Yavuz Ağıralioğlu ipleri kopardı
6+1’li masanın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışmaları bir türlü dinmek bilmedi. 2 yıla yakındır bu konu üzerinde birbirlerine hakaret etmekten geri kalmıyor, kendilerine sorulduğunda da “her şey güllük gülistanlık” diyorlar.
Karşılıklı had bildiriyorlar…
“Biraz edep yahu” diyorlar…
Ciddiyete davet ediyorlar…
Aşağılıyorlar…
Küçük görüyorlar…
Kulaklarını çekmek istiyorlar…
Kıran kırana birbirlerinin kuyusunu kazıp arkadan iş çeviriyorlar.
***
CHP ve İP arasında geçen adaylık tartışmalarının sonuncusu İP İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun, “Tayyip Bey ısrarla ve inatla Sayın Kılıçdaroğlu’nu karşısında görmek istiyor. Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz endişesi duyuyoruz” sözleriyle yeniden alevlendi.
Bu sözlere yanıt CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’dan geldi. Altay, Meral Akşener’den Yavuz Ağıralioğlu’nun kulağını çekmesini istedi ve “Kılıçdaroğlu seçimi döke saça kazanır” dedi. Yavuz Ağıralioğlu da, “Kendileri gibi düşünmeyenlerin kulağının çekilmesini istemek, iktidar iddiası olan bir parti için pek hayırlı ve de saygın bir heves değildir! Endişelerimizi ve hassasiyetlerimizi duymayanlar, kulaklarını iyi açmalı ve denileni doğru anlamalı” sözleriyle karşılık verdi. Aralarındaki söz düellosu sosyal medya kavgasına dönüştü.
***
İki parti arasında uzun süredir buna benzer birçok tartışma yaşandı. Hem adaylık hem HDP’ye bakanlık verilmesi hem de masanın gizli gündemleri yüzünden…
Ancak son tartışmanın Yavuz Ağıralioğlu özelinde daha başka gerekçeleri var.
***
Yavuz Ağıralioğlu 29 Temmuz 2020 tarihinde Parti Sözcülüğü ve Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiş, 3 Ekim 2020 tarihinde Parti Sözcülüğü görevinden alınmıştı. Ancak bir fark vardı. Yavuz Ağıralioğlu’nun görevden alınma sebebi kamuoyuna “Parti sözcülüğü makamının kaldırılması” olarak açıklanmıştı. Ağıralioğlu’na da görevden alınması sonrası “Her konunun muhatabının kendisinin açıklama yapması gerekiyor. Sözcülük makamı kafa karışıklığına neden oluyor” şeklinde açıklama yapmışlar ve Genel Başkan Yardımcılığına devam etmesi sağlanarak durumu idare etmişlerdi.
19 Ekim 2022 tarihinde, kaldırıldığı söylenen Parti Sözcülüğü görevine Kürşat Zorlu getirildi. “Kafa karışıklığına neden oluyor” denilerek kaldırılan Parti Sözcülüğü makamına başka birinin atanması Yavuz Ağıralioğlu’nun gemileri yakmasına neden oldu. Üstelik Zorlu’nun, göreve gelir gelmez yaptığı açıklama üzerinden Ağıralioğlu’nu hedef alarak “Açıklamaları kendi şahsi görüşü. Partimizin görüşlerini yansıtmıyor” sözleriyle mukabelede bulunması ikili arasında farklı bir çekişmenin olduğunu gösterdi. Zorlu’nun İP’e katılmasıyla Ağıralioğlu’nun 2023 seçimlerinde milletvekili listelerinde de yer verilmeyeceği, onun yerini ise Zorlu’nun ikame edeceği ifade edilmeye başlandı.
Yavuz Ağıralioğlu bugüne kadar sivri açıklamalar yapmış olsa da partisinin görüşlerini destekleyen beyanlarda bulunmuştu. Ancak 19 Ekim tarihinden sonra yaptığı açıklamalar tamamen ipleri koparmaya yönelikti. O da partisindeki diğer arkadaşları gibi ya damarına basıldığında ya da dışlandığını fark edince dökülmeye başladı.
***
Yavuz Ağıralioğlu önümüzdeki seçimlerde partisinin kendisiyle yolları ayıracağının da farkında olduğu için gemileri yaktı. Meral Akşener’in 9 Kasım’da yaptığı TBMM grup toplantısındaki detay bu kopuşu ispatladı. Akşener’in konuşmasının bir bölümünde herkes ayağa kalkıp akışlarken sadece Ahad Andican, Mehmet Salim Ensarioğlu ve yanındaki kişi ayağa kalkmamıştı. O kişi de Yavuz Ağıralioğlu’ydu! Bir süre sonra mecburiyetten yarım oturur vaziyette ayağa kalkmış, kalkmasıyla oturması bir olmuştu. Bu olayın hemen akabinde Ensarioğlu yan sırada oturan Kayseri Milletvekili Dursun Ataş’a gülerek parmağıyla yanındaki Ağıralioğlu’nu işaret etmişti.
***
Yavuz Ağıralioğlu’nun fiili kopuşu hızlandı. Bu süreçten sonra ya istifaya zorlanacak, ya ihraç edilecek ya da seçimlerde aday gösterilmeyerek parti dışına itilecek.
***
Kim bilir, belki de dördüncü bir yolu olduğundan dolayı bu kadar hoyratlaşmıştır.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın çağrısı Nazilli Belediye başkanından sonra Yavuz Ağıralioğlu’nda da karşılık bulmamış mıdır?
