Meselemiz
CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra 8. Genel Başkanı Özgür Özel de terörist Selahattin Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Edirne Kapalı cezaevinde ziyaret etme kararı aldı. HDP’liler (DEM) bile terörist Demirtaş’ı partilerinin eski Eş Başkanları olmasına rağmen CHP’li milletvekilleri kadar ziyaret etmedi.
CHP’liler tarafından terörist Demirtaş’a yapılan bu sık ziyaret Anıtkabir’den esirgendi. Tutuklu teröristleri ziyaret eden CHP’liler Anıtkabir’e aynı özeni göstermedi. Sanki bu parti Atatürk tarafından değil de Kandil tarafından kurulmuş gibi bir çarpıklık yaşanmaya başladı. CHP’nin 7 ve 8. Genel Başkanları kendi partililerini Demirtaş kadar sahiplenmedi. Deniz Baykal dönemi CHP’lilerin büyük bölümü ötelendi, yerlerine Demirtaş sempatizanlığında marka olmuş isimler dolduruldu. Partinin kimliği HDP ile yarışır hale geldi.
İki parti yöneticilerinin yaptığı açıklamalar arasında doğal bir duygu benzerliği gelişti. Sanki aynı yerden besleniyorlar, aynı ideojiden nefes alıyorlar görüntüsü oluştu. CHP’yi HDP’den, HDP’yi de CHP’den ayırmak imkânsız hale geldi. Açıklama yapan isimlerin görüntülerini kapattığınızda duyduğunuz sesin hangi partiden çıktığını ayırmanın mümkünatı kalmadı.
CHP’nin Atatürk’le, HDP’nin de Türkiye ile bir ilgi alakası kalmadı. Ülkemizde yapılan seçimler ile sandıktan çıkanlar sınır ötesinin hizmetkârlığını yaptı. PKK’yı terör örgütü olarak görmeyenler ile sınır ötesi tezkereye “hayır” diyenler aynı kazanda kaynadı.
Demokrasi adı altında, bölücülük beslendi.
İnsan hakları masallarıyla, sandıktan çıkanlar terör estirdi.
Özgürlük nidalarıyla, binlerce şehidimizin katilleri aklanmak istendi.
Devletimizle, milletimizle, toprağımızla, bayrağımızla derdi olan bölücüler Atatürk’ün kurduğu partinin son 13 yılındaki yöneticiler tarafından cesaretlendirildi.
Atatürk’ün “milli mücadele” döneminde başını ezdiği bölücülük, bugün “kirli müzakere” yöntemleriyle ayağa kaldırıldı.
Meselemiz, Türkiye’nin bölünme korkusu değil!
Meselemiz, Türk devletinin yıkılma korkusu da değil!
Elbette mukadder olamazlar, Türkiye’yi bölemezler, Türk milletini geçemezler. Dünya bir araya gelse yine de son vatanımızı elimizden alamazlar.
Bizim meselemiz; önümüzde çözmemiz gereken birçok sorun varken CHP’nin bölücülüğü ülkemizin meselesi haline getirmesidir.
Meselemiz, vatan uğruna toprağa düşmüş binlerce şehidimizin aziz hatıralarının yok sayılarak, şehidimizin katillerinin sırtının sıvazlanmasıdır.
Meselemiz, CHP’nin yüzde kaç oy aldığı değil!
Meselemiz, Atatürk’ün emanetlerinin “Atatürk’ün partisiyiz” diyenler tarafından vatan hainlerine peşkeş çekilmesidir.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel’in 42 yıl hapis cezasına çarptırılarak bölücülüğü Türk mahkemeleri tarafından tescillenen terörist Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmesi;
Alenen Türk devletine ve milletine başkaldırıdır.
PKK terör örgütüne destek mesajıdır.
Kandil’in tarafında yer almaktır.
Türkiye üzerinde emperyalist hedefi olan devletlere “yerel ortak” olmanın teminatıdır.
Türk milleti, 31 Mart şımarıklığıyla bölücülüğe heves eden kirli zihniyet sahiplerinin ayaklarını TBMM’den kesmesini de iyi bilir.
Tescilli teröristlerin yollarına revan olanlar, ayaklarının tozunu Anıtkabir’e bulaştırmasınlar yeter…