Ticari koridorlar çağı-2
Ekonomik, askeri, siyasi, ticari ve diplomatik anlamda küresel dengeler, yeni gelişmelerle beraber bir dönüşüm sürecine girmiştir. Bu kapsamda özellikle de ekonomik ve ticari koridor çalışmaları hız kazanmıştır.
Son dönemde ya da yakın geçmişte duyurulan ticari koridor çalışmaları sadece ekonomik boyutlarıyla değil siyasi ve diplomatik kazanım sağlama potansiyelleriyle de taraf ülkeler açısından değerlendirmeye alınmıştır. Yaklaşık iki yıldır süregelen Rusya-Ukrayna savaşının beraberinde getirdiği krizler özellikle de Avrupa ülkeleri için yeni tedarikçi ve güvenli yeni rota arayışlarını hızlandırmakla beraber birbirine uzak coğrafyalarda yer alan ülkeler için de yeni ekonomik imkânlar oluşma potansiyeline zemin hazırlamıştır. Hem Batı’nın yeni tedarikçi ve güvenli rota arayışı hem de Avrupa’ya uzak coğrafyalardaki ülkelerin bölge ile devam eden ticari ilişkileri ayrıca yeni ekonomik işbirlikleri geliştirme arzusu kapsamında doğudan batıya kuzeyden güneye sahip olduğu merkezi konumu ve en güvenli rota oluşu ile Türkiye ön plana çıkmıştır. Bugün planlanan her ticari koridorun en kritik ve en önemli rotası Türkiye olarak ifade edilebilmektedir. Diğer yandan böylesi bir gerçeklikle beraber ülkemizi bypass eden projelerin ise altı boş ve tamamen reaksiyonel yaklaşımlarla ortaya atıldığı açıkça görülebilmektedir.
Çin’in 2013 yılında duyurduğu ve bu kapsamda da önemli yatırımlar yaptığı 70 ülkeyi kapsayan “Tek Kuşak Tek Yol” projesi son dönem gelişmeler çerçevesinde küresel ticaret açısından ehemmiyet arz eden bir potansiyeli ifade etmektedir. Çin, Avrupa ile olan ticaretini geliştirmek adına son 10 yılda ciddi miktarlarda yatırımlarda bulunmuştur. Ancak Rusya-Ukrayna savaşıyla beraber başlayan Rusya ile Avrupa arasındaki yaptırım düellosu neticesinde Belarus sınırının kapatılması, Baltık ülkelerinde Rusya’dan gelen mallara izin verilmemesi gibi sebeplerle Çin’in Moskova üzerinden Avrupa’ya ulaşan hattı işlevselliğini yitirmiştir. Bu şartlar altında Kazakistan-Azerbaycan-Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan hat ise Çin için en güvenli alternatif rota olarak öne çıkmıştır. Türklüğün zaferiyle sonuçlanan Karabağ savaşından sonra Türk dünyasını fiziki olarak birleştirecek olan Zengezur Koridorunun hayata geçirilmesi ise sadece Türkiye, Türk Dünyası ya da bölge ülkeleri açısından değil küresel anlamdaki önemini de tekrar göstermiştir. Bu şartlar altında Çin, Avrupa ile olan ticareti açısından önemli bir imkâna erişme potansiyeline sahip olurken diğer yandan Türkiye ve Türk dünyası ile ilişkilerini daha da geliştirme potansiyeline ulaşabilecektir. Ayrıca tüm Türk dünyası açısından önemli bir husus olan Doğu Türkistan meselesinin Türklüğün lehine sonuçlanabilmesi adına yeni bir fırsat zemini tüm taraflar için oluşabilecektir.