Kuruluşundan günümüze cumhuriyetin tarım şuraları
Ülkemizde tarımsal sorunların tartışıldığı, çözüm ve politikaların üretildiği ilk geniş tabanlı toplantı, 1931 yılında, Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti tarafından gerçekleştirilen “I. Ziraat Kongresi” olmuştur. Daha sonra 1937 yılında, "Köy Kalkınma Kongresi “adı altında büyük ölçüde katılımcının toplandığı bir forum yapılmıştır. Büyük Önder Atatürk'ün doğumunun 100. yılı münasebeti ile 1981 yılında "Türkiye II. Tarım Kongresi” düzenlenmiştir.
16 yıl sonra Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca tarımla ilgili her kesimin katkıda bulunduğu Tarım Şurası ismiyle "10 Konu” başlığı altında 25-27 Kasım 1997 yılında I. Tarım Şurası, Ankara’da düzenlenmiştir.
İlk Şura’da yapılan tespitler, alınan kararlar, yürütülen çalışmalar ve sağlanan gelişmelerin ışığında, ülkemizde ve dünyada meydana gelen son değişiklikleri de dikkate alarak, 7 yıl sonra "11 Konu” başlığı altında 29-30 Kasım - 1 Aralık 2004 tarihlerinde II. Tarım Şura’sı Ankara’da düzenlenmiştir.
Bu tarihten günümüze, Türk Tarım Şûrası’nın toplanması konusu çeşitli platformlarda ve zamanlarda, sık sık gündeme gelmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, başta sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları (STK) olmak üzere toplumun her kesiminin değerlendirmesi alınarak koordine edilen, tarım-orman sektörünün 5 yılını planlayan ve gelecek 25 yılına ışık tutacak “III. Tarım Orman Şurası”nın sonuç bildirgesi 21 Kasım 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanmıştır. Şura 21 ayrı çalışma grubunda bitkisel üretimden hayvan sağlığına, desteklemeden gıda güvenliğine, orman hukukundan balıkçılık ürünlerine, tarımda teknolojik dönüşüme kadar çok geniş bir yelpazede kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler belirlenmiştir.
Ülkemiz tarımında bir hamle yapmak zorunluluğu ortadadır. Değişen şartlar ve ihtiyaçlar, dünya ticaretinde yaşanan gelişmeler, Türk tarımının yaşadığı verimlilik ve rekabet sorunu, kırsal nüfusun sorunları, araştırma, teknoloji kullanma, örgütlenme, sağlık ve kalite, tarımsal sanayi ve pazarlama ile diğer alanlarda yaşanan sorunların geniş bir katılımla ele alınması, uygun stratejilerin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Ülkemiz tarımının sorunları çok yönlüdür. Yeniden planlayarak, bilgi ve imkânlarımızı ortaya koyarak, öncelikli alanlar başta olmak üzere her alanda önemli atılımlar gerçekleştirmek durumundayız. Bunu yaparken, hem bugün var olan sorunların çözümü hem de geleceğe dönük gelişmelerin sağlanması için bir anlayış değişikline de önemli bir ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Bunun için, konusunu iyi bilen, ortaya alternatifler koyan, somut ve bilimsel verilerle tecrübesini paylaşan, liyakat sahibi, çalışkan ve heyecanlı kişilere olan ihtiyaç gayet açıktır. Kırsal alanda yaşayan insanlarımızın, üreticilerimizin ve gelecek için bir vizyon arayışı içinde olan tarımımızın beklentisi oldukça yüksektir
Dünya hızla değişmektedir. Artık sınırlarımızı kapatarak kendi kendimize idare etme ve kendi koyduğumuz kurallarla dış etkilerden kendimizi koruma dönemi geçmiştir. Çalışmalarımızda değil 5 yıl, bugünün ötesinde gelecek on yılları planlamak durumundayız. Bu değişim içinde çıkış yolu yarıştan kopmamak, gelişme sürecini hızlandırmak ve güçlü bir ekonomiye sahip olmaktır. Bunun yolu da doğru ve hızlı alınan kararlarla doğru işler yapmak ve bütün kaynaklarımızı en akılcı ve etkin bir şekilde kullanmaktır.
III. Tarım Şurası’nı önemli bir fırsat olarak görmekteyim. Siyasetçiler, akademisyenler, araştırmacılar, bürokratlar, sivil toplum kuruluşları, üreticiler, gıda sanayicileri, ihracatçılar/ithalatçılar, tarımsal üretimle ilgilenen tarım dostları, değişen dünya şartlarını da dikkate alarak ülke tarımının değişimi, yeniden yapılanması ve arzu edilen gelişimi yakalayabilmesi için bu şurada alınan kararlar önemli ve yol gösterici olacaktır. Bu kararların uygulamaya geçirilebilmesi, ilgili herkesin heyecanı, azmi, sorumluluk alması ve bilgisi ile mümkün olacağı düşüncesindeyim.