıcı barış ikliminin tesisinde mühim vazifeleri de olacaktır. Göçmenlerin Türkiye’deki toplumsal ve siyasal hayata dair tecrübeleri, Suriye’nin geleceğini şekillendirecek sosyal bir sermayedir. Ortadoğu’nun yegâne demokrasisi olan Türkiye Cumhuriyeti, siyasal ve sosyal bir model olarak yeni Suriye yönetiminin önünde durmaktadır.

Asıl mücadele, kan davasına dönen etnik ve dini hesaplaşmalara bir yenisi eklemek değildir. Bu toprakların masum insanlarının acılarından beslenen emperyalist ülkelere karşı topyekun harekete geçmektir. Esad, bu bilinçte miydi? Kaçarken, fakirlik içinde kıvranan halkının 135 milyar dolarını hortumlayan bir hırsızın, emperyalizmle mücadele ettiğini düşünmek, herhalde akıl işi olmaz. Esad devrilir devrilmez İsrail’in, Suriye’deki stratejik hedefleri imha ederek yeni Suriye yönetiminin elini zayıflatacak hamlelere girişmesi bile, Esad rejiminin İsrail ile husumetinin danışıklı dövüşten ibaret olduğunun delilidir.

İsrail, Esad varken almaya lüzum görmediği önlemleri şimdi alıyorsa, bu, Suriye devriminin potansiyelinden duyulan endişenin yansımasıdır. Demek ki Suriye’nin yeniden inşasında doğru adımlar atılırsa, yeni Suriye emperyalizmle mücadele halindeki Türkiye’nin en yakın müttefiklerinden birisi olabilir.

Zira Türkiye, bu coğrafyada emperyalizme karşı mücadelenin hem siyasi hem stratejik kilit taşıdır. Ona sırtını dönen kaybeder, ona yakın duran kazanır.

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *