Epstein
ABD’de devam eden milyarder Jeffry Epstein’in başını çektiği cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı davasında hazırlanan iddianamenin 943 sayfası kamuoyuna açıldı. İddianamede skandalında ötesinde iğrençlikler ortaya çıktı. Epstein’in kendisine ait adada kız çocuklarını pazarladığı isimler şantaj ağının nerelere uzandığını gösterdi. İngiltere Kraliyet ailesinden Prens Andrew, eski ABD başkanları Bill Clinton ve Donald Trump, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, aktör Kevin Spacey, şarkıcı Michael Jackson, illüzyonist David Copperfield, avukat Alan Dershowitz ve eski New Mexico Valisi Bill Richardson, CIA Direktörü, bilim insanları, ünlü şarkıcı ve starların yer aldığı liste iğrençliğin boyutunu da gözler önüne serdi.
Çocukları pazarlayan Epstein sadece bir pedofili olmasının ötesinde Mossad’a çalışan bir ajandı. Çocukları pazarladığı kişileri gizli kameraya alıp şantaj aracı olarak kullanılmasını sağladı. Eski Mossad ajanı Ariben Menaşi, pazarlamanın amacının bir istihbarat operasyonu olduğunu söyledi. Mossad’ın kurduğu bu şantaj ağı sadece ABD ile sınırlı kalmadı. İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonlarına “dur” diyemeyen batının nasıl bir şantaj ağına düştüğünü de ispatladı.
2016 yılındaki ABD Başkanlığı seçimlerinde Epstein, “Eğer her iki aday hakkında bildiklerimi söyleseydim seçimi iptal etmek zorunda kalırlardı” sözleriyle şantajda bulunmuştu. Bu seçimlerde Evanjelistlerin baskısı ve Yahudi lobisine verilen teminatlar ABD’nin nasıl İsrail’in oyuncağı haline geldiğini gösterdi. ABD Başkanı Trump seçimlerin hemen ardından Yahudi cemaatine desteklerinden dolayı teşekkür etmiş, bu teşekkürünü de ABD’nin Kudüs’e diplomatik temsilcilik açacağını söyleyerek göstermişti. ABD Başkanı Trump’ın ilk işi de İsrail ile mesafeli bulunan Arap ülkelerini ziyaret etmek ve onları bir küre etrafında toplamak olmuştu. Bu süreç İsrail ile ilişkilerin yumuşaması ve ılımlı bir yöne evrilmesini sağlamıştı. Bunun karşılığında da ABD Arap ülkelerine savaş uçağı ve silah satışlarını hızlandırmış karşılığında ise PKK terör örgütüne mali yardım gönderilmesini istemişti.
Arap ülkelerinin önemli bir kısmının Gazze konusunda İsrail’e yönelik sert bir tavır alamamasının ve bu süreçte İsrail Başbakanı Netenyahu’nun “Arap liderlerine sesleniyorum. Eğer iktidarınızı korumak istiyorsanız yapabileceğiniz tek şey var. O da sesinizi kesmek ve susmak” sözleriyle tehdit etme cüretini gösterebilmesinin mantıklı bir izahı yoktu. Bu durum yeni süreçle birleşince, “İsrail’in Arap ülkeleriyle olan ılımlı ilişkiler serüveni yeni şantaj kapılarının önünü mü açtı?” sorusunu akıllara getirdi.
Gazze Savaşının ortalarında İsrail’e casusluk yapanların konuşulduğu bir dönemde ABD’deki bir ting tang kuruluşu hatırı sayılır bir Arap ülkesinin önemli bir bakanının İsrail’e ajanlık yaptığını yazmıştı. İnsan tabii ki düşünmeden edemiyor, “bir Arap Bakan yanı başında çocukları katleden İsrail’e neden casusluk yapar?” diye…
İsrail, pedofili üzerinden kurduğu şantaj ağıyla Batı’yı kölesi haline getirdi. Yaptığı katliamlara Avrupa halkı sesini yükseltirken yöneticileri tepkisiz kaldı. İspanya ve İskoçya dışında dişe dokunur bir tepki gösteren olmadı.
ABD’de bir Sinagog ’un altından çıkan tünel ABD’de geniş yankı uyandırdı. Sinagog görevlileri bu tüneli “kullanım sahasını genişlemek için” açtıklarını söyledi. Ancak bu olaydan hemen sonra Rusya’da da yine bir Sinangog’un altında tünel kazıldığı tespit edildi. Görünen o ki Mossad ve Sinagog bu karanlık tünelleri şantaj ağına çevirmiş, kaçırdığı çocukları dini kisve altında buralarda saklayıp ayin adı altında taciz ve işkencelere maruz bırakmış…
Kim bilir daha kaç Sinagog’un altı bu tünellerle çevrili? Kaç ülkenin daha altı oyuldu? Kaç çocuk Sinagog’un ön kapısından alınıp bu tünellerden geçirilerek adaya götürüldü? Kaç kişinin daha şantaj videosu bu tünellerde elden ele ulaştı?
Acaba ülkemizde de İsrail’in şantaj ağına düşen, Siyonistlere kendini borçlu hisseden ya da İsrail’in politikalarına hizmet etmeyi vazife sayanlar var mı?
Filisin uyruklu Mossad ajanlarından bahsetmiyorum. Ya da Hatay’da bir camide vaaz veren Yahudi casusundan… Veyahut Filistinli yararlılara yardım eden bir Siyonizm hizmetkârından…
Ülkemizdeki mülteci karşıtlığını Suriyeli düşmanlığına, Suriyeli düşmanlığını Arap karşıtlığına, Arap karşıtlığını İsrail hayranlığına, İsrail hayranlığını da İslam düşmanlığına çevirenlerden bahsediyorum…
3 Milyon 700 bin Suriyeli mülteci sayısını ısrarla 13 milyon olarak lanseden, yoksulluğumuzun ve ülkemizdeki tüm kötülüklerin kaynağı olarak gösteren, Türklere Suriyelileri hedef gösterip kan dökülmesine sebebiyet veren, her gördüğü Suriyeli ’ye “seni göndereceğiz” diye nutuklar çekenlerden bahsediyorum…
İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlara seyirci kalan, binlerce çocuğun öldürülmesine boş gözlerle bakan, Türkiye’nin Filistin diye bir davasının olmadığını ve Filistin davasının Filistinli Arapların davası olduğunu söyleyen, İsrail ordusu için dua eden ve İsrail ordusuna katılmak için yola düşenlerden bahsediyorum…
Türk gibi görünüp Yahudi lobisine hizmet eden, Cuma hutbelerinde İmamı hedef gösterip Sinangog’a yüz süren, her fırsatta istihbaratta öğrencileri olduğunu söyleyip Mossad’a koz verenlerden…
Epstein davası sadece bir pedofili davası değil, aynı zamanda İsrail’in küresel işgal hareketidir. Kim hizmet ediyorsa Epstein o’dur!