22 Aralık 2024
weather
6°
Twitter
Facebook
Instagram

Terörün ekmeğini yiyenler

YAYINLAMA:
Terörün ekmeğini yiyenler

100 yıllık Cumhuriyetimizin nerdeyse yarısını terörle mücadele ederek geçirdik. Bu süre ülkemiz için telafisi olmayan kayıplara neden oldu. Vatanın bütünlüğü için binlerce Mehmetçiğimiz vatan toprağını kanıyla suladı.

Türkiye’yi darbeler, iç çatışma ve terörle oylamaya ve kendilerine mahkûm hale getirmeye çalışan emperyalist devletler besledikleri taşeron örgütlerle üzerimize geldiler. Ekonomi ve sanayi gibi önemli parametrelerde Türkiye’nin ilerlemesinin önü kesilerek bölgesel bir güç olması engellendi. Bu sürede milli kaynaklarımız terörle mücadele için kullanıldı. Bu da üretim kapasitesini artıracak sanayi kollarına yatırımın önünü kesti. 

Türkiye kendi içinde oyalanırken bir yandan da terörün siyasi uzantıları peyda edilerek sorunun kronik hale gelmesi amaçlandı. Bu noktadan sonra terörle sadece silahlı değil aynı zamanda siyasi uzantılarıyla da mücadele edilmesi gerekliliği oluştu. PKK’yı terör örgütü ilan etmesine rağmen her türlü lojistik desteği sağlayan ABD ve Avrupa, terör örgütünün siyasi uzantılarını korumak ve kollamak için de “insan hakları” kartını kullanmaya başladı.

PKK terör örgütünün kapana kısıldığı ve bitme noktasına geldiği her dönem, ABD ve Batı da terör örgütünün siyasi uzantılarını devreye sokarak insan hakları kartını kullandı. Terörün her türlüsüyle mücadelenin önü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve onun ülkemizdeki acentesi gibi çalışan Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından kesilmek istendi.

Bu gerçekler ışığında MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin uzun zamandır dile getirdiği ve geçtiğimiz günlerde de tekraren ifade ettiği terörün siyasi uzantılarının maaşlarının ve aldıkları hazine yardımının kesilmesi önerisi milli vicdanlarda bir kez daha karşılık buldu. Hangi devlet, ülkesini bölmeye çalışan ve askerini hedef alan bir terör örgütünün sözcülüğünü yapanları parlamentosunda besler ki!? Hangi hukuk devletinde bir siyasi parti terör örgütlerinin ağzıyla konuşabilir!? Türkiye de doğru olanı yapmalı ve MHP Liderinin önerisini acilen gündemine almalı.

Türkiye bir hukuk devleti olduğunu, 85 milyonun güvenliğini gözettiğini, milli birlik ve bütünlüğü koruduğunu göstermek için devleti ve milleti hedef alan bu zararlı yapıları acilen temizleyerek gündeminden çıkarmalı. Bunu hem hukuk hem de güvenlikçi yöntemleri kullanarak hayata geçirmeli. Geçen her dakika Türkiye’nin aleyhinedir. Çünkü asıl amaç da Türkiye’yi bu zararlı unsurlarla oylamak değil midir? Bunun için Sayın Bahçeli’nin sunduğu 4 önerinin dikkate alınması ve bir an önce uygulanması şarttır. 57 DEM milletvekilinin maaşı ve partinin hazine yardımı kesilmeli, fezlekesi olan vekiller yargının önüne çıkarılmalı, hukuku işletmeyen AYM üyeleri hem yargılanmalı hem de yapısı değiştirilmeli, TBMM kürsü dokunulmazlığı yeniden belirlenmelidir. Terörün siyasi uzantısıyla mücadele için bu önerilerin hayata geçmesinden başka seçenek yoktur. 

2008 yılında AK Parti’ye açılan kapatma davası neticesinde hazine yardımının yarısının kesilmesine hükmeden Anayasa Mahkemesi, terörün uzantısı HDP için bırakın kapatmayı veya hazine yardımını kesmeyi, hazine yardımına bloke konulmasına bile karşı çıkarak yardım almasının önünü açtı. AYM alenen PKK’nın siyasi uzantılarıyla işbirliği yaptı. Türk milletine ve devletine karşı işlenebilecek bundan daha ağır bir suç var mı? Bugünkü AYM’nin, MHP hakkında kapanmasını küçükte olsa ima eden bir dosya gelse anında kapatma kararı vermek için pusuda beklediğinden zerre şüphem kalmadı. Çünkü bu AYM Türk milletinin değil, düşmanlarının icra organına dönüştü.  

Terörün siyasi uzantılarıyla mücadele etmek için onları siyaseten koruyup kollayanlarla da mücadele etmek gerekir. Bugün DEM ve kendinden önceki türevlerini koruyan CHP gibi partilerle de hem siyaseten hem de hukuken mücadele edilmesi gerektiğiyle karşı karşıyayız. Terörün siyasi uzantılarına sahip çıkan bugünkü CHP yönetiminin terörün vahametini anlaması için her birisinin ailesinden bir tane şehit mi vermesi gerekiyor? Teröre karşı her zeminde ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini anlamak için PKK terörünün CHP’li yöneticilerinin evinin içine mi girmesi gerekiyor? 

Örneğin CHP’nin Grup başkanvekili Ali Mahir Başarır Türk devletine “katil” diyen, bu devletin yıkılması gerektiğini söyleyen TİP’li Ahmet Şık’ın ve PKK’nın siyasi acentesi olan DEM milletvekillerinin meclisten aldıkları maaşlarının şehit ailelerine aktarılmasının “saçma” olduğunu söyleyebiliyor. Bu vekil görünümlü zelil yaratık DEM’e “PKK’yı terör örgütü olarak görün ve lanetleyin” diyemiyor. “Gazi Meclisin kürsüsünden Kürdistan diye seslenemezsiniz” diyemiyor. DEM sıralarına dönüp “Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bizim sınırlarımızda Kürdistan diye bir yer yok ve olmayacak da” diyemiyor. Tipsiz TİP’li Ahmet Şık’a “Türk devletine katil diyemezsin. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının binlerce şehit vererek kurduğu bu devleti yıkmaya cüret dahi edemezsin” diyemiyor.

Ruhunu DEM’e, bedenini TİP’e kiralayan ve Türk orduna “satılmış” diyen Ali Mahir Başarır’ın ağzı sadece vatanseverlere karşı açılıyor. 

Meselenin kısa vadede çözümü için; DEM’lilerin maaşlarının, hazine yardımının ve partilerinin; DEM’lenenlerin de çenelerinin kapatılması gerekiyor.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *