25 Ekim 2024
weather
16°
Twitter
Facebook
Instagram

Türkiye’nin BRICS başvurusu

YAYINLAMA:
Türkiye’nin BRICS başvurusu

İkinci Dünya Savaşı’yla beraber insanlığın karşı karşıya kaldığı hemen her alanı kapsayan yıkım ve akabinde Soğuk Savaş iklimiyle yeniden şekillenen küresel dengeler devletleri “tek kutuplu dünya düzeni” dayatmasıyla karşı karşıya bırakmıştır. Sovyetlerin dağılmasıyla beraber Soğuk Savaş’ta Batı zaferini ilan ederken dayatma ve hegemonyasının da derecesini artırmıştır.

Dünyanın içerisinde bulunduğu konjonktür ve kendilerinden çok uzak coğrafyalardaki ülkelere bile özellikle de ekonomik kapsamda dayatmada bulunan çevrelerin politikalarının geçerliliğini yitirmesi diğer yandan uzun yıllar boyunca benzer politikalarla yön verilmeye çalışılan ülkelerin artık bu düzeni reddetmesiyle beraber küreselleşmeden yerelleşmeye doğru çalışmalar hız kazanırken, süreç çok kutuplu bir dünya düzenine doğru evrilmeye koyulmuştur.

Brezilya, Rusya, Çin ve Hindistan’ın 2009 yılında bir araya gelmesiyle BRIC kurulmuş, 2011 yılında gruba Güney Afrika’nın da katılmasıyla BRICS adını almıştır. Ocak 2024’te Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Mısır ve Etiyopya’nın da katılımıyla daha da genişlemiştir. Geçtiğimiz Eylül ayında Türkiye BRICS’e tam üyelik için başvuruda bulunmuştur. Çarşamba günü Rusya’nın Kazan kentinde düzenlenen 16. BRICS Zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir araya gelmiştir.

Dünyanın hemen her coğrafyasında gerilimler artarken bir yandan Orta Doğu’da vasat bulan gelişmeler, diğer yandan Avrupa’nın göbeğinde devam eden savaş ikliminde değişen ve dönüşen küresel şartlar altında Türkiye gerek jeostratejik konumu gerekse de Ankara merkezli bakış açısı ile ortaya koyduğu politikalar ile dünyanın merkezi haline gelmiştir. Bununla beraber Irak’la beraber geliştirdiğimiz “Kalkınma Yolu” Doğu’da hayata geçirilmesi kaçınılmaz hale gelen “Zengezur Koridoru” projeleri küresel ticaret anlamında da ülkemizin önemli bir merkez olduğunu tekraren göstermektedir.

Türkiye, vasat bulan bölgesel ve küresel krizlerin çözümü noktasında güvenilir bir ortak ve arabulucu olduğunu insanı temel alan, küresel barışı önceleyen, çift başlı Selçuklu kartalında anlamını barındıran duruşuyla yön verdiği politikalarıyla ortaya koymuştur. Bu kapsamda Türkiye’nin BRICS başvurusu sahip olduğu konumu ile Doğu ile Batı ekonomisini pekiştirmek her iki coğrafya arasındaki ekonomik bütünleşmenin öncüsü olabilmek temelindedir. Konu ekonomik olduğu kadar diplomatik anlamda da ülkemize katkı sunacağı gibi diğer yandan da Doğu ile Batı arasında vasat bulan krizlerin diplomasi masasında çözüme kavuşturulabilmesi açısından da (Türkiye’nin arabuluculuk rolü konusunda başarısı göz önünde bulundurulduğunda) yeni fırsatları doğuracaktır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *