Tarımsal planlamada asıl mesele!
Ülkemizde tarım politikasından çok magazinsel anlamda güncelliğini ve gündemdeki yerini hiçbir zaman kaybetmedi. Son ayların, haftaların ve günlerin tarım gündemi “Tarımsal üretim planlaması” ve bu gündemle ilgili takvim işlemeye başladı.
Bu süreçte ekranlara bakıyorum da herkes tarım uzmanı olmuş, öyle yorumlar yapılıyor ki, mevcut gündemdeki belirsizlikler olduğu bir ortamda yapılan yorumlar insanların aklını karıştırmaktan başka bir şeye yaramıyor, maalesef.
Böyle bir ortamda Cumhuriyet dönemi Türk düşünürlerinden, Sakallı Celal’in sözü aklıma geliyor. “Bizde bilgililer ilgisiz; ilgililer de bilgisiz.” Ne diyelim ülkemiz böylesi karmaşık bir durumda, “tarımı biz tarımcılardan başka herkes çok iyi bilir, çok da konuşur, hatta yazıyor bile !..”
Uygulanan bir politikanın, planlamanın değerlendirmesi yapılırken verilere ve bu verilerin zaman serisine bakmak gerekir. Bir politikanın negatif yönleri de olduğu gibi pozitif yönleri de olur. Burada asıl mesele “mazot gübre desteği” ibaresinin olup olmadığı değil uygulanmak istenen politikanın pozitif yönlerinin fazla olup olmadığıdır.
BİTKİSEL ÜRETİMDE 3 ANA BAŞLIK ALTINDA DESTEKLEME VAR.
24 Ağustos 2024 günü 2024 yılı bitkisel üretim desteklerine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı yayımlandı. Bu destekleme planı 2025 yılı ekiliş dönemini kapsamayacak şekilde normal süreçte devam edecek.
Yeni model kapsamında destekler 2025-2027 dönemini kapsayacak şekilde 3 yıllık açıklandı. Böylece üretim döneminin başlayacağı 1 Eylül’den önce bitkisel üretim destekleri de açıklanmış oldu.
2025 yılından itibaren çiftçilere bitkisel üretimde 3 ana başlık altında destek ödenecek. Bitkisel üretimin desteklenmesi programıyla, tüm çiftçilerimize:
- Temel destek,
- Planlı üretim desteği ve
- Üretimi geliştirme desteği verilecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın teklif edeceği ve uygun göreceği destek miktarları ile 18 üründe ödenen fark ödemesi desteği ödeme yapılacak.
Yeni model ilk etapta çok karışık gibi gösterilse de aslında çok basit. Bu modelin mottosunda “kayıt altına alma, üretim ve verimlilik” yatmaktadır. Bütün Dünya ülkeleri tarımını destekler ve desteklemek zorundadır. Dolaysıyla ülkemiz tarımı, çiftçisi, üreticisi sahipsiz değildir. Burada önemli olan: Çiftçinin, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığının, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığının, T.C. Ticaret Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın aynı pencereden bakabilmesidir. Ayrıca bazı karar alma ve planlamalarda T.C. Tarım ve Orman Bakanlığına inisiyatif verilmelidir.
ÇOK MU ZOR?
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığının tüm il bazında hızlı bir şekilde organize olup 2025-2027 dönemini kapsayacak “Bitkisel Üretim Destekleme” ve 2024-2028 yıllarını kapsayan “Hayvancılık Yol Haritası” nı 81 il ve 922 ilçe müdürlüklerinde bilgilendirme toplantıları düzenlenmelidir. Aksi durumda çıkar biri “mazot gübre desteği kalktı” der. Açıklama üstüne açıklama yapmak zorunda kalırsınız.
Çiftçi üründen çok kazanacağı para merkezli üretim yolunu seçer. Bu mantığı destekleme ile aşılacağı anlatılmalı çiftçi ikna edilmeli. Aksi durumda bütün çiftçiler temel+planlı hatta su ve daha farklı üretim yollarını tercih etme yoluna gidebilir. Bunu önüne geçilmelidir.
Bakanlık, il ve ilçe personeli çiftçi ile teknik anlamda inandırıcı ve samimi olmalıdır. Aksi durumda çiftçi ile sağlıklı veri kaydı oluşturulamaz. Çiftçi 2 traktörü varsa 1 tane, hayvan sayısı 30 ise 20 diye beyan eder. Geçmişten günümüze tarımsal anlamda kayıt altına alımlarda hep bir endişe hâkim olmuştur. Bu endişeyi yenmede Bakanlık olarak çiftçilere yardımcı olunmalıdır.
ÇKS iş ve işlemleri çok fazla uzatılmadan tarım ilçe personeli üzerinden alınmalıdır. Artık “mühendis maaşı verip memur işi yaptırılmaya” son verilmelidir. Mühendis sahada çiftçi ile birlikte karar verme ve uygulama yapmalıdır.
ÇKS iş ve işlemlerinde Ziraat Odalarıyla paydaş olunmalı, tarımsal bilgiler paylaşılmalıdır. Ziraat Odaları evrak işlemlerini düzenlerken, planlama ve sahada koordinasyon ilçe tarım personellerince yürütülmelidir. Ayrıca Ziraat Odalarına hem memur hem de teknik anlamda destek de verilmelidir.
Üretim ve verimlilikte yüzde 25 toprak hazırlığı, yüzde 25 tohum seçimi, yüzde 25 bakım ve besleme (gübreleme, ilaçlama, sulama vb.), yüzde 25 hasat etme. Bu dört aşamada mühendis ve çiftçi birlikte karar vermeli ve sahada olmalıdırlar.
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı personel alımlarında KPSS’de tarih, coğrafya sorularıyla alımlar yapmamalıdır. İlk etapta Tarım Kredi Kooperatiflerinde, TİGEM, TMO vb. kurumlarda alımlar yapmalıdır. Bu kurumlarda çalışan teknik personel iş ve işlemleri saha tecrübesini kazanmalıdır. Daha sonra Tarım Bakanlığı yapacağı sınava girme koşulu olarak kamu kurumlarında 3 yıl, özel sektörde 5 yıl çalışma zorunluğu getirmelidir. Tarım Bakanlığının yapmış olduğu sınav sonucunda tarım bakanlığı personeli planlama yapma, sahaya hakim olma ve koordinasyon sağlama konusunda uzman olacaktır.
Son söz: Gıda, su, beyin stratejik ürünlerdir. Ülke olarak giderek ülkemiz tarımını heba ediyor; satranç yerine sürekli dama oynuyoruz. Günümüzde bekayı oluşturan dört temel noktalardan üçü ön plana çıksa da bizim “asıl beka sorunumuz TARIMDIR!”
Cumhuriyeti’nin 100. yılında ülkemiz için belirlenen hedeflere büyük ölçüde ulaşmayı çalıştığımız, birçoğunu başardığımız bir dönemin umudu ve inancı içindeyiz. Bu umudu ve inancı hiç kaybetmeden yaşamaya mecburuz.
Rahatça uyuduğumuz mutlu bir geleceğe inanıyorum.
Sizlerde inanın… Sağlık ve sevgiyle kalın