Türkiye-Çin ilişkilerinde yeni bir dönem
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Pekin, Urumçi ve Kaşgar’ı kapsayan 3 günlük Çin ziyaretini geride bıraktığımız gün tamamladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi arasında gerçekleşen görüşmenin ardından pek çok siyasi ve ekonomik konuda mutabakata varıldığı duyuruldu.
Hakan Fidan’ın Çin gezisinde Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaret etmesi ise en dikkat çekici hususlardan birisi olmuştur. Bilindiği üzere 2017 yılında Çin’in tüm dinlerin ve inançların Çinlileştirilmesi politikasıyla Uygur Türkleri’ne yönelik uygulamaları uluslararası kamuoyunda tepkilere sebep olurken Pekin kınanmıştı. Türkiye de 2019 yılında Çin’in Uygur Türkleri’ne karşı “sistematik asimilasyon” yaptığını ve bir milyondan fazla Müslümanı toplama kamplarında tuttuğunu açıklamıştı.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın Çin Dışişleri Bakanı Yi ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında Kaşgar ve Urumçi’yi “Çin’in kültürel zenginliğine katkıda bulunan iki kadim Türk İslam şehri” olarak tanımlaması ile “Bu şehirler Çin’le Türk dünyası arasında ve Çin’le İslam dünyası arasında aynı zamanda bir köprü rolü de oynamakta. Tarihi dostluğumuzun ve komşuluğumuzun sembolleridir” ifadeleri ve diğer yandan da 2012’den beri bu bölgeye ilk üst düzey ziyareti gerçekleştirmesi; ülkemiz ile Çin arasındaki en büyük siyasi problemin önümüzdeki süreçte daha makul seviyelerde ve Türklüğün lehine ilerleyebileceğini işaret etmektedir.
Değişen ve dönüşen küresel şartlar altında artan ekonomik koridor çalışmaları kapsamında Türkiye sahip olduğu konum ve stratejik girişimleri ile ön plana çıkmaya başlamıştır. Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in 7 Ekimden beri sürdürdüğü Gazze soykırımı yine Avrupa’nın, Afrika’nın, Asya-Pasifik bölgesinin içerisinden geçtiği süreç hemen her anlamda şartları kızıştırırken bu şartlar altında vasat bulan enerji-gıda arzı krizlerinin çözümü noktasında Türkiye’nin ortaya koyduğu yaklaşım tüm insanlığa umut olmaktadır.
Devam eden ekonomik koridor mücadeleleri kapsamında Türkiye’nin sahip olduğu avantaj ve girişimler hemen her çevreyi ülkemiz ile iş birliğine daha da yakınlaştırmaktadır. Çin’in 2013 yılında başlattığı Kuşak ve Yol Girişimi’ne imza atan ülkelerden birisi de Türkiye olmuştur. Bu kapsamda Fidan ve Yi görüşmesinde de gündeme gelen “Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridorun uyumlaştırılması” konusu hayata geçirilmesi kaçınılmaz olan Zengezur Koridoru ve Kalkınma Yolu projesi açısından da önemli ve olumlu etkileri beraberinde getirebilecektir. Öyle ki Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi Türk Dünyasının fiziki olarak bütünleşmesini de ifade ederken ekonomik ve siyasi açıdan Türkiye ile beraber tüm Türk dünyasına önemli bir kazanım sağlayacaktır. Diğer yandan Kalkınma Yolu’nun tamamlanmasıyla da Orta Doğu ile Batı’nın ve Türk Dünyasının entegrasyonu kolaylaşacaktır. Böylesi bir denklem içerisinde önümüzdeki yüzyılın şartlarının yeniden oluşturulmasında Türklüğün etkisi artarken Çin’in de Türk devletleri ile olan ilişkilerini makul zeminde ilerletebilmesi adına Türkiye ile iş birliklerini olumlu yönde geliştirmesi kaçınılmaz hâle gelmiştir.