Hatay’ın hatırlattıkları…
Türkiye’nin coğrafi konumu gereği Ortadoğu’da yaşanan hadiselere kayıtsız kalamayacağı bilinen bir gerçektir.
Zira bölgede yaşanacak iyi gelişmelerden iyi etkilenecek, yine aynı şekilde kötü gelişmelerden de kötü etkilenecek olan bizzat Türkiye’nin kendisidir.
Ortadoğu’da barış ikliminin egemen kılınmasının ülkemize yansıyacak olumlu sonuçları olduğu kuşkusuzdur.
Ve hatta Ortadoğu’daki bölgesel barışın sadece Türkiye’nin değil, dünya barışının sürdürülebilmesi açısından tüm dünya devletlerinin menfaatine olan bir durum olduğu da herkesin malumudur.
***
Türkiye bu bağlamda arasında güçlü tarihi, kültürel ve inanç bağları olması sebebiyle komşusu Suriye ile her daim iyi ilişkiler kurmaya çalışmışsa da iki ülke arasında bazı ihtilaflar yaşanmıştır.
Türkiye ile Suriye arasında geçmişte yaşanan en önemli anlaşmazlıklardan birisi Hatay meselesidir.
Hatay meselesinin çözüme kavuşturulması önemlidir çünkü üzerinde düşünüldüğünde günümüze ışık tutan noktalar vardır.
***
Hatay, Millî Mücadele zamanında Fransızlarla imzalanan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması neticesinde özel statüyle Fransız mandası tarafından yönetilen Suriye sınırları içerisinde kalmıştır.
İlerleyen yıllarda Fransa’nın mandası altındaki Suriye ve Lübnan’a bağımsızlıklarını verme eğilimini değerlendiren Türkiye, nüfusun büyük bölümüne yakınının Türklerin oluşturduğu Hatay’ın bağımsızlığını talep etmiştir.
Milletler Cemiyeti’ne taşınan bu konu Hatay’da anayasası olan, Türkçe konuşan bağımsız bir devlet kurulma talebinin karşılanması ile sonuçlanmıştır.
Türkiye ve Fransa’nın gözetiminde gerçekleştirilen Hatay Devleti seçimlerinde oluşturulan 40 kişilik Hatay Meclisi’nin 31 koltuğunu Türk adaylar kazanmıştır.
Hatay Meclisi yaptığı çalışmalarda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarını uyarlayarak ülkeyi yönetme tercihinde bulunmuş, Türk Milli Marşı’nı Hatay Devleti’nin de milli marşı olarak kabul etmiştir.
Hatay Devleti, 29 Haziran 1939 tarihinde oybirliği ile almış olduğu meclis kararı sonucunda Türkiye’ye bağlanma kararı almış, Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yanında yer almasını istemeyen Fransa ve İngiltere Hatay’ın anavatana katılma arzusunun önünde durmak yerine bu işlemi kolaylaştırmayı seçmiştir.
***
Hatay’ın Misak-ı Millî sınırlarına katılmasıyla sonuçlanan sürecin başarılı bir şekilde yönetilmesinde Hatay halkının Türkiye ile bağlarını koparmamasının yanı sıra Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yürüttüğü eşsiz diploması yöntemlerinin önemli payı vardır.
Gazi döneminde Hatay meselesi hakkında yapılan açıklamalarla konunun gündemde tutulması sağlanmış, Hatay’ın Türk yurdu olduğu vurgulanırken barış dilinden ödün verilmemesi uluslararası konjonktürün Türkiye lehine yönlendirilmesini sağlamıştır.
***
Şimdi bazıları dünden bugüne bakıyor, iç savaş nedeniyle Türkiye’nin desteğiyle yaşayan Suriyelilerin ülkelerine dönmesi durumunda nasıl bir gelecekte yaşamayı tercih edecekleri sorusunun cevabını düşünüyor, işin içinden çıkamıyorlar.
Suriye halkı ile Türkiye arasındaki bağları nasıl koparacaklarını düşünüyorlar.
Emperyalizm ve onun uşakları çok tedirgin…
Yaşanan ve yaşanması muhtemel her türlü kaos ortamı karşısında şiddetin son bulması için çabalayan Türkiye’nin tezlerini boşa çıkarmak için ellerinden geleninin fazlasını yapıyorlar.
Çünkü Hatay’ın hatırlattıklarını unutmuyorlar…