13 Kasım 2024
weather
15°
Twitter
Facebook
Instagram

Geliyorum, haberiniz olsun!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Saat 11.00’de!

Bir gün olsun çiftçilerimiz için Tarım Bakanlığına “geliyorum, haberiniz olsun” diye twet attınız mı? Atmadınız! Sevgili Kılıçdaroğlu!

Hep “mış” gibi yapıyorsunuz!

Bu saatten sonra da sevgili Kılıçdaroğlu, mümkünse çiftçilerimiz için twet atmayın! Çiftçiye destek olacağım diye şimdi gider “ya Kültür Bakanlığından ya da Ulaştırma Bakanlığından randevu almaya çalışırsınız.”

Kasım ayında yaşanan zorlu Ay tutulmasından sonra, sevgili Kılıçdaroğlu kafasına göre takılıyor. Bir bakmışmışsınız helalleşmeye çıkmış, bir bakmışsınız… En son Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) demir kapılarının önünde görüldü. Yine yanlış adres! İnsanız hata yapar, yanlış karar alabiliriz, olağandır. Ama o kadar danışmandan, o kadar partiliden bir Allah’ın kulu çıkıp da diyemiyor, “sen nereye gidiyorsun kardeşim, yanlış adrestesin diye?

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) temel görevi, ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda veri ve bilgilerin derlenmesini, gerekli istatistiklerin üretilmesini, yayımlanmasını ve dağıtımını yapmaktır. TÜİK bireylerden, hanelerden, iş yerlerinden araştırmalar ve sayımlar yoluyla veri toplar.

Sevgili Kılıçdaroğlu “hesap uzmanı” olan sizsiniz. Şayet TÜİK’in çalışmaları sonucu elde ettiği istatistiklere inanmıyor, güvenmiyor veya tutarsız buluyorsanız, o hâlde size “konu ile ilgili gerçek veriler” lazım. TÜİK’e gelen verilerin kaynağına gitmelisiniz. TÜİK’e sağlıklı, doğru-düzgün, güncel veriler geliyor mu, gelmiyor mu diye bunu tartışmalı, gündeme bunları taşımalısınız. Şayet ülke için bir şey yapmak istiyorsanız da TÜİK’e veri gönderen kurum ve kuruluşları ziyaret ederek vermiş oldukları verilerin ne kadar kıymetli, ne kadar önemli olduğunu oralarda anlatmalısınız. Sevgili Kılıçdaroğlu, yine yanlış adrestesiniz!

“Bu tablo Türkiye’nin nereye geldiğini göstermek için önemli bir tablo” diyorsunuz. Doğru, kesinlikle katılıyorum size! Halkın hakkını savunmak için kimi ziyaret edecek, kime rica edecek, kime aba altından sopa gösterecek durumlarını düşünemeyen, bilemeyen bir ana muhalefet partisi başkanı var. Ülkemizin nereye geldiğini gösteren gerçekten güzel bir tablo.

Sevgili Kılıçdaroğlu, yay burcu erkeği ve burcunun özelliklerini de taşıyor. Yay burcu erkeği gezmeyi ve sınırlarını zorlamayı sever. Ailesine karşı duyarlıdır. Başına buyruk davranır ve kararları genellikle fevridir. Dikkatsiz davranışları olabilir ve kimi zaman aşırı iyi birine dönüşür. Bu özelliklerinin yanında ülkemiz gündemiyle ilgili romantik sözler söyler, önüne geldiğine çalakalem mektuplar yazar. Aslında nostaljik takılıp, mektup yazmasını seviyorum. Şükür ki hâlâ mektup yazan bir parti başkanı var dedirten cinsten. En son market sahipleri ve yöneticilerine mektup yazdı ve gönderdi. Umarım tez zamanda mektuplarının karşılığı gelir(!)

Sevgili Kılıçdaroğlu! “Bir gün olsun çiftçilerimize mektup yazdınız mı? Yazmadınız!

Hep “mış” gibi yapıyorsunuz!

Halkımızı korumak adına, büyük marketlerden “10 Hayatta Kalma Ürünü” (Un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, yumurta, peynir, tuz ve her ay bir çeşit sebze) için, kış aylarında zam yapılmamasını, doğacak zararı, iktidara geldiğimizde karşılayacağız diyorsunuz. Şaka gibi! Doğmamış çocuğa don biçtiğinizi bir kenara bırakmak istiyorum.

Sevgili Kılıçdaroğlu, Allah aşkına bu ürünler büyük marketlerde mi üretiliyor? Gıda tedarik zincirlerine 3,4,5 ve 6 harfliler zaten sahip. Sağ elden çıkıyor, sol elden tekrar kendi kasalarına giriyor. Piyasada “İstedikleri gibi at oynatıyorlar.” Bu olayın tek mağduru: “Tüketiciler ve üreticiler!” Yapmayın, etmeyin Sevgili Kılıçdaroğlu! Bu konuda iyi niyetli olduğunuzu düşünüyorum. Ama bu işleri gerçekten bilmiyorsunuz? Böyle bir durumda “tek mektup yazılacak kişi Türk çiftçisi olmalıydı.”

Son söz: Sevgili Kılıçdaroğlu, Kırkpınar başpehlivanları gibi kispetinizi giyip, yağlanmış vaziyette meydanlarda peşrev atıp durmayın! Allah aşkına birileri Sevgili Kılıçdaroğlu’nun kulağına eğilip söylesin: “Cazgırların şaşalı sözlerine ve seyircilerin coşkulu alkışlarına aldanmasın!” Birincisi, rakipleri kispetlerini daha bağlamadı. İkincisi de, seyircilerin bir kısmı mecburiyetten bir kısmı da alternatifsizlikten alkışlamakta, haberi ola…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *