Bir değerlendirme…
Ülkemiz tarımındaki oluşumları en fazla etkileyen ve bazı hatalara sürükleyen en önemli faktörlerin başında gelen olaylardan birisi de provokasyon amaçlı açıklamalar ve olaylardır.
Hiç istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabilecek bu tür karıştırıcılık amacı taşıyan olaylarda, önemli olan her zaman olması muhtemel bu hareketlere karşı uyanık olmak, tehlikeyi önceden sezerek gerekli önlemleri almaktır.
Çok yakın tarihte, birçok badireden geçerek acı tecrübeler yaşamış olan ülkemiz, bütün engellemelere, bütün kıskaç operasyonlarına rağmen ayakta kalmayı başararak, yarınlar için ümit vermeye devam etmektedir. Bu da beraberinde bazı güçlerin korkmasını, yılmasını ve üzerimizde bazı oyunlar oynanmasını getirmektedir ki benim de dikkatleri çekmek istediğim nokta burasıdır.
Ülkemiz tarımı, soylu macerasından başka alanlara çekip götürecek, hedefine yürürken geciktirecek oyunlara gelmeyecektir, gelmemelidir.
Şurası bir gerçektir ki yılların getirdiği birikim içinde düne göre bugün daha fazla meseleleri biliyor ve kendimizi önemli ölçüde yeniliyoruz. Fakat bu hata yapmayacağımız anlamına gelmez. Hata yapmamak için mutlaka yapacağımız her şeyi bizim planlayıp uygulamamız gerekir. Açığa düşmemek için en güvenli yol budur. Birbirimizi iyi tanımalı, teşkilatlı olmaya azami heyecan duyan ve bu heyecanları yerinde kullanmasını bilen ve insanları birebir markaj yaparak niteliği yüksek insanlar bir araya getirmek olmalıdır.
Gördüğüm kadarıyla genç ziraat mühendisi, veteriner hekim ve gıda mühendisleri kardeşlerimiz devamlı olarak bir yerlerden bir şeyler bekliyorlar. Daha açıkçası bulundukları çevrelerden kendilerini yönlendirecek insanlara ihtiyaç duyuyorlar. Hâlbuki buna hiç gerek yoktur. Önemli olan işinizi sevmek, ülkemiz tarımı, politikası ve ülkemiz menfaatleri için gece gündüz çalışmaktır.
Burada belirtmem gereken bir durum da, ülke tarımının gidişatı hakkında eleştirilerimizin insaflı, haklı olması şarttır. Bazı kişilerin yaptığı gibi her şeyi eleştirmek, eleştiri değil bilakis bozgunculuktur. Hem her şeyi eleştirmek hakkımız da değildir.
Muhteva yönünden farklı bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz bu süreçte sağduyulu davranmalıyız. Galeyana gelmemeliyiz. Uyanık olmalı ve çok çalışmalıyız. Unutulmamalıdır ki; bu farkındalığı sağlayacak yegâne güç milliyetçi gençlerdir.
Birliğimiz ve beraberliğimiz AB ülkeleri ve bize yakın ülkelere bile parmak ısırtırken, ne zaman bize has ilkeleri bizden çok onlar tatbik etmeye başladıkları andan itibaren. Lider görüntümüz, ilerici akımlarımız yakın çevremize ışık tutamaz hale geldiğimizin işaretidir.
Ülkemiz ve ülke tarımımız için eğitim ve öğretim neferlerinin çokluğu bizim en büyük gurur kaynağımızdır. Ancak içlerinde kendisine ukala diyebileceğimiz ilerici gözüken yobazlara lanet olsun deme şerefini kendime has bir özellik addediyorum. Zira benim gibi düşünen onlarca insanımız var kanaatindeyim. Amaç kırmak, kırılmak değil; yenilenmek, ilerlemek, geriye bakarak ileriyi görmek.
İşte bu duygularla ülke tarımımızda enternasyonal olmak bize yakışandır. Çok seslilik, doğru çizgiyi en âlâ çizmek uğruna bir cetvel gibidir. Muhakkak ki, geçmişi ve geleceği birlikte yaşatmak ileri medeniyetlerin bir parçası, vazgeçilmez unsurlarıdır. Üretkenliğin itibar gördüğü dünyada kısır döngülerle oyalanmamız kimin haddine.
Gelişmişliğin ışık hızında ülkemiz ve ülke tarımımız enternasyonalliğin ötesinde olmalı.