Acı büyük, çile büyük, yük ağır!
Kısaca, yaşadığımız yüzyılın felaketi…
Ülkemiz, 6 Şubat Pazartesi günü yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. “9 saat gibi çok kısa bir zaman aralığında 7’nin üzerinde aynı bölgede deprem olduğu bugüne kadar dünyada hiç görülmemiş ve yaşanmamış bir olay” olarak tarihe geçti. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da büyük yıkıma yol açtı.
Bütün kırsal yollarının yerle bir olmasından dolayı köylere ulaşmak oldukça güç bir hâl aldı. Köyde evlerin yanı sıra ağıl ve barınak olarak kullanılan bölümlerde de hasar meydana geldiği yönünde haberler var.
BU BİR İLK! DAHA ÖNCE BÖYLESİ HİÇ OLMAMIŞ, GÖRÜLMEMİŞ!
Yüzyılın felaketi ile ilgili yer bilimci Prof. Dr. Can Yaltırak’ın yaptığı açıklama: 7 km altta ve 30 km’lik yakınlıktaki 7,7 ve 9 saat sonraki 7,6’nın birlikteliği ile yaklaşık 120 megaton güç çıkışı meydana getirdi. Bu da Japonya Nagazaki’ye atılan nükleer bombanın (1,2 megaton) neredeyse 120 katıyla DÜNYADA bir İLK.
Prof. Dr. Yaltırak, bu 2 depremin aslında kaydedilen 7,7/7,6 değil, şiddet/enerji boşalımı parametresine göre 11 şiddetinde olduğunu ve depremde gerçek güç tanımlaması ve ölçümü yeryüzüne yakınlığı ve süresine bakılarak hesaplandığı belirtti.
6 Şubat Pazartesi günü yaşanan iki deprem birbirine (30 km) yan yana sayılabilecek bir lokasyonda gerçekleşti. Böylesine bir deprem bugüne kadar görülmüş bir şey değil! Konunun uzmanı olmayan birçok cahil, bilgisiz ve kötü niyetli insanlar Japonya'daki yaşanan 9 şiddetindeki depremle ülkemizde yaşanan depremi kıyaslama gafletinde bulunuyor. Bu konuya yer bilimci Prof. Dr. Yaltırak, “Japonya'daki deprem; kıyıdan 110 km açıkta, okyanusun 28 km altında yaşanmıştır. Bizim depremimiz ise yeryüzüne sadece 7 km gibi çok çok yakın mesafede olmuştur. 2. önemli aradaki fark ise, iki depremin arasındaki süredir. Japonya’daki deprem 36 saniye, ülkemizde yaşanan bu iki deprem ise toplamda 103 saniye gibi bugüne kadar yaşanmamış bir uzunlukta sürmüştür” sözleriyle açıklık getirdi.
TÜRKİYE 3 METRE ARAP YARIMADASI’NA DOĞRU KAYDI!
İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü Başkanı/Carlo Doglioni ise yaptığı açıklamada, “Türkiye, 30-40 saniye içinde üç metre hareket etti! Bu daha önce yaşanmış, görülmüş bir durum değil. Bu o kadar güçlü ve şiddetli bir deprem ki yıkılan binaların hepsi depremin enerji dalga boyunun gittiği yöne doğru yıkılmış. Maraş’ın dağ silsilesinde yaklaşık 40 km’lik bir yarık oluştu. Bu olağanüstü bir durum. Türkiye 3 metre Arap Yarımadası’na doğru kaydı. Kahramanmaraş’taki depremler o kadar şiddetliydi ki Grönland ve Danimarka’da da hissedildi” ifadelerini kullandı.
FELAKETİN ARDINDAN 7’DEN 70’E HERKES TEK YÜREK OLDU!
Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6’lık iki büyük deprem sonrası tüm Türkiye tek yürek oldu! Devletinden vatandaşına, herkes yüzyılın felaketi için canla başla çalışıyor.
Herkes bulabildiği erzak, ilaç, bebek eşyası, ısıtıcı, kıyafet dükkânlarında, battaniye vb. her bulabildiğini alan necip Türk milleti âdeta dükkânlardaki rafları boşalttı. Kırsala ise başta hayvan yemi olmak üzere, saman balyası gibi malzemeler gönderiliyor. Bir yanda huzurevi sakinleri imkânları ölçüsünde yardımda bulunurken diğer yanda çocuklar biriktirdiği harçlıklarını ilgili bankaların IBAN’ına yatırıyor. HERKES TEK YÜREK! …
Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, sahil güvenlik, DAK, Güven, itfaiye, tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 31 bin 254 arama kurtarma personeli görev yapıyor. AFAD, emniyet, jandarma, MSB, UMKE, ambulans ekipleri, gönüllüler, yerel güvenlik ve yerel destek ekiplerinden görevlendirilen saha personeli ile beraber bölgede görev yapan personelin sayısı 300 bin olarak açıklandı. Arama kurtarma personeli sayıları her geçen gün artıyor.
Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Sahil Güvenlik ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı 167 hava aracıyla bölgeye personel ve malzeme sevkiyatı için kurulan “hava köprüsü”yle sürekli sorti yapıyor.
Yüzyılın felaketi olarak görülen bu depremlerin farkında olan ismini saymakla bitiremeyeceğimiz ülkeler; din, dil, ırk, mezhep vb. hiçbir şey gözetmeksizin “öncelikle insanız felsefesi”yle ülkemiz için seferber oluyor. Hepsine ayrı ayrı minnettarız!
Arama kurtarma çalışmalarının 9. gününde 10 ilde toplam can kaybı 30 bini, enkazdan yaralı olarak kurtarılan kardeşlerimizin sayısı ise 80 bini geçti. Yıkılan bina sayısı ise 6 bin 444 olarak açıklandı. Enkaz altında kalanların sayısına ilişkin ise henüz bir açıklama yapılmadı.
Münevver, merhametli, necip milletimiz tarihin en büyük felaketlerinden olan bu felaketin yaralarını sarma konusunda hep birlikte yine bir destan yazmakta, bir ve beraber olmanın en büyük imtihanını vermektedir. Bu konuda büyük küçük yardımlarını esirgemeyen, hiçbir imkânı olmayıp yalnızca yüreğinden dua eden, iki damla gözyaşı döken herkesten Allah razı olsun.
Acı büyük, çile büyük, yük ağır… Ülkemiz sahipsiz değil! HERKES TEK YÜREK! …
KISA KISA…
Deprem bölgesindeki arkadaşlarla görüşmelerim ve görsel basından gördüklerim üzerine kısa kısa…
UMKE, AFAD, STK’lar ve diğer acil yardım ekipleri, kuruluşları görevlerini layıkıyla ve cansiparane yerine getirmektedirler. Aksini söyleyen yalan söylemektedir, nankördür, art niyetlidir.
Ayni yardımlar ihtiyaçtan fazla olarak gelmekte gerek gıda gerekse giysiler, malzemeler heba olmaya başlamaktadır. Bunlar millî servettir, bu travma geçtikten sonra bunlara çok ihtiyacımız olacaktır.
Şu anda canhıraş yardım için çırpınan, bu uğurda maddi imkânlarını bir şeyler alıp göndermek için harcayan arkadaşlar lütfen bu paraları hemen harcamasınlar, panik geçtikten sonra bu yardımlara çok ihtiyaç olacak, o zaman kullanmak üzere muhafaza etsinler. (Cephanemizi tüketmeyelim, savaşın gerisi var orada kullanmak için lazım olacaktır)
Tıbbi malzemeler de yeterli miktarda gelmiştir, indirmek için sıra beklemekte, uzun kuyruklar oluşmaktadır.
Afet bölgelerinde hekimler, uzman ilk yardım ve kurtarma elemanları, vinç operatörleri vs. dışında kişilere veya iş makineleri ve teçhizat ile gelebilecekler dışında hiç kimseye ihtiyaç yoktur. Diğer türlü gelenler çalışanlara yüktür.
Son söz: Yüzyılın felaketini yaşıyoruz… Bu süreçte herkesin sorumlu, duyarlı ve fedakâr davranması en içten temennimizdir. Saniyelerle yarıştığımız şu günlerde ne siyaset yapmanın ne de tartışmanın yeri ve zamanı değildir. Öncelikle canlarımızı kurtaralım, acımızı yaşayalım, paylaşalım…
Daha sonra Kızılay mı? AFAD mı? AHBAP mı? Depremzedelerin kaderi bir şarkıcı ve bir YouTuber’a neden, nasıl bırakıldı? Millet; Kızılay ve AFAD’ın yanı sıra AHBAP ve diğer STK’ları neden tercih ediyor? Bu benzeri aklınıza gelen binlerce soru ve sorunları hep beraber oturur, konuşur, tartışırız!
Ne Cumhur İttifakı ne Millet İttifakı ne sağ-sol, ne Türk-Kürt, ne Müslüman-laik, gelinen çözülme ve çöküş noktasında “ülkemizde en derin fay hattı iyilerle kötüler, utanmayı unutmuşlarla vicdanı henüz tam kararmamış olanlar arasında geçiyor.”
Ülkemiz adına, “Kimse umudunu kaybetmesin! En kötü anların en güçlü adamları hâlâ bu ülkede yaşıyor.”
Acımız büyük, çilemiz büyük, yükümüz ağır…
Unutmayalım! Ülkemiz sahipsiz değil! HERKES TEK YÜREK! …