30 Ekim 2024
weather
18°
Twitter
Facebook
Instagram

Ekonomisinden çok işin biyolojisini anlatmak!

YAYINLAMA:
Ekonomisinden çok işin biyolojisini anlatmak!

Çiftçiler, finansal zorlukları önleyebilme farkındalığı kazanmaları ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmaları açısından önemli bir hedef kitledir.

Tarım sektöründe çalışan insan sayısı 2014-2024 yılları arasında azalmış olup ne yazık ki yıllar itibarıyla tarımdaki kadın istihdamının payı da gerilemektedir. 2023 yılında ülkemiz istihdamının yüzde16’sı tarım sektöründe çalışmaktadır. Emek yoğun ve teknoloji seviyesi düşük olan sektörün, düzenli ve yeterli gelir oluşturabilecek seviyeye getirilmesi ile istihdamdaki azalışın ve tarımsal nüfusun yaşlanmasının önüne geçilebilecektir.

Ülke ekonomisinin enflasyonla mücadelesinde tarım ve dolayısıyla gıda fiyatları belirleyici unsur olmaya devam etmektedir.  Ülkemiz ekonomisinin önemli bir sektörü olan tarım, ülkenin milli gelirindeki payı açısından oldukça önemlidir. Tarım aynı zamanda, ülkenin gıda güvenliği açısından hayati bir öneme de sahiptir. Tarım sektörü, ülkemizin ekonomik büyümesine de büyük katkı sağlamaktadır.  Tarımsal ürünlerin ihracatı, ülkenin dış ticaret dengesine de önemli katkılar sunmaktadır. Maalesef ki ülkemiz tarımının bu yönlerini ne Hazine Maliye Bakanlığı ne Ticaret Bakanlığı ne de Cumhurbaşkanlığı strateji daire başkanlığı göremedi, görmek için de gayrette gösterilmiyor. Tarım Bakanlığını Hazine ve Maliye bakanlığı anlar diye ümitlenmiştik, onlar da yanlış anladı. Böyle bir durumda Tarım Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı ve ekibinin bu açıdan işleri çok zor! İşin ekonomisi biliniyor, üzerinde durulması gereken konu işin biyolojisini anlatmak olacaktır.

Tarımsal üretimde bir maliyet var mı, yok mu? Varsa nasıl bir maliyet var? Hiçbiri hesaba katılmadan başta tahıllar ve yem olmak üzere Dünya da ürünlerin fiyatlar bu Türkiye de bu! Deniliyor… Sizce bakanlık bu işin içinden nasıl çıkabilir? Özetle bilimsellikten yakından uzaktan alakası olmayan durumlar… Tarımsal girdi kalemlerinin büyük bir çoğunluğu döviz hareketlerine duyarlı. Dolaysıyla tüm bu kalemler 2021 Eylülünden itibaren artışı; enflasyonun kök sebebinin gıda gıdanın kök sebebinin tarımsal girdi maliyetlerindeki artış olduğu göstermektedir.

Sevgili Tarım dostu ve çiftçi-üretici okurlarım: Tarım ürünlerinin fiyatları; üretim, arz ve talebe bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, tarım ürünlerindeki fiyat artışı veya azalışı, ülke genelinde enflasyonu etkileyebilir. Tarım ürünlerinde yaşanan artış veya azalış, üretici maliyetlerini ve tarım ürünlerinin fiyatlarındaki artışı veya azalışı etkileyebilir. Sonuç olarak ne yaparsak yapalım bu tüketiciye bir şekilde yansır. 

Üretim planlaması çatısı altında; optimum bitki deseni, suya göre tarım, ürünlerin arz ve talep miktarı dikkate alınarak tarım havzası veya işletme bazında hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceğinin belirlenmesi, stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması, ülke ihtiyacına göre asgari ve azami üretim miktarlarının tespit edilerek, arz fazlası veya eksikliğinin oluşmasının önüne geçilmesi sağlanacaktır. Dolaysıyla bu durumun sonuçları da tüketiciye bir şekilde yansıyacaktır. Bu yansımalar Ülkemiz ekonomisini ve enflasyonunu olumlu yönde etkileyecektir.

TÜRK GENÇLİĞİ HER ŞEYİN FARKINDA!

 “Y” kuşağı ve özellikle de “Z” kuşağı…

Tarımsal sivil toplum kuruluşları, ülke tarımına katkıdan çok ek gelir elde etme mantıklı olup, kişisel güdülerle hareket ederek tarıma katkı yerine tarımın sırtında bir yük hâlini almıştır. “Sivil toplum kuruluşları disipline edilmesi çok zor akademik unvanlı ziraat, gıda mühendisi, veteriner hekim vs. yatağı hâline gelmiş ve hazırlanan mevzuat gereği âdeta ömürlük saltanat mekânları hâline getirtilmiştir.” 

Türk gençliği ne yapıyor? Gençlik, “ömürlük saltanatların biteceği günleri bekliyor.”

Türk gençliği geleceğini çalanlarla, geleceğinden tasarruf eden kadrolarıyla yüzleşmelidir. Bir yanda STK’ların imkânlarını öğütenler, diğer tarafta ziraat, gıda ve veteriner fakülteleri mezunu, kariyer sahibi beş parasız gençler! Bu adaletsiz döngüden, bu vicdansız sömürüden, bu insani ve İslami olmayan talihsizliklerden kurtuluş gençlerin görevidir. “Tarım gençlerin göz bebeklerinde yeşerecek, samimi ve mizah dolu bakışlarıyla resmedilecektir!”

Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: “Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda akan kanda olduğu sürece baharımızı, hayallerimizi kimse hüzne döndüremez, döndürmeye de güçleri yetmez. Teminatımız ve tesellimiz Türk gençliğidir.”

Ülkemiz tarımı; vatanını ve milletini sevmeyenlerden, vasat altı akla sahip vatanseverlerden, kul hakkı bilmeyen, yetim hakkı gözetmeyenlerden, hayalini bile kuramadığı makamlara koşar adım gelenlerden, her şeye maydanoz olmaya çalışan akademisyenlerden, koltuğa yapışıp kalan STK temsilcilerinden, sosyal medyada atıp tutanlardan, kalemlerinin ve dillerinin kemiği olmayanlardan, tembellikten ve liyakatsizlikten çok çekti, çekmeye de devam ediyor…

Son söz: İktidar yaptığının sorumluluğunu almaz, medya sessiz, muhalefet sistemden beslenir, plansız ve yetersiz olursa; enflasyon alır başını gider, insanların alım gücü düşer, bundan zarar gören üretici-çiftçi, tüketici halk olacaktır. 

Biz, milletine sadakatle hizmet edecek, konusunu iyi bilen, ortaya alternatifler koyan, somut ve bilimsel verilerle tecrübesini paylaşan, liyakat sahibi, çalışkan, heyecanlı, şerefli, izzetli genç vatan evlatlarına yöneticilik şansı vermeliyiz.

Ülkemiz tarımı gençlerini bekliyor!

Sürüyle uçan kargalara karşı tek başına kartal olmaktır gençlik! Çakal kanununu tek başına imha eden Bozkurt hükmüdür gençlik! 

Sevgili dostlar: “Bir şeyleri değiştirmek için bazen inisiyatif almak gerek!”

Kalın sağlıcakla...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *