Nevruz Ateşi Türk Dünyasını Birleştiriyor

Her bahar, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte Türk dünyasında bir ateş yanar. Bu ateş, Nevruz ateşi; asırlık bir gelenek, umudun ve birliğin sembolü. Dillerimiz farklı lehçelere ayrılsa da,coğrafyalarımız dağlar ve steplerle bölünse de, Nevruz’un sıcaklığı hepimizi aynı çatı altında toplar. Çünkü Nevruz, Türk dünyasının kalbinin attığı ortak bir ritimdir.
Nevruz, yalnızca baharın gelişi değildir; o, aynı zamanda bir arınma ve yenilenme zamanıdır. Ateşin üzerinden atlayanlar, sadece bir geleneği yaşatmaz; geçmişin yüklerinden kurtulup geleceğe umutla bakar. Türkistan’ın bozkırlarından Anadolu’nun köylerine, Azerbaycan’ın meydanlarından Balkanlar’ın dar sokaklarına kadar, bu ateş aynı anlamı taşır: Biz biriz. Kazakistan’da “Nauryz”, Kırgızistan’da “Nooruz”, Türkiye’de “Nevruz” ya da Özbekistan’da “Navruz”… İsimler değişir, ama ruh hep aynı kalır.
Bu birleştirici ruh, son dönemde daha da anlam kazandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Mart 2025’te Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Nevruz Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, bu bayramın resmiyet kazanması için önemli bir adım atılacağını duyurdu. “Sizin heyecanınızı görünce burada bir kamuoyu yoklaması yapsak, 21 Mart’ı biz de baharın ve kardeşliğin bayramı olarak ilan etmeye var, var mısınız?” diyerek salondakilere seslenen Erdoğan, “Teklifi Cumhurbaşkanı olarak parlamentoya sunmaya varım. Cumhur İttifakı olarak hep birlikte bu adımı atalım” dedi. Ayrıca, Nevruz’un Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında ortak bir kutlama günü olarak kabul edilmesi teklifini Mayıs ayındaki zirvede gündeme getireceğini belirtti. Bu çağrı, Nevruz’un Türk dünyasındaki birleştirici gücünü resmi bir çerçeveye oturtma yolunda tarihi bir adım olarak yankı buldu.
Nevruz, Türk dünyasının zenginliğini ve çeşitliliğini gözler önüne serer. Her bölgede farklı yemekler hazırlanır, şarkılar söylenir, oyunlar oynanır. Ama hepsinin özünde aynı duygu vardır: Birlikte kutlamak, birlikte güçlenmek. Semeni filizlendirilir, yumurtalar boyanır, halaylar çekilir; çünkü Nevruz, toprağın uyanışıyla birlikte milletlerin de uyanışını temsil eder. Erdoğan’ın bu çıkışı, Nevruz’un sadece bir gelenek değil, aynı zamanda resmi bir bayram olarak Türk dünyasının ortak mirası haline gelebileceğinin altını çiziyor.
Modern dünyanın karmaşasında, Nevruz’un birleştirici gücü her zamankinden daha önemli. Teknoloji bizi birbirimize bağlasa da, ruhumuzu bir araya getiren bu kadim geleneklerdir. Türk dünyası, Nevruz ateşi etrafında toplandıkça, ortak tarihinden aldığı güçle yarınlara daha sağlam adımlarla yürür. Nevruz ateşi, sadece bir bahar şenliği değil, Türk milletinin birliğinin ve direncinin alevidir. Bu ateş, yüzyıllardır sönmedi, sönmeyecek. Çünkü o, bizim özümüzden, toprağımızdan ve ruhumuzdan besleniyor. Nevruz Bayramınız mübarek olsun; ateşimiz daim, birliğimiz baki olsun!