Türk Dünyası ortak para birimi
Halihazırda dünyanın pek çok bölgesinde krizler, çatışmalar, gerginlikler, terör olayları, düzensiz göçler, ekonomik ve ticari bunalımlar sürerken insanlığın huzuru bozulmuş, kalıcı barış ve refah için umutlar tükenme aşamasına gelmiştir. Böylesi şartlar altında ise Türk Devletleri Teşkilatı erişmiş olduğu etkin kabiliyet ve kapasitesi ile tüm insanlığa umut olmuştur.
Bilindiği üzere Türk Devletleri Teşkilatı, Türk dünyasının ortaya koyduğu kararlı irade ve birlik ruhu ile önümüzdeki yüzyılın şartları, küresel nizamın tesisi, insanlığın huzuru ve kalıcı barışın sağlanmasında en etkili aktör olacağını şimdiden göstermiştir. Bu anlamda yapılan her zirvede alınan kararlar Türk dünyasının iradesini perçinlerken atılan somut adımlarla beraber ortaya konulan iradenin gerçekçi bir zeminde vasat bulduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Ekonomik, askeri, eğitim, ticari, siyasi anlamda işbirliğini artıracak ve teşvik edecek kararların alınması bunun en önemli tezahürüdür. Geçtiğimiz Eylül ayında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu’nun üçüncü toplantısı sonrası 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi üzerinde uzlaşıldığının duyurulması tarihi bir sürecin başlangıcı olmuştur.
Bunlarla beraber Türk Dünyasının gerekli zemini hazırlayıp ortak bir pazar oluşturarak ortak bir para birimini hayata geçirmesi ise kaçınılmaz bir durumdur. Ancak bu hususun hayata geçirilmesinin Türk Dünyasına olumlu bir etki sağlayabilmesi adına gerçekliği göz ardı etmeden hareket edilmesi ise elzemdir. Piyasaya sürülecek olan para biriminin malumunuz olduğu üzere dolar bazındaki karşılığı TDT üyesi ülkeler için ehemmiyet arz edecek ve doğrudan ekonomisini etkileyecektir. Ortak para biriminin dolar karşısındaki paritesi ekonomik büyüklük ve güç, enflasyon oranları, ilgili ülkelerin Merkez Bankası politikaları, dış ticaret dengesi, dolarizasyonun seviyesi, enerji kaynakları gibi faktörlere bağlı olarak belirlenecektir. TDT üyesi ülkelerin 2022 yılına ait Gayri Safi Yurtiçi Hasılaları ile mevcut para birimlerinin dolar karşısındaki paritelerini incelediğimizde;
-Türkiye: GSYİH 905 milyar dolar, enflasyon %64, Dolar/TL kuru 18,7 TL
-Azerbaycan: GSYİH 79 milyar dolar, enflasyon %14, Dolar/Manat kuru 1,7 AZN
-Kazakistan: GSYİH 224 milyar dolar, enflasyon %20, Dolar/Tenge kuru 460 KZT
-Kırgızistan: GSYİH 10 milyar dolar, enflasyon %15, Dolar/Som kuru 85 KGS
-Türkmenistan: GSYİH 45 milyar dolar (resmi verilere ulaşmak zor olduğundan tahmini), enflasyon %13 (tahmini), Dolar/Manat kuru 3,5 TMT
-Özbekistan: GSYİH 81 milyar dolar, enflasyon %12, Dolar/Som kuru 11000 UZS
Bu veriler ışığında ilgili ülkelerin GSYİH’leri kullanılarak ağırlıklı ortalamaya dayalı yaklaşımla oluşturulacak yeni para biriminin dolar karşısındaki değeri 750-760 birim civarında gerçekleşecektir. Daha basit bir ifadeyle 1 dolar = 750-760 yeni Türk dünyası parası olabilecektir. Elbette bu sadece tahmini bir hesaplamadır. Uygulamaya konduğu süreçteki politikalar, merkez bankası kararları, sermaye akışları gibi faktörler doğrudan etkili olabilecektir.
Burada ortak para birimine geçilmeden önce tabii olarak atılması gereken önemli adımlar vardır. Öncelikli olarak Türk dünyası için ortak bir pazar oluşturulması gerekmektedir. Bununla birlikte her ülkenin ekonomisini destekleyici politikaların ortak bir akılla oluşturularak hayata geçirilmesi ve üye ülkelerin bu duruma önemli ölçüde katkı sağlaması gerekmektedir. Diğer yandan Doğu ile ticaretini yoğun sürdüren fakat Batı dünyası ile yeterli ölçüde dengeyi sağlayamamış ülkelerin buraya yönelik politikaları ivedi şekilde hayata geçirmesi de önemli diğer bir husustur. Her bir ülkenin dış ticaret dengesini sağlayacak, cari açığı azaltacak politikalarla diğer yandan da gerekirse ithal ikameci politikaları devreye sokarak yine bununla beraber ihraç edebilecekleri hammaddeleri saf hali yerine işleyip ihraç edebilecek kabiliyete erişmesi olmazsa olmazdır.
Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında Türk dünyasının ortaya koyduğu birlik ruhu ve iradenin az evvel bahsettiğimiz şartları sağlama noktasında muktedir olacağına inancımız tamdır. Zira TDT üyesi ülkeler tarafından yayınlanan 2040 vizyonu çerçevesinde “ulusal ekonomik kalkınma politikalarının uyumlu hale getirilerek Üye Devletler arasındaki ekonomik işbirliğinin ve etkileşimin derinleştirilmesi, Üye Devletlerin, bölgesel ve küresel ekonomik istikrara katkıda bulunan Doğu ve Batı, Kuzey ve Güney ticaret koridorlarını birbirine bağlayan güçlü bir bölgesel ekonomik gruba dönüştürülmesi, dördüncü Sanayi Devrimi’nin desteklenmesi ve Büyük Veri kullanımı yoluyla küresel bilgi tabanlı ekonomi ile daha iyi entegrasyon sağlanması” gibi hususlar da vurgulanmaktadır. Görünen o ki sağlanan mutabakatlar neticesinde ortak para birimi için de zemin hazırlanmış ve şartların olgunlaşması için engel kalmamıştır.