Gıda enflasyonunu düşüreceğim derken
İklim değişikliğinin etkisi hissedilir seviyelere çoktan ulaştı. Bitkiler aşırı dengesiz sıcaklıklardan strese girdi, verim kayıpları yaşanıyor. İnsanlarsa alım gücünün düşmesinden, vergiler ve zamlardan dolayı strese dayanım eşiğini çoktan geçti.
Üretici düşük fiyatlardan, tüketici yüksek fiyatlardan şikâyetçi… Gıda enflasyonunu düşüreceğim derken alınan kararlar artık üreticiye de tüketiciye de zarar vermeye başladı.
Yıllardır aynı şeyler yapılıyor… Fiyat düşsün diye üreticiye yükleniliyor, ürünler azalıyor ya da yoka düşüyor. Piyasa da ürün olmayınca fiyatlar yükseliyor. Fiyat yükselince ithalatla fiyatları düşürülmeye çalışılıyor. Kesime giden bizim inekler, sökülen bizim ağaçlar ve boş bırakılan bizim parseller…
Tavukları kesiyoruz, yumurta fiyatları artıyor. Yumurta fiyatları düşüyor, tavukları kesiyoruz. Bu olayların aynısı çiğ sütte de yaşanıyor. Dostalar, demek ki bir yerlerde bir sıkıntımız var. Bir şeyleri yanlış yapıyoruz…
TARIMSAL ÜRETİM, ÜRETİM GİRDİLERİNE DE BAĞLIDIR
Tarımsal üretim, ekolojik koşullara bağlı olduğu kadar, kullanılan üretim girdilerine de sıkıca bağlıdır. Kaldı ki sulama, gübreleme, tarım ilacı ve dayanıklı tohum gibi üretim girdileri, tarımsal üretimin ekolojik koşullara bağlılığını kısmen azaltmaktadır.
Tarımsal üretim faaliyetinde kullanılan girdiler; tohum, gübre, tarım ilacı, tarım alet ve makineleri, sulama, elektrik, yem, ilaç, veteriner hizmetleri, tarımsal krediler vb. sayabiliriz.
Ekonomik açıdan üreticinin net gelirini tarımsal verim ve tarım ürünleri fiyatları kadar, maliyet unsurları olmaları itibariyle girdiler, önemli ölçüde etkilemektedir. Tarımsal girdilerin tedarik ve finansman açısından temel özelliği de uzun zaman alan tarımsal üretim süreci içinde mevsiminde ve yeteri kadar sürekli kullanmayı gerektirirken, tarım işletmesine gelir olarak nakit girişi ancak hasat ve sonrasında gerçekleşmektedir. Ülkemizde üreticilerin en büyük sıkıntısı nakit gelir girişi ile girdiler için yapılan ödemeler arasındaki zaman bakımından görülen bu uyumsuzluktur. Bu uyumsuzluk üreticiye ek bir finansman yükü getirmektedir.
Ülkemizde üreticilerin sattıkları ürünlerden eline geçen fiyatlar ile girdilere ödedikleri fiyatlar arasındaki paritenin üreticiler aleyhine seyrettiği bir gerçektir. Bu durumda yeterli gelir elde edemeyen üretici, işletmesini geliştirici yatırımları yapacak kaynağı bulamadığı gibi sahip olduğu toprak su gibi tarımsal doğal kaynaklarını aşırı sömürerek tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini riskli hale getirmektedir. Bu durum tarımın geçimini sağlayabilecek bir ekonomik faaliyet olmaktan çıkmasına yol açmaktadır.
Ülkemizde 1990’lı yıllara kadar tarım destekleri içinde hatırı sayılır bir payı olan girdi destekleri, günümüzde oldukça önemsiz bir düzeye gerilemiştir.
Oysaki girdi desteklerinin tarım politikalarının başarısında diğer politika araçlarını tamamlayıcı bir rolü vardır. Yetersiz olarak verilen girdi destekleri girdi kullanım miktarı üzerinde etkili olmamakta, üreticinin teknik ve ekonomik olarak etkin girdi kullanım düzeyi için gereken motivasyonu sağlayamamaktadır. Bu süreçten sonra desteklemeler sembolik olarak kaldı. Girdi politikaları, enflasyon ve çevre politikaları ile ilişkilendirilerek geleceğe yönelik yeniden güncellenmelidir.
ADANA ÇİFTÇİLER BİRLİĞİ BAŞKANI SAYIN MUTLU DOĞRU’DAN…
Başkan Mutlu Doğru, son haftalarda limon fiyatlarının gündemde olmasından dolayı bir basın açıklaması yaptı. Başkan, “yurtiçi tüketim ve ihracat için yeterli limon üretimi vardır diyerek hasatın tahminen Ağustos ortasında başlayacağını, şu anda yatak limon olarak tabir edilen ve depolarda 10 ay boyunca masraf edilerek saklanan limonları tüketildiğini belirtti.”
Başkan Doğru, “yatak limonların hasat edildiği geçen yılki dönemde havaların sıcak gitmesi ve depo şartlarındaki olumsuz bazı koşullar sebebiyle bu yıl limonda aşırı fire oranlarıyla karşılaşılmış ve limon arzında düşüşler yaşandığını, bu nedenle de Kurban Bayramı’ndan sonra piyasada limon fiyatlarında bir yükseliş gözlendiğini, bu yükseliş limon hasat edildiği andan itibaren dengeye girecek ve yeni turfanda limonla fiyatlar makul seviyelere geleceğini” açıkladı.
Başkan, “çiftçinin alın teri ve emeği olan yeni sezondaki limon fiyatlarını etkilememesi için biraz daha sabırlı olunmasını ve üretimin sürekliliği için limon çiftçilerimizin desteklenmesi gerektiğini belirtti.”
Son söz: Ekonomide olduğu gibi tarımda da “ciddiyet eksikliği” yaşanmamalıdır.
Kalın sağlıcakla