Hayaller fair play gerçekler kaos!
Türk futbolunun durumu hiç iyiye gitmiyor. Her gün yeni bir olay patlıyor. Ve bu rutin haline geldi. TFF, 4 Büyük kulübün başkanını sağduyu için 7 Ekim’de Riva’da ağırlamıştı. Haftalar ilerledikçe gerilim azalacağına arttı. Maalesef Riva Mutabakatı sözde kaldı.
5 ay sonra bu kez Galatasaray-Fenerbahçe derbisi öncesi TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’u “Fair Play çağrısıyla” Riva’ya davet etti. Nezaketen de olsa icabet beklerken, Özbek proje olarak değerlendirdiği ve samimiyetsiz bulduğu toplantıya katılım olmayacağını duyurdu. Onlarca da gerekçe saydı.
Bu saatten sonra ne konuşulsa, ne yapılsa boş. Geldiğimiz nokta; ortak noktada buluşamayan kulüpler, kulüpleri ortak paydada buluşturamayan TFF! Bu kaotik düzen Federasyon ve kulüp başkanlarının ortak eseri. Ortada yönetilemeyen bir Türk futbolu var. 6 gün sonra derbi oynanacak. Açıkça görülüyor ki, hayaller fair play, gerçekler kaos!. Dileriz 24 Şubat derbisi sahada kalır, herkese ve her şeye rağmen milad olur.
YERLİ HAKEME GÜVEN
Krizi büyüten asıl mevzuya, “yabancı hakem” meselesine gelelim... Gelinen baskı ortamı yabancı hakemi kaçınılmaz kılıyordu. Fenerbahçe bu ısrarından vazgeçmez, Galatasaray resmi onayı vermez. Top TFF’de ve 2 kulübün yabancı için resmi onayının olmadığı ortamda derbide Türk hakem görebiliriz. Yabancıya itirazımız yok ama gerek de yok. VAR’daki durum gibi yabancı hakemden de kimse memnun olmayacak. Ve yabancı hakem kararı, Türk hakemliğine güvensizliğin zirvesi olacak. Düşünebiliyor musunuz, sağduyu ve fair play diyeceksiniz, bu ortamı sağlaması için yabancı hakemden medet umacaksınız!
İnsanlar aylardır bilmece çözmeye çalışıyor, yerli-yabancı hakemi tartışıyor. Futbolun içindekilerin bu iklimi yaratmaya hakkı var mı? Atamayla birlikte kimler karar, kimler onay mercii göreceğiz.
Keşke kulüplerimiz, teknik direktörlerimiz, oyuncularımız futbolu tümüyle hakem üzerinden oynamasa, hakemlerimizi bu kadar baskı altına almasa. Ve bunlar da yaşanmasa. Ama ne desek nafile! “Eski tas eski hamam” gidiyoruz.
ŞANSI ‘AZ’ DEĞİL!
Derbi öncesinde Türk futbolu Avrupa’da sınav verecek. Güncel form durumlarına bakarsak oyun olarak Galatasaray düşüşte, Fenerbahçe yükselişte. Galatasaray zor gol atıyor, kolay gol yiyor. Fenerbahçe kolay gol atıyor, zor gol yiyor.
AZ Alkmaar, genç ve tecrübesiz takım. Ancak tempolu ve dinamik oynuyorlar. Galatasaray, seyircisi ve temposuyla rakibini ezerse şansı az değil. Hazır hırs basmışken tam Osimhen’lik ortam olacak. “Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray” mottosunun gerçekleşmesi için ideal maç. Ama sahada o inanmışlığı göstermek gerek. Fenerbahçe’nin gelişen ve güçlenen savunma anlayışı Anderlecht karşısında 3-0’ı korur. Kaldı k, hücumcuların formu da çok önemli bir avantaj.
UEFA sıralamasındaki yerimiz için 2 takımla tur atlamak hayati değerde. Önümüzdeki yıllarda ne kadar çok elemelerden kurtulmak istiyorsak o kadar çok tur geçmeliyiz.
TÜRK TERMİNATÖR
Türk sporunun uluslararası alanda en iyi şekilde temsil edilmesi çok değerli... Bu konuda milli basketbolcumuz Alperen Şengün’ü tebrik edip alkışlayalım. Amerikalıların maalesef eğlence-komedi formatına dönüştürdüğü ama sonuçta milyarlarca insanın izlediği All Star şöleninde Türkiye’yi, Türk basketbolunu dünyaya hatırlattı.
22 yaşında böyle bir şovun içinde bizim için bir çiçek gibiydi. All Star’da yer almak onurdur, kariyer zirvesidir. NBA elçimiz Alperen’i efsane Shaquille O'Neal’in “Türk Terminatör” sözleriyle yüceltmesi, onun bizi ne denli gururlandırdığını anlatıyor zaten.
Umuyoruz ki, daha nice All Star maçlarında izleyeceğiz. Teşekkürler Alperen!
