2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi – 2

YAYINLAMA:
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi – 2

Amaç: Dijital ekonomiye geçişi sağlayarak teknoloji çağının lider ülkelerinden biri olmak

2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, dijital ekonominin sadece bir büyüme alanı değil, ekonomik egemenliğin ve ulusal güvenliğin yeni sahnesi olduğu gerçeğinden hareketle şekillendirilmiştir. Dijital ekonomideki küresel yarış, artık yalnızca teknoloji üretimiyle sınırlı kalmamakta; veri sahipliği, dijital altyapı kontrolü ve algoritmik üstünlük gibi alanlarda da yoğunlaşmaktadır.

Bu kapsamda Türkiye’nin dijital dönüşüm vizyonu; beş temel stratejik yaklaşım üzerine kuruludur:

- Dijital altyapının güçlendirilmesi,

- Yerli dijital çözümlerin geliştirilmesi,

- Siber güvenliğin sağlanması

- İnsan kaynağının dijital yetkinliklerle donatılması, 

- Kamusal ve özel sektör iş birliklerinin yaygınlaştırılması.

Bu amaçla 15 strateji eylemi belirlenmiştir. Stratejinin çalışıldığı başlıklar ise şu şekildedir: Dıjıtal Dönüşüm Teknolojileri, Haberleşme Altyapısı, Siber Güvenlik, Blokzincir ve Finans Teknolojileri, Bulut Bilişim, Açık Kaynak Çözümleri, Nesnelerin İnterneti, Robotik Teknolojileri, İş Gücünün Dıjıtal Dönüşümü.

Strateji belgesinde “Dijitalleşme kaliteli üretimin, maliyet etkinliğinin ve verimliliğin anahtarıdır ve yüksek nitelikli insan kaynağı gerektirir.” vurgusu, bu dönüşümün sadece teknolojik değil, kültürel ve zihinsel bir dönüşüm olduğuna işaret etmektedir. Yani, insan değerlerini oluşturmaz, bunun için gerekli olan zihinsel dönüşümü yapamazsak dijital üretimde de başarılı olamayacağız. Bugün dünyada, Çin dijital altyapısını tamamen kendi teknolojileriyle kurmakta, Avrupa Birliği “Dijital Egemenlik” politikası ile stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltmayı hedeflemekte, ABD ise büyük teknoloji şirketlerini küresel dijital standartların belirleyicisi yapmaktadır. Türkiye de bu yarışta geri kalmamak adına, “ülkemizin fiber ve yeni nesil iletişim altyapılarının geliştirilmesi” hedefini açık şekilde ortaya koymuştur.

Yine belgede “Navigasyon, arama motorları, sosyal medya platformları, mesajlaşma uygulamaları gibi alanlarda yerli teknolojiler geliştirilecektir.” denilerek, dijital egemenliğin veri ve platform seviyesine taşınacağı net bir şekilde beyan edilmektedir.

Siber güvenlik, stratejinin en kritik bileşenlerinden biridir. “Stratejik altyapılarda dışa bağımlılığı azaltmak ve uzaydaki varlığımızı güçlendirmek” için Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi gibi yüksek güvenlikli altyapı yatırımları devreye alınacaktır. Bu sistem, GPS gibi küresel sistemlere alternatif üretme vizyonu ile ulusal güvenliğe doğrudan katkı sağlayacak niteliktedir.

Ayrıca, dijital dönüşümün sürdürülebilir olması için toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir beşerî dönüşüm aşağıdaki cümle ile öngörülmektedir: “Dijital beceri eğitim programları ve yaşam boyu öğrenme olanakları, toplumun her kesimini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılacaktır.”

Küresel rekabetin yapay zekâ, nesnelerin interneti ve büyük veri gibi alanlara kaydığı bir dönemde, Türkiye’nin 2030 vizyonu sadece dijital altyapı kurmakla sınırlı olamazdı. Bu nedenle asıl amaç olarak; “yerli dijital çözümlerle küresel pazarlarda söz sahibi olmak” ve “Türkiye’yi bir teknoloji üssü ve dijital ekonomi aktörü hâline getirmek” belirlenmiştir.

Bu doğrultuda, 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, dijitalleşmeyi ekonomik büyümenin ötesinde milli teknoloji hamlesinin dijital cephesi olarak konumlandırmaktadır. Bu cephenin çok boyutlu bir dönüşüm gerektirdiği de nettir.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *